Uzun süredir görüşemediğim bazı dostlarla Pazar günü akşamı bir mekanda karşılaştık.
Toplam 12 kişi idik. İçlerinde CHP'ye gönül vermiş, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'un ikinci dönem seçim çalışmalarında destek olmuş isimlerde vardı.
Sohbet ettiğimiz dostların çoğu AK Partili ve Emirdağlı idi.
Vaktin nasıl geçtiğini anlamadım.
Saat: 21.00 de başladığımız sohbet 00.30'da tamamlandı.
AK PARTİ MECLİS ÜYESİ VERMEYİNCE
KAZIM KURT'A DESTEK VERMİŞLER
İçlerinden birisi 'Burhan Sakallı'nın Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmasında çok büyük katkımız oldu. Kendisinden üç Emirdağlı ismi Odunpazarı ve Tepebaşı Belediye Meclis üyesi yazdırmasını rica ettik. Bu ricamızı Odunpazarı Belediye Başkan adayı Volkan Doğan'a da ettik. Listeler açıklandığında Emirdağlı bir ismi bile göremeyince desteğimizi çektik. Biliyorsun Emirdağlıların çok yoğun yaşadıkları Mahalleler Emek ve 71 Evler. Bu iki mahallede yaşayanların yüzde 80'i sağ görüşlü. Bizde verilen sözlere rağmen Emirdağlı arkadaşları Belediye Meclis üyesi adayları arasında göremeyince bu mahallelerde yaşayan hemşerilerimize Odunpazarın da Kazım Kurt'a, Büyükşehir de ise Yılmaz Büyükerşen'e oy vermelerini rica ettik. Onlarda gereğini yaptılar. Odunpazarı Belediye seçimlerinde Emek ve 71 Evler Mahallesindeki sağ görüşlü seçmenler tarihte ilk kez sol partiye oy verdiler. Yılmaz Hoca 40 bin, Kazım Başkan 7 bin oy farkla seçildi. Eğer Emirdağlılar destek vermemiş olsaydı bugün özellikle Odunpazarı Belediye Başkanlığı koltuğunda Volkan Doğan oturuyor olacaktı' dedi.
KAZIM KURT'A KIRGINLAR
'Kazım Kurt'a destek verdiniz için pişman mısınız?' diye sorduğumda bir başka isim şöyle yanıtladı:
'Hayır, pişman değiliz. Söz verdik sözümüzün arkasında durduk. Zaten CHP'nin de Belediye Meclis üyesi adaylarıbelli olmuştu. Kendisinden Emirdağlı bir arkadaşımızın seçimi kazanması halinde danışmanveya daire müdürü yapmasını rica ettik. Bize söz verdi. Seçimlerin üzerinden iki yılı aşkın süre geçti. Kazım Başkan da bize vermiş olduğu sözünü yerine getirmedi. Bu nedenle kendisine kırgınız.'
YAŞADIKLARIMIZ BİZE DERS OLDU
'Eskişehir'de 100 bini aşkın Emirdağlı yaşıyor. Emirdağ lobisi yok. Bakın Mihalıççık ve Sivrihisar'a hemen hemen her dönemde belediye başkanı veya milletvekili çıkarıyorlar. Siz birlik olsanız bağımsız bile milletvekili, belediye başkanı çıkarırsınız' dediğimde içlerinden birisi, 'Tam da yaramıza tuz bastın. Emirdağ'ın ileri gelenleri olarak iki kez toplantı yaptık. 2023 milletvekili 2024 belediye seçimleri öncesindeAK Parti ve CHP ile görüşeceğiz. Özellikle Odunpazarı Belediye Başkanlığına ve meclis üyeliğine Emirdağlı arkadaşlarımızın aday gösterilmesini talep edeceğiz. Kabul etmezlerse bizde Odunpazarına bağımsız aday çıkaracağız. Yavaş yavaş Emirdağlılar arasındaki bölünmüşlük kalkıyor. Bir birimize kenetlenmeye başladık. 2019 seçimlerinde yaşadıklarımız bize ders oldu. Nasıl yaklaşık 8 bin nüfuslu Mihallıçık ilçesi her dönem milletvekili ve belediye başkanı seçtirebiliyorsa bizde eğer AK Parti ve CHP'ye önereceğiz belediye başkan ve milletvekili adaylarımızı aday gösterilmezse bağımsız adaylarımızı çıkarıp kazanmaları için gündüzümüzü gecemize katarak gerekirse 2-3 saatlik uykuyla 2 ay çalışacağız. Bir dönem Emirdağlı bir arkadaşımızı belediye başkanlığı koltuğuna oturtursak gelecek dönemlerde de o koltukta Emirdağlı başkanlar oturmaya devam eder' dedi.
* * *
2023 cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için artık geri sayım başladı. Emirdağlılar bu seçimlerde AK Parti ve CHP ile masaya oturup Emirdağlı bir ismin aday gösterilmesini talep edecekler.
Eğer AK Parti ve CHP'den olumsuz yanıt alırlarsa bağımsız milletvekili adayı çıkarmayı ciddi ciddi düşünüyorlar.
En az 100 bin Emirdağlı destek verir ve adayın arkasında dimdik dururlarsa 2023 seçimlerinde TBMM'ye bir milletvekili gönderebilirler. 2024 yerel seçimlerinde de belediye başkanlığı kazanabilirler. Yeter ki 'senin adayın, benim adayım' kavgası yapmasınlar.
ESKİŞEHİR MİLLETVEKİLİ ADAYLARI BELİRLENMİŞ
Tam muhabbet bitti derken Emirdağlı bir başka isim ise, 'Sadi Bey sana bomba gibi haber' dedi.
'Nedir?' diye sordum.
'AK Parti'nin 2023 seçimlerinde milletvekili adayları yüzde 80 belli. Mevcut milletvekillerinden sadece birisi aday gösterilecek. O da Eskişehir'den değil' dedi.
Yazım uzadı.
O isimleri de yarına bıraktım.
* * *

