Bu ve benzeri ayaklanmalar, daha sonra çok şiddetlenerek Anadolu'yu saracaktır. 2 Nisan'da Salih Paşa kabinesinin istifası ile 5 Nisanda işbaşına gelen Ferit Paşa, yayınladığı bildiride, Anadolu hareketini yönetenleri 'Yalancı, Milliyet davası ile, Vatan ve Milleti kendi ihtiraslarına feda eden kişiler' olarak suçlayacaktır. Anzavur isyanı ile ilgili Mustafa Kemal Atatürk'ün görüşleri ise şöyledir;
'Efendiler, öncelikle iç isyanlar hakkında açık bir fikir edinmek için müsaade buyurursanız bu isyan harekatına bi'l-münasebe temas ettikçe, temas olunan safhaları özet olarak arz edeyim: 21 Eylül 1919 tarihinde Balıkesir Kuzey mıntıkasında başlayan birinci Anzavur isyanı, 16 Şubat 1920 günü yine aynı mıntıkada ikinci defa olarak meydana geldi. Bu iki isyan, askeri kıtalarımız ve milli müfrezelerimizle bastırıldı. 13 Nisan 1920 tarihinde Bolu, Düzce havalisi de isyan etti. Bu isyan, 19 Nisan 1920 tarihinde Beypazarı'na kadar yayıldı. Bu esnada Anzavur, 11 Mayıs 1920 tarihinde top ve mitralyözlerle donatılmış beş yüz kişilik bir kuvvetle, üçüncü defa olarak Adapazarı ve Geyve havalisinde zayıf bir milli müfrezemize saldırmak suretiyle meydana çıktı. Anzavur, gönderdiğimiz milli müfrezelerimize, askeri kıtalarımıza sürekli olarak saldırdı. 20 Mayıs 1920 tarihinde Geyve Boğazı civarında mağlup ve firara mecbur edildi. Düzce havalisindeki isyan hadisesi önemli idi. Abhaza ve Çerkezlerden oluşan dört bin kişilik bir isyancı çetesi, Düzce'yi basarak hapishaneleri tahliye ettiler ve çarpışarak oradaki silahlı müfrezemizin silahlarını aldılar. Hükümet memurlarıyla, subayları hapsettiler. Her taraftan, asiler üzerine kuvvet sevk ettik. Bu sırada, Geyve'de bulunan 24. Fırka da Kumandanı Kaymakam Mahmut Bey başta olduğu halde Düzce'ye hareket etti. Mahmut Bey, meclisin açıldığı gün yani 23 Nisan 1920 günü Hendek'ten Düzce'ye geçerken Hendek'te isyan etti. Adapazarı'da asiler tarafından elde edildi. Mahmut Bey, 25 Nisan 1920 günü Hendek- Düzce yolu üzerinde asiler tarafından pusuya düşürülmüş ve ilk ateşte şehit edilmiştir. Erkan-ı Harbî Sami Bey, yaveri ve daha birkaç zabit de aynı zamanda şehit düştüler. Bunun üzerine, 24. Fırka muharebe edemeksizin tamamı asiler tarafından esir edildi. Bütün tüfekleri, topları alındı. Ağırlıkları yağma edildi. Bu esnada, İstanbul'dan İzmir Mutasarrıfı Çerkez İbrahim Adapazarı'na geldi. Ahaliye Selam-ı Şahaneyi (padişahın selamı) tebliğ etti ve yüz elli lira maaşla gönüllü kaydına başladı. Toplanan asi kuvvetler, bütün o bölgeye hakim olduktan sonra Geyve Boğazı'ndaki kuvvetlerimize saldırmaya başladılar. Bizim, bu isyan sahasına gönderdiğimiz ettiğimiz kuvvetler şunlardı:
  1. Salihli ve Balıkesir Kuvay-ı Milliyeden oluşan Çerkez Ethem Bey müfrezesi
  2. İki tabur nizamiye, dört cebel topu ve beş makineli tüfek ve üç yüz efe süvarisinden oluşan Binbaşı Nazım Bey müfrezesi
  3. İki tabur piyade, sekiz makineli tüfek, iki sahra ve iki cebel topundan oluşan Kaymakam Arif Bey müfrezesi
  4. Üç yüz kişilik milli kuvvet ve iki makineli ve iki bomba topundan ibaret Binbaşı İbrahim Bey müfrezesi (Çolak İbrahim Bey)

Kumandan olarak da Ali Fuat Paşa, Geyve Boğazı civarından Adapazarı istikametine ve Refet Paşa'da Ankara'dan Beypazarı yoluyla Bolu istikametine memur edildiler.

