Cumhurbaşkanı Hükümet Kabinesinin almış olduğu 'tam kapanma' kararı sonrası akla gelmeyen mağduriyetler yaşandı.

Dün bir komşumun evinde elektrik arızası olmuş. Elektrik yok. Kendisi uğraşmış yapamamış. Apartmanda bir komşusuna rica etmiş. O da uğraşmış ancak arızanın nereden kaynaklandığını bulamışlar.

Elektrikçiler açık olsa gidip bir usta getirip tamiri yaptıracak.

'Tam kapanma' nedeniyle elektrikçiler de kapalı olduğu için büyük mağduriyet yaşamış.

Saatler sonra aklına ben gelmişim.

Telefon etti.

'Sadi Bey evde elektrik arızası oldu. Sabahtan beri uğraşıyorum. Anladığım bir şey de değil. Komşum az buçuk anlıyormuş. O da baktı sorunu çözemedi. Biliyorsun heryer kapalı. Bana yardımcı olursan sen olabilirsin. Elektrikçiler Odası Başkanını falan arayıp rica etsen de bir çare olabilirler' dedi.

* * *

Benim de tanıdığım bir elektrikçi kardeşim vardı.

Aklıma o geldi.

Telefon ederek evde olup olmadığını sordum.

'Evdeyim' cevabını alınca sorunu anlattım.

'Evin bana yakın. Gelip alayım seni de komşunun sorunu çöz. Yoksa bayram sonuna kadar elektriksiz kalacak' dedim.

Önce yasaklardan dolayı çekindi.

'Bütün sorumluluğu ben alıyorum' diyerek elektrikçi kardeşimi gidip evinden alıp komşuma götürdüm ve sorun çözüldü.

* * *

Elektrikçiyi gören diğer bir komşum da ütüsündeki elektrik arızasından yakındı.

Kardeşime rica ettim, o komşununda ütüsünü tamir etti.

'Kardeşim borcumuz ne diye?' sordum.

'Abi normal bir günde olsa en azından el emeğimi isterdim. Bir de arada sen varsın. Vatandaş çaresiz kalmış. Bunu fırsata çeviremem. Allah razı olsun dese yeter' dedi.

* * *

Şimdi benim bu tanıdık elektrikçi kardeşim olmasaydı komşum belki de bayram sonuna kadar evinde elektriksiz oturmak zorunda kalacaktı.

Bu benim haberim olan bir mağduriyet.

Belki daha nice mağduriyetler yaşanmıştır.

Bu durumda olanlar mutlaka vardır ki, onların çoğu da, 'tam kapanmadan' dolayı tamirci bulamadıklarından sorunlarının çözümünü bayram sonuna bırakmışlardır.

* * *

Daha fazla mağduriyetlerin yaşanmaması adına İl Hıfzıssıhha Kurulu, en azından nüfusu çok olan mahallelerde her meslek grubundan bir veya iki sadece evde hizmet vermek için nöbet sistemine göre izin verecek olursa mağduriyetlerde yaşanmaz.

Nöbet sistemini de bağlı oldukları odalar ayarlamalı.

HERGÜN BİR MAHALLEDE PAZAR AÇILMALI

İki günden beri yaygın basın ve İstanbul merkezli televizyonlarda üreticilerin pazar yerlerinin kapalı olmasından dolayı ürünlerinin dallarında çürüdüklerini yakınmalarını okuduk, izledik.

'Tam kapanma' sürecinde sıkıntıya düşen toptancı hal esnafı ve üreticiler ciddi anlamda mağduriyet yaşıyorlar.

Sıkıntıya öncelikle semt pazarlarının kapanması yol açtı.

Nihayet bunu gören İç İşleri Bakanlığı sadece cumartesi günleri 'semt pazarlarının' kontrollü açılmasına izin verdi.

* * *

Çarşamba günü bir markete sebze ihtiyaçlarımızı gidermek için gittim.

'Tam kapanmadan' önce pazardan kilosunu 4 TL'den aldığım domates 8 TL, yine 4 TL olan salatalık 6 TL.

Diğerlerinin fiyatlarını yazmıyorum.

Fiyatlar nerede ise ikiye katlanmış.

Pazar yerleri özellikle dar gelirliler için bir nimet.

Dar gelirliler muhtaç ama markette pahalı olduğu için alamıyor.

* * *

Pazar yerleri hafta bir gün yerine, haftanın 7 günü her mahallede sadece bir yerde satış yapanların yine sayıları azaltılmış, hijyen şartlarına uygun poşetler içerisinde, her tezgah arasında üç metre mesafe konularak açılmış olsa doğru bir uygulama olmaz mı?

Yine vatandaşlar pazaryerlerinde kalabalık oluşturmadan kontrollü alınmalı.

Pazaryerlerine giriş çıkışları bekçiler ve zabıta memurları yaparsa, üreticinin de pazarcının da mağduriyeti önlenebilir.

