Yerel seçimler 5 yılda bir yapılır. Seçmen sandıkta tercihi yapar. İlinin veya ilçesinin belediyesini yönetecek başkanı seçer. Seçim kurullarının ilan edeceği nihai kararlar sonrasında kazanan adaylar mazbatalarını alıp görevlerine başlar. Seçilen başkanların göz önünde tutmaları gereken en önemli hususlardan biri, artık partilerinin değil, seçilmiş oldukları il, ilçe belediye başkanları olduklarıdır. Dolayısıyla, hizmet sunumunda partizanlık yapmak yerine, tarafsız bir tavırla herkese eşit mesafede olmaları gerekir.
Çünkü nasıl ki vergiler toplanırken şu partiden ya da bu partiden denilmeyip herkese eşit muamele yapılıyorsa, toplanmış vergilerden oluşan bütçelerle hizmet sunan yerel yönetimlerin de, hizmet sunumunda objektif ve tarafsız davranmaları esastır.
Önceki görevleri ne olursa olsun, artık birer idareci olan belediye başkanlarının, aslında çok büyük bir emanetin sorumluluğu altına girdiklerini asla akıllarından çıkarmamaları gerekir. Çünkü onlar, mülkün sahibi değil emanetçileridir.
Belediye Başkanlığı adaletli, herkese eşit mesafede olmak demektir.
Bir belediye başkanı yetki alanında yaşayan her görüşten, cinsiyetten, yaştan, milliyetten ve dinden insana karşı eşit bir muamele içerisinde olmalıdır. O makamlar kendilerine halk tarafından emanet edilmiştir. Emanet, tüm makamları geçici görmek demektir.
Diğer tüm dünyevi makamlar gibi, belediye başkanlığı makamı da geçicidir ve emanettir.
* * *
Yukarıda da bahsettim. Belediye başkanları kendilerine sunulan makamların sahibi değil, emanetçileridirler. Bu bağlamda, yetkilerini kullanırken de mülkün sahibinin halk olduğunu asla gözden uzak tutmamalılardır.
Belediye başkanları, halkın taleplerini görmemezlikten gelen bir yönetim tarzı sergilememelidirler. Halka rağmen halk yönetilmez. İradeleriyle belediye başkanlarını seçen halk, aslında kendilerinde olan bir yetkiyi belli bir süre için belediye başkanlarına devretmiş olsalar bile, yöneticilerin icraatlarının denetçileri ve takipçileri olarak her zaman en güçlü konumdadırlar.
Halk, aslında çok bir şey istemez belediyeden ve başkanlardan. Bilirler ki, A şahsı ya da partisi gelse de, B şahsı ya da partisi gelse de çok bir şey değişmeyecektir. Çünkü kullanılan yetkilerin sınırı büyük ölçüde yasalarla belirlenmiştir. Bu yetkilerin dışına çıkmak ise zaten suçtur.
* * *
Halkın belediyelerden ya da başkanlarından istek ve beklentileri nelerdir?
En başta, ulaşılabilir bir belediye ister. Derdi olduğunda derdini dinleyen, çözülebilecek küçük sorunlarını çözen ve kendini insan yerine koyan yöneticiler ister.
Halk, samimiyet ister, verilen sözlerin tutulmasını ve dürüst davranılmasını bekler, atlatılmayı ve kibiri hiç sevmez.
Bu nedenle, belediye başkanlarının en büyük sloganları 'Tevazu, samimiyet ve gayret' olmalıdır.
Her türlü zorluğu ve sorumluluğuna rağmen zevkli bir iş olan belediye yöneticiliği, bir o kadar da veballi bir iştir. 'Ateşten gömlek giymek' tabiri, tam da belediye başkanları için söylenmiş bir söz gibidir...
* * *
Gelelim yazımın başlığına ve bunu neden yazdığıma.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Tepebaşı ilçe genelinde görev yapan 57 mahallenin muhtarı ile bir araya gelmiş.
Vecihi Hürkuş Havacılık Müzesi ve Teknoloji Parkı'nda düzenlenen buluşmaya muhtarların yanı sıra başkan yardımcıları ve birim müdürleri de katılmış.
