Farklı materyallerin aynı yüzey üzerinde yan yana getirilmeleriyle oluşturulan görsel çalışma...
Ortaokul yıllarında yapardık...
Çeşitli düğmeleri, kumaşları, başka yayınlardan kesilmiş fotoğrafları hayal gücümüze bağlı olarak yerleştirir, böylece de görsel açıdan farklı ve sürrealist çalışmalar yapardık...
Ne kadar absürt olursa o kadar dikkat çekici olacağını düşünürdük...
Resim yapma yeteneği gerektirme de,
Belli bir bakış, belli estetik anlayışın ürünü olurlardı...
Sonra bilgisayar, internet, dijital ortam derken, yaratıcılık ve hayal gücü giderek ölmeye başladı...
Bazı şeyler için, yalnızca aklından geçirmek bile yeterli oluyor artık...
Ya da,
Kes, kopyala, yapıştır...
Ne makasa ihtiyaç var, ne yapıştırıcıya, ne boyaya, ne de fırçaya...
Yani demem o ki,
Kolaj yapmakla resim yapmak çok farklı meziyetler isteyen dallar...
Resim yapmak çok özel bir yetenektir, o yüzden resim yedi sanattan biridir...
Kolaj olsa olsa, resmin bir alt türevi...
********************
Diyeceksiniz ki,
'Hayırdır?'
Diyeceğim ki,
'Hayır hayır...
Benim şer ile işim olmaz...'
Önceki gün akşam üzeri, 2Eylül Caddesi üzerinden, İsmet İnönü Caddesine doğru yürüdüm...
Hemen her gün o yolu yürürüm...
Ancak güneşin artık kendini iyice göstermesi ve havaların ısınmasıyla birlikte, her taraf cıvıl cıvıldı...
Üstelik pandemi de artık iyice geri çekilmişti...
Bu iki caddenin, tramvay hatları yapılmazdan önceki yani araç trafiğine açık halini dün gibi hatırlıyorum...
Elbette Eskişehirlilerin yarısından çoğu hatırlıyor...
Karşıdan karşıya geçebilmek bile büyük bir eziyetti...
Porsuk'un halini anlatmaya bile gerek yok...
Hem yürüdüm, hem izledim, hem düşündüm...
(Aslında iki işi aynı anda yapamam ama...)
********************
Bir öz deyiş şöyle der;
'Balık içinde olduğu deryanın kıymetini bilmezmiş...'
Bir de şu var;
'Balık, deryanın içinde milyonlarcası varken, oltanın ucundaki solucana feda eder kendini...'
Şimdi, bu yazı tam bir kolaj oldu...
********************
Eskişehir'de nice insanlar var ki,
Bu şehirde doğmuş, büyümüş, bu şehrin eski yıllarını da çok iyi bilir, hatırlar;
Ama yine de şehre çamur atmadan duramaz...
Şehri kötüler, yapılanları kötüler, basını kötüler...
Ne yapar ne eder, bir yerlerden bir şeyler çıkartır, çıkartamadı mı, kendisi uydurur...
Eskişehir'i yerin dibine sokmak için elinden geleni yapar...
Niye yapar niye eder bir türlü anlamam...
Hani vatanına kötülük edenlere, çamur atanlara söylenen bir söz vardır...
Ben aynısını şehrine bunu yapanlara söyleyesim geliyor ama ne dilim varıyor söylemeye, ne elim yazmaya...
Hani bu şehirde doğmamış ve büyümemiş olanları kısmen anlayabiliyorum da,
Bu şehirde doğup büyüyenler bunu nasıl yaparlar?
********************
İşte sözüm,
İçinde olduğu deryanın kıymetini bilemeyenlere...
Başka başka şehirlerden kes-kopyala-yapıştır yapıp, kolaj hazırlayan ve bunları bir tür propaganda malzemesi gibi kullananlara...
Oysa Eskişehir çok güzel bir tablo...
bu tabloya çamur atmaya çalışanlarınki ise,
Basit birer kolajdan başka bir şey değil...