BU KADAR OLMAZ!
Pazar günü oynanan 1922 Konyaspor maçında takım 3-0 mağlup olunca bir grup taraftarda Başkan Mehmet Şimşek ve yönetime tepki gösterdi. Haklılar veya değiller. Ancak taraftarların da öfkesine de saygı duymak lazım.
6 binin üzerinde taraftar tatil gününde saatin 19.00'unda evinde çoluk çocuğunu bırakmış. Veya annesi-babasıyla geçireceği vakti Siyah-Kırmızılı Kulübe üç kuruşta olsa destek vermek için maça gelmiş.
'Yeni sezon-yeni umut' diyerek sahada Siyah-Kırmızılı formayla futbol oynamaya çalışan 11 futbolcudan beklentisi maçı kazanmaları idi. Ancak uzatmalarla birlikte 96 dakika oynanan futboldan tatmin olmadı.
Üstelik 3-0 yenilgiyle kahrolmuş taraftar haklı olarak öfkesini yönetimden çıkaracak. Bağırıp-çağırıp içini dökecek ve tatmin olacak.
Maç sonunda öfkelerini kusan taraftarlar haklı.
* * *
Sosyal medya hesabından yapılan eleştirilere de hak veriyorum. Hepimizin beklentisi 1922 Konyaspor karşısında alınacak galibiyetti.
Sahada bir varlık gösteremeyen futbolcuları da eleştirenlerde haklıydı. Futbolcu kardeşlerimin 3, 4'ü hariç sırtına giydikleri formanın ağırlığını taşıyamıyorlar.
Yönetim ne yapsın.
Sahaya çıkıp kendileri oynayacak değil.
Takımın başına bilgisine, tecrübesine inandıkları ki bu ligi en iyi tanıyan hocayı getirdiler.
Hocanın elinde sihirli değnek yok ki dokunsun da futbolculara kendi güçlerinin üzerinde güç versin.
Hatası yok mu?
Var elbette.
Oynatmaya çalıştığı sistemi Türkiye'de kaç takım uyguluyor?
Zaten yetenekleri belli futbolcular bu sisteme ayak uyduramadılar.
Cüneyt Hoca bu sistemden vaz geçmez ısrar ederse bu takımın maç kazanması çok çok zor.
Bu takım 2-3 maç daha üst üste mağlubiyet alırsa ligin sonunu beklemeden küme düşecek kulüplerin başında yer alır.
* * *
Gelelim maç sonunda paylaşılan Twitlere.
Yukarıda da yazım.
Eleştirilere evet de bir twit var ki bunu bir taraftara hiç ama hiç yakıştıramadım.
Eleştirilere Başkan Mehmet Şimşek'in eşini de karıştırmış.
Eşinin ne suçu günahı var?
Bir gün eşini kulüpte gördün mü?
Sonuçta her ne kadar Mehmet Şimşek'in eşi de olsa o bir ANNE.
Günü geldiğinde hepimiz annemizi ve eşimizi başımızın üstüne çıkartırız.
Onlara olan saygı ve sevgimizi gösteririz.
Belki de maçın skorundan bile haberi olmayan, o saate çocuklarının karnını doyurmakla meşgul olan bir hanımefendiye yapılan saygısızlığı ne ben ne de Eskişehirspor taraftarları kabul etmez.
Ayıptır günahtır. Aynı twiti Mehmet Şimşek paylamış olsa eline silahı alır gidip vurursun.
Bunu 'ben Eskişehirspor taraftarıyım' diyen bir kişiye yakıştıramadım.
Eşlerimiz, çocuklarımız, annelerimiz hepimizin namusudur.
Mehmet Şimşek'e veya bir başka yöneticiye kızıyorsan ona küfret, ama namusunu karıştırma.
Ben Mehmet Şimşek'in yerinde olsam Savcılığa o paylaşımı yapan her kim ise şikayet eder hakkında suç duyurusunda bulunurum.
* * *