Başkan Ataç, mahalle muhtarları ile bir araya geldikleri toplantıda şöyle konuşmuş:
'Yıllardır birbirimizi çok iyi tanıdık. Birbirimizi ayırt etmeden, mahallelerimizi ayırt etmeden, eşit hizmet anlayışıyla bugünlere kadar geldik. Hala şunu hep söylerim. Bir belediye başkanı herkesin oyunu alamaz ama başkan olduğu zaman herkesin belediye başkanıdır. Sizler de öylesiniz, bazı gruplardan oy alırsınız bazı gruplardan oy alamazsınız. Ama mahallenizin muhtarısınız. O yüzden hiç kimseyi ayırt etmeden geldik. Bunun da yararını gördük. Çünkü insanlar eşit muameleyi gördüğü zaman mutlu oluyorlar. Ülkenin koşullarını biliyorsunuz. Allaha şükür her yere de yetişmeye çalışıyoruz. Ara ara noksanlarımız oluyor ama onun birlikte çözülmesi gerektiğine inanıyorum. Sizler mahallenizin muhtarısınız, sizler orada olan her şeyi bizlere aktarırsınız bizler de elimizden geleni yapmaya çalışırız.'
* * *
Ahmet Ataç, birisi aralıklı olmak üzere 4 dönemdir yaklaşık 380 bin nüfuslu ilçenin belediye başkanlığını yapıyor.
Tepebaşı ilçesinin seçmenleri 3 dönemdir üst üste belediye başkan adayları içinden Ahmet Ataç'ı tercih ediyor.
Neden?
Herhalde 'kaşı, gözü güzel, yüzünden gülücük hiç düşmüyor' diye değil.
Elbette onlarda tercih sebebi olabilir.
Ama esas sebebi Tepebaşı ilçesinin tüm merkez ile taşra mahallelerine yapmış olduğu tarafsız hizmet, halkın beklentilerine verdiği cevap.
Yukarıda yazmıştım. Tekrar edeyim.
'Belediye Başkanlığı adaletli, herkese eşit mesafede olmak demektir.
Bir belediye başkanı yetki alanında yaşayan her görüşten, cinsiyetten, yaştan, milliyetten ve dinden insana karşı eşit bir muamele içerisinde olmalıdır.'
Birileri 'Bana Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç nasıl bir belediye başkanı?' diye sorsa bu sözlerle anlatırım.
Mahalle çocuklarının 'Ahmet amcası', gençlerin 'Ahmet abisi', orta yaşlılarında 'Ahmet Başkanı'.
* * *
Birileri Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen veya Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt 'bu tarife uymuyorlar mı demek istiyorsun?' diye sorabilir. Yazımın konusu Ahmet Ataç olduğu için kendisinden örnek verdim.
Başka bir yazımda onlardan bahsederim.
* * *

'milli görüşçü bir parti olarak,
sudan kar edilmemeli diyoruz'
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu Üyeleri Ümit Çebi ile Doç. Dr. Bekir Gündoğmuş ile ev sahibi İl Başkanı Fesih Bingöl basın mensuplarıyla sohbet etti.
Sohbet güzeldi. Ancak Ümit Çebi, daha çok kendisini anlatacağına partisinin 2023 seçimlerine nasıl hazırlandığını ve cumhurbaşkanlığı seçiminde neden AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a destek vermeyeceklerini anlatmış olsaydı bizde en yetkili ağızdan öğrenmiş olurduk.
SU ZAMMININ GERİ ALINMASI
İÇİN BAŞVURU YAPACAĞIZ
Ev sahibi olduğu için sohbet toplantısının açılışını Saadet Partisi İl Başkan Fesih Bingöl yaptı. Gerek ülke sorunlarından, gerek Saadet Partisi'nin de içinde bulunduğu koalisyon hükümetlerinden ve rahmetli Necmettin Erbakan'ın başbakanlığı döneminde yapılan hizmetlerden bahsetti.
Yaklaşan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri nedeniyle sahaya indiklerini, saha çalışmalarına ara vermeden devam ettiklerini söyledi.
28 Temmuz'da ESKİ Genel Kurulunca AK Parti ve MHP'nin karşı çıktıkları suya yapılan yüzde 40'lık zammı da değerlendirerek şunları kaydetti:
'Bu zammın geri alınması için parti olarak gerekli başvurularda bulunacağız ve çalışmalar yapacağız. Ülkenin içince bulunduğu ekonomik koşullar bu zammı gerekli kılmış olsa bile biz milli görüşçü bir parti olarak, sudan kar edilmemeli diyoruz.'
