Şu yaptıklarına bir bak…
Hiç sana yakışıyor mu?
Bu güne kadar, hayvanlarda rahat ve mutlu yaşıyordun…
Ne onlar rahatsızdı senden, ne de sen onlardan…
Mutlu mesut yaşıyordunuz…
Ne oldu sonra birden, söyler misin?
Hopladın zıpladın, yerinde duramadın, hiç bilmediğin insan bedenine sıçradın…
DNA'sı başka, genetik özellikleri başka, sana nasıl davranır, nasıl hürmet eder, seni nasıl ağırlar ne bilirsin ne edersin…
Şimdi bulaştın ya bir kere…
Bu sefer de, nasıl uyum sağlayacağını, nasıl 'birlikte yaşamaya devam edeceğini' arayıp duruyorsun…
Evet öyle…
Bedenine girdiğin insan öldüğünde, sen de ölüyorsun…
Yazık değil mi sana…
Hadi bakalım biraz daha uğraş;
Şu mutasyon mudur nedir, ne haltsa…
Buna geçiş yap da, kardeş kardeş yaşayalım…
Rica ediyorum, lütfen…

***

Bak neler yaptın sen bize…
İstemeden de olsa, binlercemizi öbür tarafa havale ettin…
Daha da devam edeceksin bu işe, gibi görünüyor…
İnsanoğlunun bildiği, alışık olduğu yaşam biçimini kökünden değiştirdin…
Ben,
Eski filmleri izlerken, tokalaşan insan gördüğümde dehşete kapılıyorum…
Bırak şapur şupur öpüşmeyi, tokalaşmalarını bile yadırgıyorum…
'Oha' diyorum, 'insanlar eskiden neler yapıyorlarmış…'
8 milyar insan için bile dünya artık yeterince küçük hale gelmişken,
Bir de aramıza sosyal mesafe koymak zorunda kalırsak, dünyanın toplam kara parçaları bize yetecek mi?
Ekonomik sistem desen, hakeza…
Şimdikini ben zaten sevmiyordum ama yenisi nasıl bir şey olacak, kestiremiyorum…
Tehlikeli olan sen misin yoksa senin korkun mu ondan da emin değilim…
Korku,
En çabuk yayılan salgındır…
Ve insanlar,
Kendi varlıklarını tehdit eden her şeyden ölesiye korkarlar ve bu korku onlara her şeyi yaptırır…
Özellikle de,
Korktukları şeyi yenenleri baş tacı etmek konusunda…

***

Sevgili kardeşim korona virüsü;
Eğer bir işe giriştiysen, bari işini tam yap…
Bu, benden sana bir dost tavsiyesi…
Değiştireceksen ya kökünden değiştir, ya da bırak biz bizimle uğraşalım…
Eziyet etme…
Bizi böyle kandırmalarına ve yanıltmalarına aracı olma…
Çek git…
Biz, senden önce de zaten o kadar çok eziyet çekiyorduk…
Açlık, susuzluk, yoksulluk, savaşlar, kıtlıklar, yalanlar, dolanlar, bin dereden su getirmeler…
Sen çok da önemli ya da yeni bir dert değilsin…
İklim değişikliği…
Denizlerde su seviyesi 2 santim yükselirse, şu kadar ülke yok olacak…
Hava kirliliği böyle ilerlemeye devam ederse,
Yılda şu kadar milyon insan bu sorun nedeniyle hayatını kaybedecek…
Bu dünyada,
Trafik kazalarında ölen insanların sayısı, eminim senin başımıza musallat ettiğin bu dertten daha çok…
Kanserden ölenler…
İş kazalarında ölenler…
Meslek hastalıklarından ölenler…
Topla, say, çıkar, böl, çarp, hepsinden daha çok…
Bunlara ses çıkarmayıp, rahat koltuklarında rahat hayatlarını yaşayanlar, onları da radarına alan bir belayla karşılaşınca, ne yapacaklarını şaşırdılar…
İşte şimdi,
Kimsenin kimseden farkı yok…
Öyle değil aslında…
Senin bu virüse yakalanıp, 3-5 günde sapasağlam hastaneden çıkanlar var, görüyoruz…
Epidemi de bile mi iltimas var diyesi geliyor insanın, ama öyle…

***

Sevgili kardeşim korona virüsü;
Biliyorum, sen de yorulacaksın bir süre sonra...
'Ya anasını satayım…'
'Ben mi kurtaracağım bu dünyayı?' diyeceksin…
Yok deme öyle…
Sen insanoğlunun bünyesine, genetiğine, DNA'sına uyum sağlayana kadar, biz çok kurban verecek olsak da, karşı karşıya olduğumuz gerçek düşmanın yüzünü görmekte galiba biraz zamana ihtiyacımız olacak…
Sence,
Öyle Hollywood filmlerinde gördüğümüz gibi,
Bu işin sonunda, yollarda, sokaklarda, kaldırımlarda ölen insanları mı göreceğiz?
Bu, gerçekten olabilir mi?
Sen;
Kendi varlığını, konakladığın bedende sürdürmekten başka derdi olmayan bir virüs olarak, gerçekten bunları yapmak istiyor olabilir misin?
Ben hiç zannetmiyorum…

***

Sevgili kardeşim korona virüsü;
Sezen Aksu'nun çok sevdiğim bir şarkısı var…
Diyor ki;
'Beni yak, kendini yak, her şeyi yak,
Manyak…'
'Manyak' kısmını ben uydurdum…
Sağlıcakla kal sevgili virüs kardeşim…
Sen ne yapacağını bilirsin…