DERS VEREN HİKÂYE:



Daha iyi anlatmak
New York'ta, Brooklyn Köprüsü üzerinde dilenen kör bir dilenci, bir gün bir şairin dikkatini çeker. Dilencinin boynunda asılı bir tabela vardır. Şair, dilenciye günlük kazancının ne kadar olduğunu sorar. Dilenci de sekiz-on dolar kadar olduğunu söyler. Bunun üzerine şair, dilencinin boynuna asılı
tabelayı ters çevirerek bir şeyler yazar:
'Şimdi buraya senin kazancını artıracak bir şeyler karaladım. Bir hafta sonra yanına geldiğimde bana sonucu söylersin' der ve oradan ayrılır.
Şair, bir hafta sonra dilencinin yanına uğrayıp kendini tanıtınca, dilenci:
'Bayım size ne kadar teşekkür etsem azdır. Bir haftada kazancım ikiye katlandı. Çok merak ediyorum tabelaya neler yazdınız?'.
Bunun üzerine şair gülümser ve:
'Tabelada doğuştan körüm, yardım edin yazıyordu. Bense -Bahar gelecek, ama ben yine göremeyeceğim – diye yazdım' der.
Önemli olan, anlatılmak istenen şeyi en iyi şekilde anlatmak olduğuna göre;
Her şeyin daha iyi anlatılabileceği bir yol vardır. Yeter ki onu bulmaya, uygulamaya ve ufkumuzu bu doğrultuda genişletmeye uğraşalım…
* * *

FIKRA

OFLU HOCA
Oflu hoca Cuma namazında içki içenleri fena azarlıyordu:
-'Paranızı sokağa atıyorsunuz! Kazanan kim? Meyhaneci. En büyük dükkan kimin? Meyhanecinin. En güzel ev kimin? Meyhanecinin. Ya en güzel araba? Meyhanecinin.Bu paraları veren kim? Ha sizin gibi kafasızlar...'
Aradan 2 hafta geçer, bir adam koşarak hocanın yanına gelir ve ellerine sarılıp öperek:
-'Allah razı olsun hocam, senin verdiğin içki vaazı sayesinde hayatım kurtuldu.'
Hoca memnun:
-'Aferin, içkiyi bırakmanın mükafatlarını ahirette de göreceksin oğlum' der.
Adam düzeltir:
-'İçkiyi bırakmadım hocam, MEYHANE AÇTIM!'.
* * *