Eskişehirspor'un kongresinde beklenildiği gibi liste çıkmadı. Kulüp Divan Kurulu'na kaldı, 28 Haziran'a kadar 17 günlüğüne ertelendi. 28 Haziran'da da sahip çıkan olmazsa kayyuma kalacak.

İnşallah bu süreçte yapılacak istişareler sonucu bir liste oluşturulur. Yoksa siyah-kırmızılı kulüp üçüncü lig biletini daha sezon başlamadan alır.

Sözleşmesi biten veya alacakları ödenmeyen futbolcular tek tek kulübü terk ediyor.

Bu gidişle yeni sezonda ikinci ligde U-19 ve alt gruplarda mücadele eden takımlardaki futbolcularla yola devam etmek zorunda kalınacak.

O BAŞARISIZLIKLARDA SENİNDE PAYIN YOK MU?

Kongre de Mustafa Akgören'in şu sözleri son derece dikkat çekiciydi:

'En önemlisi şehrin abisi yok. Geçmişte abiler vardı. Selami Vardar geldi. O dönemde de büyük borçlar vardı hepsini sıfırladı. Aydın Arat geldi şehrin önde gelenlerini yönetime dahil etti. Eskişehirspor süper lige çıktı. Eskişehirspor'un tarihi başarısızlıklarla dolu. Allah bize bir abi daha gönderdi Vali Kadir Çalışıcı geldi. Herkesi bir araya getirdi. Petrol istasyonu kazandırdı. Oranın kira parasıyla A Ligine çıktık. Abinin üzerine daha büyük abi geldi Kemal Unakıtan. Eskişehirspor'un ve Eskişehir'in en büyük 5-6 sorununu çözdü süper lige çıkarttı. Bunu kimse inkar edemez. Kusura bakılmasın ama 2008'den bu yana bu şehrin abisi yok. Bu yüzden yok olmanın eşiğindeyiz. Bakın bir tane talip yok. Eskişehir'de bu kulübe parası ile malı ile mülkü ile belki başkanı olabilecek onlarca, yüzlerce insanı küstürdük. Yanlış ithamlarla, yanlış ifadelerle, yanlış yaftalarla insanları küstürdük. Bakın buraya bir kişi gelmiyor. Eskişehirspor'un tarihi başarılarla değil, başarısızlıklarla dolu. Kimse kimseyi aldatmasın. 55 senelik tarihimizin 10-15 senesi başarı veya orta sıralarda, geri kalanı hep başarısızlıklarla, hep acılarla dolu'.

Şimdi kendisine soruyorum.

'2008'den sonra gelen Halil Ünal ve Mesut Hoşcan'ın yönetimlerinde sende vardın. Önce Halil Ünal'a sonra da döndün Hoşcan'a destek verdin. Ünal'ın listesinde görev yaptın. Sonra 'Önce Güven' diye yola çıkan Hoşcan'ın listesine girdin. Eğer siyah-kırmızılı kulüp 2008'den sonra göreve gelen yönetimler sayesinde başarısızlığa imza attı ise o başarısızlıkların hepsinde senin hiç payın yok mu? Halil Ünal ligi 6'ncı bitirmiş ve Avrupa kupalarına giden bir kulüp teslim etti Hoşcan ve senin de içerisinde yer aldığın yönetimine. 'Önce Güven' ekibi olarak ne yaptınız? O başarılı takımı bozup iki sezonda 26 futbolcu transfer etmenize rağmen kulübü 1. Lige düşürdünüz. Hem de eşek yükü borç bırakarak. İkincisi, madem Halil Ünal ve Mesut Hoşcan'ı abi olarak görmüyordun da neden yönetimlerine girdin? Üçüncüsü rahmetli Maliye Bakanı Kemal Unakıtan kulübü süper lige çıkardı derken o dönemin kulübün başkanı olan Nebi Hatipoğlu'nun hiç mi payı yok? Dördüncüsü 18 Ocak 2019 da başkanlık koltuğuna oturan Kaan Ay transfer tahtasını açtı ve ligden düşmesi kesin gözüyle bakılan kulübü ligde tutmayı başardı. Ay da mı başarısızdı? '. Yani Sayın Akgören bu sorular böyle uzar gider…

KONGREDEN ÇOK KOCA DİRİ'NİN İDDİASI KONUŞULDU

Seçimli Genel Kurul öncesinde Mali Genel Kurul yapıldı.