Adapazarı, Hendek, Düzce ve Bolu Ayaklanmaları
Ahmet Anzavur'un 25 Ekim 1919 tarihinde Balıkesir, Biga yöresinde başlattığı ayaklanmanın hedefi ; olayları, Adapazarı, Hendek, Düzce, Bolu- Gerede kesimine sıçratmak ve oradan da Yozgat, Tokat, Çorum, Kayseri, Niğde ve Konya'ya ulaşarak, tüm Orta Anadolu'yu kapsayan bir başkaldırıya dönüştürmektir. Bütün bu yörelerde isyan ateşini körükleyen odaklarla ilişkiler kurulmuştur. Planın arkasında İngiliz ajanları, padişahın adamları ve Damat Ferit Hükümeti'nin yayınlattığı fetvalar bulunmaktadır. Nitekim Şeyhülislam Dürr-i zade'nin hazırladığı ve Sultan Vahideddin'in onayladığı ünlü fetva üzerine isyan hareketleri patlamış ve milli kurtuluş mücadelesini tehdit noktasına kadar gelmiştir. Mustafa Kemal'in ifadeleri durumun vehametini göstermesi açısından çok önemlidir;

'Karışıklık ateşleri bütün memleketi yakıyor, hıyanet, cehalet, kin ve taassup dumanları tüm vatan göklerini yoğun karanlıklar içinde bırakıyordu. İsyan dalgaları, Ankara'da karargahımızın duvarlarına kadar çarptı. Karargahımızla şehir arasındaki telefon ve telgraf hatlarını kesmeye kadar varan akurane (kudurmuşçasına) kasıtlar karşısında kaldık'.

TBMM'nin ilk toplantısını yaptığı günlerde, Düzce ve Bolu çevresindeki isyan oldukça güçlenmiş, olayları bastırmakla görevlendirilen askeri birlikler yenildiğinden, bu durum isyancıları biraz daha cesaretlendirmiştir. Ankara'dan Bolu'ya görevli olarak gönderilen Şükrü, Fırat, Osman ve Hüsrev Beyler, Gerede'de asilerce yakalanıp, Bolu'ya ve Düzce'ye sevk edilirler. Fırka komutanı Mahmut Bey, Hendek'te şehit edilmiştir. Afyon'dan gelen kaymakam Arif Bey, Bolu'ya yetişerek ayaklanmayı bir ölçüde bastırmış ise de, bir gece vakti çadırında öldürülür ve kuvvetleri dağılır. İsyan hareketi Ayaş, Beypazarı, Mudurnu ve Nallıhan'a kadar uzar. Hedef ; Ankara ve Mustafa Kemal'in karargahı olan Ziraat Mektebi'ni ele geçirmektir. Karargah yakınına kadar sokulan asiler, telefon ve telgraf tellerini bile keserler. Yunan ordusundan daha tehlikeli boyutlara tırmanan bu ihanet şebekesini çökertmek, hayati bir durum haline gelmiştir. Bunun üzerine, Geyve Boğazı'ndaki Ali Fuat Paşa, onun Güneyindeki Refet Paşa, Çolak İbrahim Bey kuvvetleri ve daha önce Anzavur'un hakkından gelen Çerkes Ethem'in Kuvay-ı Seyyare'si bu hain çete gücünü ortadan kaldırmak üzere görevlendirilir.
16 Nisan 1920 günü Kuvay-ı Seyyare ve Kuvay-ı Milliye güçlerine yenilen Anzavur, İstanbul'a kaçtıktan sonra da boş durmaz. İzmit ve Adapazarı yöresine geçerek çatışmalarını sürdürür. Daha önceki plan Adapazarı, İzmit, Düzce ve Bolu ayaklanmaları ile Balıkesir, Biga, Bandırma İsyanları arasında bağlantı ve işbirliği kurmak ve böylece Marmara ve Kuzey Ege bölgelerini ele geçirmektir. Anzavur'un yenilmesi ve kaçması ile bu plan başarıya ulaşamaz. Yozgat ve Zile ayaklanması ile Konya'da ortaya çıkan ayaklanmalar arasında bağlantı ve bütünlük kurarak tüm Orta Anadolu'yu ele geçirme planı, Marmara ve Kuzey Ege bölgelerinde de uygulanmak istenmektedir. İzmit- Adapazarı- Düzce- Bolu- Gerede- Beypazarı, Balıkesir- Bursa- Biga- Bandırma ile Yozgat- Tokat- Zile- Konya- Bozkır yörelerinde patlayan ve üç dalga halinde gelişen isyan hareketlerinin ana hedefi; Kuvay-ı Milliye'nin kalbi ve karargahı olan Ankara'yı ve Milli Mücadele'nin lideri Mustafa Kemal'i ele geçirip yok etmektir (Devam Edecek).