Günümüzde sağlık bilincinin artmasıyla birlikte besin içeriğinin zengin olması ve insan sağlığına yararları nedeniyle Dünyada ve ülkemizde bütün yıl boyunca üretilen ve düzenli tüketilmesi gereken ilk on besin arasında yer alan bir sebze olan havuç, hem tatlı hem de tuzlu gıda yapımında kullanılmaktadır. Çiğ olarak tüketilebildiği gibi, sıkılarak suyu, yemeği, tatlısı, salatası, keki, lokumu, kurabiyesi, döneri, marmelatı, reçeli, konservesi, turşusu, kremi, sabunu, yağı, sütü, kolonyası yapılan havuç ülkemizde sevilerek tüketilen cezeryenin de ana hammaddesidir. Havucun kardiyovasküler rahatsızlıklar, mide rahatsızlığı, karaciğer hastalıkları, öksürük tedavisi için yüzyıllardır kullanıldığı bildirilmektedir. Havuç iyi bir karotenoid, vitamin, diyet lifi kaynağı olup, mineraller ve antioksidanlar bakımından da zengindir. Havuç hiçbir sebzede olmadığı kadar beta karoten içermektedir. Havuçta %60 beta karoten, %33 alfa karoten bulunmaktadır. Beta karoten, alfa karotene göre daha fazla A vitamini oluşturmaktadır. Turuncu havuçlar alfa ve beta karoten, sarı havuçlar lutein, kırmızı havuçlar likopen, mor-siyah havuçlar ise antosiyanin bakımından zengindir. Turuncu havuçta bulunan beta karoten, karaciğer tarafından A vitaminine dönüştürerek gözün loş ışıkta görmesini sağlayan rodopsini oluşturmakta ve retinanın ışığa duyarlı alanının etkinliğini artırmak suretiyle göz sağlığını korumaktadır. Karotenin A vitaminine dönüşmesi vücuttaki protein durumu, tiroid hormonları, alkol ve sigara kullanımı, az yağlı uygulanan diyetler, çinko minerali ve C, E vitamini içeriğinden etkilenmektedir. A vitamini; solunum, idrar ve bağırsak yollarının yüzey astarlarını koruyan ve beyaz kan hücrelerinin enfeksiyona (bakteri, mantar, virüs) karşı savaşmasına yardımcı olarak bağışıklık sistemini düzenleyen, büyüme ve gelişmeyi etkileyen, karaciğer ve safradaki yağları, akciğer iltihaplanmasını azaltan, cildi koruyan ve temizleyen, kanserlere (kolon, akciğer, rahim, deri, prostat, mide) koruyucu etki sağlayan bir antioksidandır. Havucun toprakta olduğu sırada mantar hastalıklarından korunmak için ürettiği doğal ilaç olan falcariol'ün, vücutta tümör gelişmesini engellediği bildirilmektedir.