Eskişehirspor taraftar liderlerinden Erkan Koca, Başkan Mustafa Akgören'e yönetime geldikleri günden bugüne kadar mevcut yöneticilerin ne kadar para verdiği, ne kadarını aldığını ya da bıraktığını sordu.

Mesut Hoşcan döneminde bir bankaya kefil olduğu bilinen Başkan Akgören'in bu dönemde alacaklarını tahsil edip etmediğini soran Koca, 'Bir konuya açıklık getirilmesi amacıyla söz almış bulunmaktayım. 2019 mali kitapçığına baktığımızda Başkanımız Mustafa Akgören'in hiç alacağı gözükmemektedir. 2021 yılındaki mali kitapçığa baktığımızda başkanımız Mustafa Akgören'in 859 Bin TL alacağı görülmektedir. Başkanımızın Mesut Hoşcan döneminde yaptığı yöneticilikten dolayı bir bankaya kefil olduğu tüm kamuoyunda bilinmektedir. 2021 mali kitapçığına baktığımızda başkanımız Mustafa Akgören 565 Bin TL alacağını tahsil etmiştir. Sorumuz şudur ki; göreve geldiğinizden bugüne kadar mevcut yöneticilerimiz ne kadar para koydu? Kim ne kadar geri aldı? Kim ne kadar bıraktı? Alacaklarını hiçbir yönetici tahsis etti mi? Şehirde ki söylentilere son verip bizleri aydınlatılmasını istiyoruz' dedi.

Daha sonra da Taraftarlar Birliği Başkanı Murat Diri de yazılı açıklamasında kulüp başkanı Mustafa Akgören'in kulüpten olan alacaklarının bir kısmını fidan kampanyasından tahsil ettiğini açıkladı.

Akgören, Erkan Koca'nın bu iddialarını genel kurulda, 'iftira' sözleriyle yanıtladı.

Diri'de, 'Koca'nın kongrede sorduğu ama doğru cevap verilmeyen geçmiş dönem alacaklarına dair açıklamamızdır. Başkanlık yapıp hiç para koymadığı gibi üzerine Önce Güven döneminden de 91 bin TL para alındığı kulüp muhasebesinde açıktır.

2019 yılı 100.000 verdi 100.000 aldı. 2020 yılı 1.040.000 verdi. 941.000 aldı. 2020 yılından 99.000 alacaklı. 2021 yılı 125.800 verdi 316.000 aldı. 2021 yılında 190.000 kulübe borçlu. Sonuç olarak 91.000 lira görev yaptığı sürede kulüpten para almış bulunuyor' diyerek Erkan Koca'nın art niyetli değil haklı bir soru sorduğunu vurguladı.

iddiaları sosyal medyada cevapladı

Mustafa Akgören, Murat Diri'nin bu iddialarına her fırsatta şikayetçi olduğu sosyal medyadan cevap verdi. Akgören'in yanıtı özetle şu şekildeydi: 'Bu kampanyadan elde edilen gelir ile alacaklarımı tahsil ettiğim külliyen iftiradır. Bu tabloya yansımayan 39.340 kampanya öncesinde kulübe gelerek yapılan bağışlar, kulübün o günkü ihtiyaçlarında kullanılmıştır, kayıtları muhasebede mevcuttur... Ayrıca şu anda kampanya kasasında 40.000 civarında bir nakit bulunmaktadır...'
* * *

Sonuçta heyecanla beklenen kongre de yine havanda su dövüldü!

İnşallah 28 haziranda yapılacak kongreye kadar Divan Kurulu bir çaba gösterir de Eskişehirspor Kulübü sahipsiz kalmaz.

Yol yakınken kulübün eski başkanları, ETO, ESO, BORSA, EOSB, ESOB başkanları ile şehrin ileri gelenlerinin de içinde olduğu bir yönetim oluşturulmalı. Bu yönetimin de ilk hedefi transfer tahtasını açmak olmalı.

Kayyuma kalması halinde 246 milyon 258 bin 239 lira olarak açıklanan kulübün borcu daha da katlanarak büyür ve ödenemeyecek rakamlara ulaşır.

İşte o zaman da kulübün kapısına gerçekten kilit vurulur.

* * *

VAKIF O PARAYI KULÜBE İADE EDEBİLİR

Mustafa Akgören ve yönetimi Eskişehirspor'a gelir sağlamak için 'fidan kampanyası' başlatmıştı.

Hedef '1 milyon fidan 10 milyon gelir' idi.

Ancak koca şehir itibarını ve güvenini yitiren bu yönetimin son umudu olan kampanyaya beklenen ilgiyi göstermedi.