Belediye veya ESKİ yapılan zammı geri almaz. Bu tükürdüğünü yalamak olur. Ancak yargıya intikal ettirilecek. Mahkeme zammı iptal ederse geri alınabilir. O da uzun iş.
'YEREL BASINA KUVAYİ MİLLİYE GÖZÜYLE BAKIYORUZ'
Partinin iletişim kanallarını henüz istedikleri oranda kullanamadıkları, bu alanda ciddi bir ambargoya maruz kaldığını ifade etti.
Bingöl, yerel basının kendilerine gösterdikleri ilgiye teşekkür etti ve yerel basına Kuvayı Milliye gözü ile baktıklarını söyledi.
BÜYÜKERŞEN BAŞARILI BİR BELEDİYE BAŞKANI
Genel İdare Kurulu Üyesi Ümit Çebi ise Yılmaz Büyükerşen'in başarılı bir belediye başkanı olduğuna vurgu yaparak, 'Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen başarılı bir belediye başkanı. İlmiyle, hizmetleriyle başarılı bir belediye başkanı ama Eskişehir belediyecilikte bir kez Milli Görüş'le tanışsın insanlar inanın farkı fark edecek' dedi.
FATİH ERBAKAN'A 'YUVAYA DÖN' ÇAĞRISI
Ümit Çebi, Necmettin Erbakan'ın oğlu Fatih Erbakan'a ve kurduğu Yeniden Refah Partisi'ne ilişkin ise şunları söyledi:
'Liderimiz merhum Necmettin Erbakan'ın bir sözü var: Her kim ki ben de Milli Görüşçüyüm diyerek parti kurarsa o palyaçodur. Erbakan yine 'Benim soyumdan değil, benim yolumdan gidin' demiştir. Fatih Erbakan, Necmettin Erbakan'ın oğludur ancak ayrı bir baş tutarak Milli Görüş'ün parçalanmasına, bölünmesine maalesef katkıda bulunmaktadır. Ben buradan Fatih Bey'e 'Gel Saadet'te buluşalım' çağrısı yapıyorum'.
* * *
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu son yıllarda samimiyeti, dürüstlüğü, bilgi birikimi, partisine olan sadakatlığı ile en beğendiğim liderlerden birisi.
Yaygın basında okudum.
Doğruluğu tam olarak açıklanmadı.
6'lı masada yer alan partilerin desteklediği cumhurbaşkanı adayı seçimi kazanması halinde cumhurbaşkanı yardımcılarının bu masadaki genel başkanların arasından atanacağı iddiası var.
Doğru ise ben Temel Karamollaoğlu'nun cumhurbaşkanı yardımcısı olmasını isterim. Eğer birden fazla olacak ise cumhurbaşkanı yardımcılarından birisi de 'Milli Görüş' temsilcisi olsun.
'Millet İttifakı' ve altılı masadaki partilerin genel başkanları 2023 seçimlerinde TBMM'de çoğunluğu sağlamaları halinde 'parlamenter sisteme' geri dönme sözü verdiler.
Başbakanlık sistemine dönüldüğünde de başbakan yardımcısı olmalı.
Hem cumhurbaşkanlığı hem de parlamenter sistemde hükümet içerisinde denge unsuru olur.
* * *

FIKRA:

Öksürük
Bir eczacı, yandaki bakkalın çırağını çağırıp '5 dakika dükkana göz kulak ol, hemen döneceğim' der ve çıkar. 5 dakika sonra döndüğünde, 'Gelen giden oldu mu?' diye sorar. Çırak, 'Bir adam geldi ve öksürük ilacı istedi, ben de şu kırmızı kutulardan verdim' deyince eczacı telaş eder 'Büyük kırmızı kutular müshil, küçük kırmızı kutular öksürük şurubu, hangisinden verdin?' der. Çocuk hatırlamayınca, eczacı adamın ne tarafa gittiğini sorar ve dükkandan fırlar. Az ileride bir ağaca sarılmış, tarife uygun bir adam görünce yaklaşıp sorar.
–'Beyefendi, az önce eczaneden öksürük ilacı aldınız mı?'
– Evet...
– 'Peki, öksürüğünüz devam ediyor mu?'
– 'Cesaretimi toplayabilsem öksüreceğim ama...'