* * *

ŞEKER MAHALLESİ MUHTARINDAN 4 BİN AİLEYE YARDIM

Şeker Mahallesi Muhtarı Canan Arı kardeşimi yaptığı aktif sporculuk döneminden beri tanıyorum.

Yüksel Girgin'in Kızılay Şube Başkanlığı döneminde de Kızılay Kadın Kolları Başkanlığı yapıyordu.

Sabahtan akşama kadar kapı kapı dolaşıp yardıma ihtiyacı olan kadın ve çocuklar için özellikle ayni yardım toplayarak ihtiyacı olanlara dağıtırdı.

Yaptığı bu işin karşılığında da Kızılay'dan bir kuruş para da almıyordu.

Aynı zamanda Tekvando boş zamanlarında da kendisi gibi aynı sporu yapan kardeşi Nuran Arı ile birlikte özellikle gençlere bulduğu mekanlarda ücretsiz olarak kurs veriyordu.

* * *

Yüksel Girgin'in Kızılay Başkanlığından ayrılmasıyla birlikte Canan Arı'da görevini bıraktı.

Kendisi Şeker Mahallesinde ikamet ediyor.

Mahalle sakinlerinin de sevgisini kazanmış, gönüllerine girmişti.

31 Mart 2019 yılında yapılan yerel seçimler öncesi mahalle sakinlerinin ısrarı ile muhtarlığa adaylığını koydu.

Bildiğim kadarıyla karşısında 5 aday daha vardı.

Kardeşi Nuran Arı ile birlikte kapı kapı dolaştı.

Her kapıyı 3-4 defa çaldı.

Sandıktan açık ara rakiplerine fark atarak çıkmayı başardı.

* * *

Şeker Mahallesine muhtar seçildikten sonra 2019 yılının Ramazan ayında muhtar maaşını da katarak, çevresinden topladığı gıda yardımlarını kolilere koyarak ihtiyaç sahiplerine dağıttı.

2020 yılında araya pandemi girmesine rağmen yine Ramazan ayında gerek muhtar maaşı ile aldığı gerekse yine çevresini kullanarak topladığı 3 bine yakın gıda kolilerini tek tek tespit ettiği kişilere kapılarını çalarak kardeşi Nuran ile birlikte dağıttı.

Sadece gıda yardımı değil.

Okula giden dar gelirli ailelerin çocuklarının kırtasiyelerini, okul kıyafetleri ile ayakkabı, çanta gibi çeşitli ihtiyaçlarını da giderdi.

Adeta bir sivil toplum kuruluşu gibi çalışıyor.

* * *

Kendisi sosyal medyadan arkadaşım.

Ramazan ayının başından beri Facebook'tan yaptığı paylaşımlarını takip ediyorum.

Bu yıl yaşadığımız pandemiden dolayı sadece dar gelirlilerin değil, çalıştıkları işyerlerinin kapalı olduğu için maaş alamadıkları mağdur olanlarında imdadına yetişmiş.

Kimisinin su kartına kredi yüklemiş, ödeyemedikleri elektrik, kira paralarını, bakkal borçlarını yine çevresini kullanarak ödetmiş.

Örnek olması, yardımlaşma ve dayanışma ruhunun daha da artması için isim vermeden bunları sosyal medyasında paylaşıyor.

Bu paylaşımlarını görünce kendisine telefon ederek yaptığı yardımlardan dolayı kutladım.

'Ramazan ayı daha bitmedi. Habire gıda kolileri dağıtıyorsun. Bildiğim kadarıyla geçen Ramazan da 3 bine yakın dağıtmıştın. Bu Ramazan da kaç kişiye dağıttın' diye sordum.

'Abi bugüne kadar 3 bin 700'ü geçti. Hedefim 4 bin. Ramazan ayı sonuna kadar hedefimi gerçekleştireceğim' dedi.

'4 bin paket toplamak kolay değil. Bugün büyük STK'lar var. Onlar bile bu kadar çok yardım yapamıyorlar. Sen nasıl başarıyorsun?' diye sorunca:

'Biliyorsun ben uzun yıllar Kızılay Kadın Kolları Başkanlığı yaptım. Kızılay sayesinde çevrem genişledi. Birde benim kardeşim Nuran'ın ve ailemizin de çevresi var. Hepimiz birlikte çevremizi kullanarak topluyoruz. Sadece Eskişehir'den değil başka illerden de gıda kolileri geliyor. Bazıları da marketlerin alış veriş kartlarını veriyor. Muhtarlık binası paket çakılı' diyerek cevap verdi.

* * *

Son olarak şunu da ilave etti:

'Abi Şeker Mahallesinde bu kadar çok sayıda gıda kolilerini dağıttımızı duyan başka mahallelerden de gelip isteyenler oluyor. O kişilerin kimlik bilgilerini alıyorum. Araştırıyorum. Gerçek ihtiyaç sahibi olduklarını tespit ettiklerimize de kapısına kadar gidip teslim ediyoruz. Nuran kardeşim benim elim ayağım. Ben bir taraftan o bir taraftan dağıtıyoruz. Boş zamanlarında azalarımdan gelip yardım edenler var.'