Bugüne kadar 8 bin 68 bağışçı 59 bin 386 bağış yaptı. Sağlanan gelir ise toplam bir milyon 187 bin 720 TL.

Bu paranın yarısı Tarım Orman Bakanlığı OGEM-Vakfı'na 'fidan parası' olarak ödendi.

Kampanyadan kulübe kalan para 593 bin TL.

Yani dağ fare doğurdu…

Orman Bakanlığına bağlı Orman Bölge Müdürlüklerinin fidanlıklarında üretilen ve yetiştirilen on binlerce, hatta milyonlarca fidan ormanlık alanlara dikiliyor.

Orman Haftasında ise binlerce fidan ücretsiz olarak halka dağıtılıyor.

Orman Bakanlığı, Eskişehirspor'un düzenlediği 'fidan kampanyasına' yaptıkları bağışlarıyla katılanlardan alınan 20 TL'lik fidan parasının OGEM-Vakfı tarafından tahsil edilen 10 TL'yi kulübe bağış yapamaz mı?

Hiç olmazsa kulübün kasasına girecek yaklaşık 600 bin TL para ile alacakları olan futbolcuların paralarının bir miktarı ödenir.

Bu ufak katkı bile Eskişehirspor Kulübünün yarasına merhem olabilir.

Tabi bu konuda AK Parti milletvekillerinin devreye girmesi gerekir.

Tarım Orman Bakanı ile görüşerek kampanyadan elde edilen OGEM Vakfı'na ödenen fidan bağış paralarının siyah-kırmızılı kulübe yasal olarak bağış olarak yapılabilme imkanı varsa o şekilde, yoksa imzalanan protokoldeki, 'her fidandan elde edilecek gelirin yarısı vakfa ödenecek' maddesinin kaldırılması yönünde gayret sarf etmeliler.

Bu şekilde kulübe de ciddi anlamda destek vermiş olurlar.

* * *

MEHMET ŞİMŞEK'TEN ÖNERİ

Eskişehirspor'un eski yöneticilerinden ve Divan üyesi Mehmet Şimşek, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda eski başkanlara ve imza vermeyen futbolculara çağrıda bulundu.

Şimşek'in 'Ben bir son kez uyarayım da!' diyerek yaptığı paylaşım şöyle:
'Eski futbolcular imza vermez ve transfer tahtası açılmazsa buna bağlı olarak #Eskişehirspor yönetim listesi oluşmazsa eski futbolcu alacağı diye bir şey kalmaz.
Ben dahil son on yılda yöneticilik yapmış yaklaşık 500 kişi borç öder!
Niye yazdım
Her dönemin ve her yönetimin arasının iyi olduğu futbolcular var!
Kimse kimseyi etkisi altında bırakmasın hatta yardımcı olsun…
Gün birlik günü, gün şehir olduğumuzu hatırlama günü.
Son on beş gün!'.

* * *

Mehmet Şimşek haklı, her başkanın ve yönetim kurulu üyelerinin Eskişehirspor da forma giymiş futbolculardan araları iyi olanlar, her ne kadar siyah-kırmızı kulüpte forma giymeseler de hala görüştükleri futbolcular vardır.

Bu futbolcular arasında kulüpten alacaklı olanları varsa onlardan alacaklarının yarısını silerek uzun vadeli taksite bağlanması konusunda ikna edebilirler.

Bu gerçekleştirile bilinir ise Eskişehirspor'un transfer tahtası da açılabilir.

Hem de kulüpte son on yılda başkanlık ve yönetim kurulu üyeliği yapanlar kulübün borcunu ödemekten kurtulabilirler.

* * *

Bakalım Mehmet Şimşek'in bu önerisi üzerine kimler harekete geçerek samimi oldukları kulüpten alacağı olan eski futbolcuları ikna edebilecekler?

* * *

'BEN ESNAFLARIMIZI DOLAŞTIM'

Cuma günü yayımlanan köşe yazımda Ticaret Odası ve Esnaf Odaları Birliği Başkanları Metin Güler ile Ekrem Birsen'in yaptıkları açıklamalardan alıntılar yaparak, 'esnaf ve vatandaşları uyardılar' diyerek yazımı tamamlamıştım.

Mayıs ayındaki 17 günlük 'tam kapanma' uygulamasının ardından 1 Hazirandan itibaren kapalı olan işletmelerin çoğunun faaliyetlerine yeniden izin verilmişti

İşletmeler 17 günlük kapanmadan sonra işyerlerini açarak faaliyetlerine kaldıkları yerden devam etmeye başladı.