Sarı havuç alfa ve beta karotene ilave olarak lutein pigmenti de içermektedir ki bu maddeler göz sağlığının korunmasının yanı sıra akciğer ve diğer bazı kanserlerin önlenmesi ve damar sertliği riskini azaltmaktadır. Kırmızı havuç, domates, karpuz gibi sebzelerde bulunan likopen ile alfa- beta karoten, ve lutein içerir, ayrıca daha çok likopen içerdiğinden kalp hastalıkları ve prostat kanserine karşı koruyucu özellik göstermektedir. Mor/siyah havuç, şalgam suyu yapımı ve doğal gıda boyası kaynağı olarak kullanılmaktadır. Koyu rengi oluşturan antosiyaninler iyi bir antioksidan olup, iltihap, kanser, ülser önleyici etkiye sahip, görmenin iyileştirilmesine yardımcı ve alzehemiera karşı koruyucudur. Havuçta lipid ve yağın özümlenmesi için gerekli olan B3 (niasin, nikotinik asit) çok miktarda bulunmaktadır. Siyah havuç B3 ün yanı sıra, gıdanın enerjiye dönüşmesini sağlayan ve kan hücreleri yapımından sorumlu B6 içerir. Bu vitaminler turuncu havuçta bulunmasa da diğer içerikler birbirine yakındır. Biotin (B7) diğer adıyla H vitamini, protein metabolizmasında önemli rol oynamakta, kan şekerini düzenlemekte, saç, cilt ve mukozanın korunmasına yardımcı olmaktadır. Havuç, içerdiği vitamin ve minerallerle hasar gören hücrelerin onarılmasına, unutkanlığa, bunamaya karşı beyin sağlığının devamına yardımcı olmaktadır. A vitamini ile birlikte bağışıklığı güçlendiren ve vücudumuza kolajen sağlayan C vitaminince de zengin olan havucun potasyum içeriği yüksek olup, bunun yanında sodyum, fosfor, kalsiyum, magnezyum gibi minerallere de önemli miktarda sahiptir. Potasyum, içeriği kumarin ve magnezyum ile beraber, kan basıncını (tansiyonu), şekeri, kortizon ve adrenalinin dengelenmesini, stresin azaltılmasını, kalp-damar sağlığının korunmasını sağlamaktadır. Havucun %88'i su, %10'u karbonhidrat, %5'i şeker olup, orta büyüklükteki bir havuç 41 kaloridir. Bu sebze şeker içeriği bakımından, en yüksek içeriğe sahip olan domatesten sonra gelmektedir. Havuçtaki karbonhidratlar kompleks yapıda olup, nişasta, sükroz ve glikozdan oluşur ve vücuda enerji verirler. Sindirim dostu sebzeler grubuna giren havuçta, özellikle beyaz havuçta bol diyet lifi bulunmaktadır. İçerdiği lifle midedeki gastrit asitlerinin çoğalmasının önüne geçebilmektedir. Pektin, havuçtaki lifin ana şeklidir. Çözünür lifler bağırsaktaki dost bakterileri beslemekte, şekeri dengeleyebilmekte, çözünmeyenler ise sindirim sisteminin sağlığını korumaktadır. Havuç suyunun diğer sebze ve meyve suları ile karıştırılıp, sabah yemekten yarım saat önce veya gün içinde aç karnına tüketilmesi faydalı olmaktadır.
Havuç suyu yaparken içine ıspanak, diğer yeşil sebzeler, portakal, limon, kırmızı pancar suyu ilave etmek çeşitli mineral ve vitaminler almak bakımından çok faydalı olmaktadır, ancak içinde bulunan yağda eriyen vitaminleri daha iyi almak için az miktarda yağ veya krema eklemek gereklidir. Havuç alırken sert, pürüzsüz, düz, parlak, koyu portakal renginde olanlar tercih edilmelidir. Normal havuç ile bebek havucun içerikleri aynıdır sadece beta karoten içeriği bebek havuçta daha azdır. Havucu buharda, ateşte, fırında, ızgarada veya kavurarak yemek, beta karoten miktarını artırıp, vücudun A vitaminini hızla almasına yardımcı olduğu, haşlanmış havuçta ise vitaminlerin kaybolduğu, diyet liflerin nişastaya dönüştüğü, ancak antioksidan kapasitenin çiğ havuca göre arttığı belirlenmiştir. Haşlanmış havuç glisemik indeksi yükselteceği için şeker hastalarının dikkatli tüketmesi gerekmektedir. Havuç pek çok bakımdan faydalı olmasına karşılık, aşırı tüketiminde ; ciltte kızarıklık, dökülmeler, yüksek potasyum içeriği ile böbrek hastalarında sıkıntıya, avuç içi, ayak tabanı ve kulaklarda sararmaya, kusmaya, baş ağrısına, uyuşukluğa neden olabildiği için, günde 1 taneden fazla tüketilmemelidir.