Yazın dünyası gerçekten zor bir dönemden geçiyor. Okumanın keyif olmaktan çıkıp sadece siyasi bir duruş olarak yer edindiği bir ülkede yaşıyoruz. Okuyanların epey bir bölümü manavdan alışveriş yapar gibi kitap seçme tekniğini kullanarak tematik bir yoldan uzak duruyorlar.
Yazma işine gelince elbette çok önemli bir yaşam biçimi. Yazmak yaşamak demektir. Yaşamın dengeleyicisi ve hobi diye bakıyorsak bile en kaliteli gibilerden biridir. Yazmak basamaklarda ibarettir. Adım adım büyümek ve her süreçte umutsuz kalmamak. Bugünlerde Nazan Hava'nın kitabını okudum. Leziz öyküler koymuş kitabına ve tebessümle sunmuş okuruna. Kendi içinde büyüyecek bir yolu boyamış elleriyle. Elbette umut ve devam etme isteği gerekiyor yeni adımlara ancak edebiyatın büyüsünün de okurla buluşmak ve her an onlarla irtibatta olmayı istemekle oluyor bazı süreçler. Kendisinin yeni kitabı da hazırmış. Umarım onu da en kısa zamanda okuruyla buluşturur ve yol alır. Eskişehir'de ve diğer şehirlerdeki okurlarıyla buluşmalarının daha sık olduğu bir dönem diliyorum kendisine. Edebiyatta yaşadıkça büyümek ve büyüdükçe yazmak en keyiflisi.
Edebiyat insanların, duygu ve düşüncelerini dili en güzel şekilde kullanarak ve estetik amacı güderek sözlü veya yazılı olarak ifade etmesi olarak tanımlanabilir. Edebiyat kavramındaki en önemli noktalar dil ve estetiktir. Edebiyat yapmış olmak için hem dili güzel ve etkili kullanmak hem de ortaya estetik bir unsur çıkarmış olmak gerekir. Edebiyat sözlü de olabilir yazılı da.
Anlatılmak istenen bir durumun, olayın, duygunun veya düşüncenin en güzel ve en etkili şekilde ifade edilmesi, paylaşılması edebiyat sayesinde olmaktadır. Bazen bir insana saatler harcayarak verebileceğiniz bir mesajı tek bir şiirler hatta tek bir dörtlük ile verebilirsiniz. Edebiyatın bir özelliği de öz olmasıdır. Dikkat edilirse burada sadece öz kavramından bahsedilmektedir. ''Öz''ün kullanıldığı yerlerde, bir alışkanlık olsa gerek, ''az'' kavramı da kullanılmaktadır. Oysa edebi eser kısa ve öz olmak zorunda değildir. Uzun ve öz de olabilir. Ancak ne olursa olsun öz olması şarttır. Edebiyat, kimi zaman bir şiirde yerini alır, kimi zaman bir romanda yahut hikayede. Nerede olursa olsun güzel ve hoştur, etkilidir. Edebiyat, aynı zamanda bir bilimdir de; zira onun da belli bir sistemi, belli kural ve kaideleri vardır. Yazdığınız her metin edebiyat özelliği göstermez. Yukarıda da belirttiğimiz gibi o metnin her şeyden önce estetik bir özelliğe sahip olması, öz olması ve dilinin son derece etkileyici ve açık olması gerekir. Edebiyat, sıradan olanı sıradışılaştırmaktır.
Her insan bir şeyler yazabilir; lakin her insan edebiyat yapamaz. Günlük bir olayı bir çocuk da kaleme alabilir, hiç okumamış biri de, bir edebiyatçı da. Hepsi için içerik aynı olsa da üslup, işi tamamen değiştirecektir. Estetik kabiliyete, dili kullanma gücüne sahip olan edebiyat yapmış olacaktır, diğerleri ise sadece bir bilgi yazısı yazmış olacaktır.
Nazan Hava'nın kitabından tekrar yola çıkarak bunu özetlersem yazıya keyif katmak zekayla olacak bir iştir.Gün geçmiyor ki O'nun kitabının ismi ve her öyküde her gün önümüzde olan ama farketmediğimiz olayları resmetmiş.Mona Lisa öyküsü benim en çok aklıma takılanı oldu.Edebiyat böyle bir çember yaratıp küçük detaylarda bir yıl çizmektir.Nazan Hava bu çerçevede edebiyat dünyasına giriş yapmış,okurlarıyla irtibatta,devamlılık içeren,araştırmacı ruhunun gelişerek yeşerdiği nice kitaplar yazması temennilerimle…