* * *

Şeker Mahallesi Muhtarı Canan Arı ile kardeşi Nuran Arı kardeşlerimi bu başarılarından dolayı kutluyorum.

Her muhtarın 4 bin gıda kolisi bularak dağıtması harcı değil.

Onlarla ne kadar gurur duysak azdır.

* * *

GAYE HOCA İNCE'NİN PARTİSİNE Mİ GEÇECEK?

Kendisini tanıdığım günden beri hep CHP çatısı altında mücadele verdi.

Başarılı bulduğum siyasetçilerden birisi.

Mücadelenin sonunda CHP'den 25 ve 26'ncı dönem Eskişehir milletvekili seçilmeyi başardı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'da kontenjandan parti üyesi seçilmesini sağladı. İstifa etmeden önce de parti meclis üyesi idi.

Önceki gün sosyal medya hesabından partisinden istifa ettiğini açıkladı.

Doğrusu Gaye Usluer'in CHP'den istifa edeceği aklımın ucundan bile geçmezdi.

CHP kendisine belki de ulaşamayacağı iki dönem milletvekilliği ve parti meclisi üyeliği unvanını verdi.

* * *

Dünden beri herkesin dilinde Gaye Usluer'in, Muharrem İnce'nin başlattığı harekete katılacağını konuşuyor.

Kendisinin ağzından veya sosyal medya hesabından öyle bir açıklama yok.

Yok ama durup dururken o zaman neden istifa etti?

Demek ki konuşulanlar doğru.

Bilindiği üzere CHP Yalova eski Milletvekili Muharrem İnce, partiden ayrılarak Memleket Hareketi'ni kurmuş ve hareketi partileştirmek adına çalışmalara başlamıştı. İnce'nin partisinin adının Memleket Partisi olacağı ve partinin kuruluş dilekçesinin 19 Mayıs'ta İçişleri Bakanlığı'na verileceği öğrenildi.

'DÜŞÜNÜLEREK ALINMIŞ BİR KARAR'

Prof. Dr. Gaye Usluer, istifa açıklamasında, 'Bugün itibariyle Cumhuriyet Halk Partisi üyeliğinden istifa ettim. Birlikte yol yürüdüğüm tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Barış, özgürlük, adalet, demokrasi mücadelesine vazgeçmeden devam edeceğim. Düşünülerek alınmış bir karar, duygusal bir karar değil. Bir şekilde siyasi hayatım devam eder. Çok uzun zamandır düşünüyordum. Hayırlı olsun inşallah. Gelecekte ne olur şu anda bilmiyorum. Şimdilik bir parti yok' dedi.

* * *

Gaye Hoca, sosyal medya paylaşımında hem, 'Şimdilik bir parti yok', hem de,' Barış, özgürlük, adalet, demokrasi mücadelesine vazgeçmeden devam edeceğim. Bir şekilde siyasi hayatım devam eder' diyor.

Bu ifadelerle Muharrem İnce'nin partisine gideceğinin üstü kapalı da olsa mesajını veriyor.

* * *

Elbbette verdiği karara saygı duyuyorum.

Ancak kendisi CHP ile özdeşleşmişti.

CHP Genel Başkanı da bildiğim kadarıyla çalışmalarını beğeniyordu.

İstifasına saygı duyurum, ancak bir taraftan da, 'yanlış bir hamle' olarak değerlendiyorum.

* * *

GENİŞ YÜREKLER

Otistik çocuklar okulunda rehber öğretmen olarak çalışan birinden yaşanmış olay ;

Okulda rehber öğretmen olarak çalışan bir öğretmen Musa..

Okulun öğrencilerinden bir otistik çocuğun ailesi, bir gün Musa öğretmene dert yanıyor.

Çocukları normalde çok su içmesine karşın; 3 aydır ağzına bir damla su koymuyormuş.

''Hocam, bize bişey söylemiyor. Bir de siz Sorun..'' diyorlar. Musa öğretmen çocukla konuşuyor..

Anlaşılıyor ki; bir gün öğretmen sınıfta: ''Atatürk ölmedi, içimizde yaşıyor' demiş...

Ve küçük çocuk da, Atatürk boğulmasın diye su içmeyi bırakmış...

Sırf bu yüzden tam 3 ay boyunca su içmemiş..

Ne yapsalar, çocuğu ikna edememişler.

Musa öğretmen, çocuğu yanına çekip, demiş ki;

''Biliyor musun, Atatürk çok iyi bir yüzücüdür..''

Bundan sonra, küçük çocuk su içmeye başlamış..

- - - - - -

Bilmedigimiz NE yürekler var, NE saf, NE temiz, NE Kocaman yürekler..

* * * *