Can sıkıcı bir hava var.

Kış desen kış değil, yaz desen yaz değil.

Bir açılıyor bir kapanıyor.

İnsanın canı sıkılıyor böyle havalarda.

Oturup bir yazı yazmalı belki.

Yazıdan daha iyi gelecek ne olabilir ki benim gibi bir insana?

***

Hep böyle mi olur mart ayı?

Hep böyle sıkıcı?

Geçmişi de çok karanlık zaten martın.

Adı, Roma Savaş Tanrısı Martius’dan geliyor.

Orduların sefere çıkması için en uygun ay olarak görülüyormuş mart ayı.

Çoluk çocuk, kadın demeden yapılan katliamlar; yağma ve talan için en uygun ay!

Sonra güvenilmez, yanardöner bir ay mart ayı.

Yani baharın ilk ayı falan ama…

Yarı kış, yarı yaz.

Boşuna dememişler,

“Mart kapıdan baktırır, kazma kürek sapı yaktırır!” diye.

Mart ayında odun kömür bitince…

Yaz geldi, bahar geldi; havalar ısınıyor, odunu kömürü ne yapacağız derken ansızın kar bastırınca insanlar kazma kürek sapını yakmak zorunda kalıyormuş herhalde ki böyle bir söz söylenmiş.

Eskidenmiş ama o.

Bizim çocukluğumuzda olurdu böyle şeyler.

Mart ayında yaman bir kış yaşanırdı.

Diz boyu kar yağardı.

Yollar kapanırdı.

Biz de biraz abarttık galiba.

Bir psikiyatriste…

Yahut da bir psikoloğa…

Hatta sosyal medyada fenomen olan sahte psikologlara soracak olsak, onlar dahi hemen;

“Çocukluğa özlem,” der bizim bu, nerede o eski bayramlar diye tutturan yaşlılar gibi nerede o eski kışlar diye eski kışları abartışımıza.

***

Geçen hafta hangi gündü?

İnce ince kar yağıyordu sabah kalktığımızda.

Bütün gün de yağıp durdu.

Kendi kendine; sessiz, sakin…

Kendimi Cenap Şahabettin zannettim bir an.

Ne güzel anlatmıştı Elhan-ı Şita’da karın yağışını.

“Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş;
Eşini gâib eyleyen bir kuş
gibi kar
Geçen eyyâm-ı nevbaharı arar...
Ey kulûbun sürûd-ı şeydâsı
Ey kebûterlerin neşideleri,
O baharın bu işte ferdâsı:
Kapladı bir derin sükûta yeri
karlar
Ki hamûşâne dem-be-dem ağlar
Ey uçarken düşüp ölen kelebek
Bir beyaz rîşe-i cenâh-ı melek
gibi kar”

Daha fazla uzatmaya lüzum yok, Cenap Şahabettin’in “Kar Nağmeleri” şiirini.

Zaten de hiç gitmedi yazıya.

Kışın ortasında, havada uçuşan kar tanelerinin olduğu bir kış gününde hatırlanacak bir şiir bu.

Mart ayı güven vermeyen, hiçbir konuda sağlam bir duruşu olmayan, kalleş bir insan gibi ama yine de önümüz bahar, yaz.

Güzel günler göreceğiz yani.

Onun için, şimdi burada daha fazla iç karartmaya lüzum yok.