Galiba sözün bittiği yer dedikleri böyle bir zaman. Ne söylenirse söylensin neyi duyarsak duyalım boş bomboş geliyor insana. Uyarıların fayda getirmediği bir dönemdeyiz. Yazıp çizmenin hiçbir anlamının olmadığı, iktidarı muhalefeti ile adeta keskin bir bıçak darbesi ile tam ortadan bölünmüş bir toplumun bireylerinin taraftarlıktan başka bir şey yapmadığı yapamadığı bir dönemdeyiz. Olanı biteni sadece izleyip sosyal medya hesaplarımızdan lanet okuyup, belki bazılarımızın sokağa çıkıp birkaç kez sesini yükseltmesinden başka bir şey yapamayan toplumun adeta çaresiz bireyleri haline geldik. Aslına bakarsanız sessizliğin ortasında birere hiçiz! Defalarca kez ifade edildi Ortadoğu da siyasi istikrarsızlık en fazla bize zarar verir diye dikkate alındı mı? Hayır. Çünkü Büyük Ortadoğu Projesinin Eş başkanı olmak gibi bir parmak bal ağzımıza çalınmış, hayaller ülkesinin tatlı bir rüyası önümüze konulmuştu. İşte o tatlı rüya resmen kabusa döndü. İçine düşülen bataklıktan ne yaparsak yapalım çıkamayan bir durumdayız. İçerde dışarıda popülist siyasetten atıp tutmaktan başka bir şey yapmayanlar alçakça yapılan terör saldırılarının önüne geçemiyor engel olamıyorlar. Yaşananların bugüne kadar izlenen yanlış politikaların bir sonucu olduğunu kabullenip sağduyulu bir politikaya dönmeleri gerekenler sadece kınamakla şehit cenazelerinde boy göstermekle olayların gerçekleştiği yerlere çiçek bırakmakla bir şey yaptıklarını zannediyorlarsa fena halde yanılıyorlar. Bu yapılanlardan ele bir şey geçmediği gibi maalesef terör saldırılarına da engel olunamıyor. Bunu anlamak için daha kaç vatan evladının yitirilmesi gerekiyor? Nerede ne zafiyetimiz var terörü önlemede ne gibi projeler ortaya konulması gerekiyor? İktidar ile muhalefetin bunlara oturup kafa yormaları gerekirken iktidar muhalefetin bir bölümü ile oturmuş Başkanlık pazarlığı yapıyor. Bu kaos ortamında olacak şey mi bu? Ama dediğimiz gibi sözün bittiği yer galiba burası! Ortadan bölünmüş toplumun üyeleri bağımsız özgür bireyler gibi davranmak yerine fanatizmin had safhaya ulaştığı bir noktada sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Ülke yangın yerine dönse de bu tercih değişmiyor sessizlik büyüyor. Sessizliği yırtacak, bir şeyleri değiştirecek hamleleri yapmak zorundayız. Yoksa bu sessizlik bu yangın hepimizi yakacak.