Neler oluyor?
Üç ay kadar önce Çin'de ortaya çıkıp tüm dünyaya yayılan Koronavirüs nedeniyle büyük bir panik yaşanıyor.
Bu arada virüsün kod adı da belli oldu.
Televizyon kanallarındaki tartışma programlarının gediklisi, her konunun uzmanı tartışmacılardan öğrendiğimiz kadarıyla virüsün kod adı, Kovid-19.
Tartışmacıların hukuk profesörü, gazeteci, araştırma şirketi sahibi, siyasetçi olması biraz enteresan.
Ama olsun.
Enteresan olmayan bir şey yok zaten. Bu günlerde yaşanan her şey bir garip...
Şaşırtıcı.
Anlaşılmaz.
Mesela geçen haftalarda, Koronavirüsten söz etmek...
'Koronavirüs bizde de olabilir,' demek...
Sokaklarda maskeyle dolaşmak...
Sosyal medyada Koronavirüs paylaşımı yapmak provokatörlük olarak görülüyordu.
Televizyon kanalları Koronavirüs haberi yapmaktan kaçınıyordu.
Ve limon kolonyasının litresi sadece beş liraydı. Bedava da olsa kimsenin bir gram dahi kolonya alası da yoktu.
Ve nasıl olduysa oldu... Birden her şey değişti.
Birden değil aslında.
Daha önce,
'Bizde kesinlikle Koronavirüs yok! Var diyenler maksatlıdır, provokatördür!' diyen Sağlık Bakanı, birkaç gün önce, akşamüzeri televizyon kanallarına çıkıp;
'Virüs bizde de çıkabilir. Bak tekrar söylüyorum. Şu anda bizde yok. Ama bu bizde olmayacak anlamına gelmez. Her an bizde de çıkabilir,' dedi.
Ve çıktı.
Gece on iki otuzda.
Televizyon ekranlarında saatlerce devam eden, 'Sağlık Bakanı açıklama yapacak' alt yazısından sonra gece on iki otuzda Sağlık Bakanı,
'Bizde de çıktı!' dedi.
Alınacak tedbirleri...
Korunma yollarını açıkladı.
'Limon kolonyası virüsü öldürmede etkili,' dedi.
Ve olan oldu.
İnsanlar limon kolonyası aramaya çıktı.
Kolonya fiyatındaki artış dolardaki, altındaki fiyat artışını bile geride bıraktı.
Fiyat artışına rağmen kısa sürede ülkede kolonya tükendi.
Alan aldı, alamayan...
Bir tanıdık anlatıyor:
'Eşim bütün gün kolonya aramış. Hiçbir yerde bulamamış. Dokunsan ağlayacak. 'Herkes kolonyasını alıp bir kenara koydu biz alamadık,' diyor. Boş ver, üzülme diyorum ama dinlediği yok. Çok üzülüyor. 'Ne yapacağız biz şimdi!' deyip duruyor.'
İran'da da alkollü içkilerin virüsü öldürdüğü söylenmiş.
Bu yüzden virüsten değil de sahte içkiden ölüyormuş insanlar orada.
İran gibi Müslüman bir ülkede!
***
İnsanlar sadece kolonya değil...
Makarna, un, yağ, şeker, pirinç, patates; kağıt havlu, peçete, ıslak mendil; deterjan, sıvı sabun stoku yaptı.
Büyük şehirlerdeki bazı marketlerin rafları boşaldı.
İnternet üzerinden astronomik fiyatlara makarna satışı yapıldı.
Okullar kapatıldı.
Daha önce haber yapmaktan kaçınan televizyon kanalları aralıksız Koronavirüs haberleri vermeye başladı.
Ürkütücü; insanları paniğe, korkuya sürükleyen haberler.
***
Neler oluyor?
Neler olduğunu anlamak imkansız.
Kim bilir, belki de bütün bunlar; ortada hızla yayılan, ölümlere neden olan bir virüsün olduğu, bu virüse karşı ciddi önlemler alınması gerektiği gerçeğinin yanında toplumların, büyük kitlelerin nasıl yönlendirileceğinin, nasıl programlanacağının da bir provasıdır.
Onun için, hiç de kolay olmayacak bundan kurtulmak. Virüsün, önümüzdeki günlerde, bizde de hızla yayılacağı kesin.
Öyle durup durup kolonya dökünmek, ıslak mendille silinip durmak…
O kadar basit olduğunu sanmıyorum bununla baş etmenin.