Aziz Nesin'in bir hikayesini okumuştum.
Çok oluyor okuyalı.
Şimdi tam olarak hatırlayamıyorum ama sanırım 'Korkudan Korkmak'tı hikayenin adı.
Galiba hikaye kitabının adı da 'Korkudan Korkmak'tı.
Şimdi gidip kitaplıktaki, insanın üzerine yıkılıverecekmiş gibi duran kitapların içine bir bakıp bulayım şu kitabı desem…
Bulamam.
Ne çektiysem bu kitaplardan çektim zaten. Ora bura taşıyıp durdum onları, sonrasında ne olacağını bilmeden.
Ve yıllar içinde o kadar arttı ki sayıları...
Şimdi kitaplıkta aradığım kitabı bulmam neredeyse imkansız.
***
Nereden geldik buraya.
Şu malum virüsten…
Adını bile anmak istemiyorum o şerefsizin.
Mahvetti bizi.
Dünyayı.
Yazılara bile bulaştı.
Ne yazarsak yazalım kapı oraya çıkıyor.
Dönüp dolaşıp onu yazıyoruz.
Bu kaçıncı yazı...
Yeter artık!
Çıkar şunu aklından diyorum ama…
İşte, olmuyor.
Yazdığımız yazı yine oraya geliyor.
Nasıl çıkaracaksın aklından?
Günlerdir tüm dünya virüsle yatıp virüsle kalkıyor…
Televizyon haberleri, televizyonlardaki programlar…
Gazetelerde yazılan yazılar…
Hepsi virüs üzerine…
Bu arada bir de evde virüs filmi izleyenler var.
'Salgın' adında bir filmin adı dolaşıyor ortalıkta.
Sosyal medyanın, televizyonların körüklediği korku yetmiyor, bazıları da kendi kendini korkutmaya çalışıyor anlaşılan.
***
Aziz Nesin'in 'Korkudan Korkmak' hikayesinde, köpek kuyruğunu bacaklarının arasına kıstırmış karanlığa doğru havlıyor.
'Neden havlıyorsun?' diye soruyorlar.
'Korkutmak için,' diyor.
'Peki neden havlarken geri geri gidiyorsun?' diye soruyorlar.
'Korktuğum için,' diyor.
Karanlığın içinde ne var?
Bilmiyor.
Karanlığın içinden ne çıkacağını bilmediği için de daha çok korkuyor.
Şimdi biz de kapandığımız evlerde virüsün yaydığı korkuyu yaşıyoruz.
Ne olacağını, bugünlerde yüzlerle ifade edilen hasta sayısının önümüzdeki günlerde hangi boyutlara ulaşacağını, pek çok ülkede binlerce insanı öldüren salgının bizde neler yapabileceğini henüz bilmediğimiz için de daha çok korkuyoruz.
Bir de korkuyu körükleyenler var televizyon kanallarında, sosyal medyada…
Birkaç gün önce, sokağa çıkma yasağı ilan edilebileceği üzerine sesli bir video yayıldı sosyal medya üzerinden.
Korku salan bir video…
Bu videoyu izleyen insanlar korku ve panik içinde ikinci bir hamle yaptı marketlere.
Bütün bunlar yetmiyor gibi bir de insanlar birbirini telefonla arıyor.
'Şöyle şöyleymiş, haberin var mı?'
'Yok!'
Felaket tellalı mı denir böylelerine?
Virüs adeta efsaneleşti bu insanların dilinde.
Korkusu kendisinden daha felaket hale geldi.
Evin her tarafı çamaşır suyuyla günde iki kez silinecekmiş virüs gelmesin diye.
Daha neler neler.
Virüsten duydukları korkuyla saf alkol içip ölenler…
Arapsabunu içenler…
Bazen insan patlama noktasına geliyor, sürekli körüklenen bu korku yüzünden.
'Yeter artık,' diyorsun, 'yeter artık!'