Ancak bu açılmayla birlikte bazı işletmeler ile müşterilerin belirlenen kurallara uymadıkları görülüyor.

Ticaret Odası Başkanı Metin Güler ile Esnaf Odaları Birliği Başkanı Ekrem Birsen birer gün arayla yaptıkları açıklamalarda özellikle kurallara uymaları konusunda vatandaşları uyarmışlardı.

Ben cuma günü yayımlanan yazımda, 'Kurallara uymayan esnaflarda var. Adalar'ın sağındaki ve solundaki esnafları dolaşırsanız göreceksiniz' uyarısında bulunmuştum.

Yazımı okuyan Esnaf Odaları Birliği Başkanı Ekrem Birsen telefon etti.

'Ben esnafları değil asıl vatandaşları uyardım. Kurallara uymayanları uymaya davet ettim. Onlar kurallara uymadan işyerlerinde oturmak istediklerinde bunun faturası esnafa çıkar. Esnafımızın bir kez daha kapanmaya tahammülleri kalmadı. Eğer yeniden kapanırlarsa bu onların sonu olur. Sadece yazında belirttiğin işletmeleri değil birliğe üye şehrin muhtelif yerlerindeki esnafları da dolaştım. Dolaşmaya da devam ediyorum. Kurallara uymayan esnaf arkadaşlarımız hemen hemen yok. Bir iki esnaf gördüm. Onlara da kurallara uymaları konusunda uyardım. Bu gezilerde özellikle müşterilerin kurallara uymayarak işyeri sahibini arkadaşımızı zora soktukları gördüm. Onları da uyardım' dedi.

* * *

Esnaf da vatandaşlarda salgının yayılmaması ve vaka sayılarının yeniden yükselmemesi için açıklanan kurallara özen göstermeli.

Aksi halde bunun faturasını yeniden hep beraber ödemek zorunda kalabiliriz.

Yeniden kapanmak demek, zaten çok zor şartlar altında işletmesini ayakta tutmaya çalışan işletmecilerin ticaret yaşamanın tamamen bitmesine neden olur.

Vatandaş olarak önce kurallara biz uyalım, uymayan işletmeleri görürsek o zaman onları da uyaralım.

* * *

Hastalığın yeniden yayılması ve vaka sayısının artmaması için hep birlikte mücadele vermeliyiz.

* * *

Neyi Dinliyorsak Onu İşitiyoruz

Bir gün bir Kızılderili ve beyaz arkadaşı New York şehrinin merkezinde yürüyordu. O sırada öğle tatili vaktiydi ve caddeler insanlarla doluydu. Sürücüler kornalarını çalıyor, taksi şoförleri müşteri bulmak için köşelerde bağrışıyor, sirenler çalıyordu... Kısacası, şehrin gürültüsü kulağı sağır edecek derecede fazlaydı. Birden, Kızılderili durdu ve 'Bir cırcır böceğinin sesini duyuyorum' dedi.

Arkadaşı 'Ne? Çıldırmış olmalısın. Bu gürültüde cırcır böceğini duymanın imkanı yok' diye karşı çıktı.

'Eminim' diye ısrar etti Kızılderili. 'Bir cırcır böceği duydum.'

Kızılderili bir müddet dikkatle dinledi ve caddenin karşı tarafına geçip büyükçe bir çimento fabrikasına doğru yürüdü. Fabrikanın bahçesinde öbek öbek birkaç çalılık vardı. Çalılıklara baktı. Gerçekten de dalların altında küçük bir cırcır böceği vardı.

'İnanılmaz!' Dedi arkadaşı. 'Sende insanüstü kulaklar var galiba.

'Hayır' diye cevapladı Kızılderili.

'Benim kulaklarım seninkilerden farklı değil. Bütün mesele dinlediğin şeye bağlı…'

'Bu mümkün değil' dedi arkadaşı.

'Ben bu gürültüde asla bir cırcır böceğini duyamam.'

'Mümkün' karşılığını verdi.

'Neyin senin için gerçekten önem taşıdığına bağlı bu. Dur sana göstereyim.'

Elini cebine sokup birkaç madeni para çıkardı ve onları yuvarlanacak şekilde kaldırımda yere attı. Kulaklarında hala kalabalık caddelerin gürültüsü yankılanırken, 8-10 metre mesafe içindeki bütün kafaların dönüp kaldırımda çınlayan paranın kendilerine ait olup olmadığına baktığını gördüler...

(alıntı)

* * *