Çocuklarda temas bağımlılığı, sevgi, güven ve aidiyet ihtiyacının fiziksel temasla karşılanmasına bağlı olarak gelişir. Bebeklik döneminde ebeveynlerin dokunuşu hayati bir öneme sahiptir; ancak bazı çocuklar büyüdükçe de sürekli fiziksel temas arayışında olabilir. Özellikle sevgi eksikliği yaşayan, kaygılı ya da aşırı koruyucu ailelerde büyüyen çocuklarda bu durum daha sık görülür. Temas bağımlılığı olan çocuklar, sürekli kucaklanmak, el ele tutuşmak ya da birine yaslanmak isteyebilir ve bu olmadığında kendilerini huzursuz hissedebilirler.
Temas Bağımlılığı Nedir?
Temas bağımlılığı, bir kişinin fiziksel temasa aşırı derecede ihtiyaç duyması ve bu temas olmadığında huzursuzluk hissetmesi durumudur. Genellikle güven, sevgi ve bağlanma ihtiyacıyla bağlantılıdır. Sarılmak, el ele tutuşmak, omuza yaslanmak gibi fiziksel yakınlık eylemleri, temas bağımlılığı olan kişiler için bir tür güvenlik hissi yaratır. Psikologlara göre, fiziksel temas oksitosin hormonunun salgılanmasını artırarak kişinin kendini daha mutlu ve güvende hissetmesini sağlar. Ancak bazı bireylerde bu ihtiyaç, aşırı bir boyuta ulaşarak bağımlılığa dönüşebilir.
Bu durumu yaşayan kişiler, yalnız hissettiklerinde huzursuz olabilir, fiziksel yakınlık kuramadıklarında eksiklik hissedebilir ve sosyal ilişkilerinde bu teması sürekli talep edebilirler. Örneğin, bir kişinin sürekli olarak arkadaşlarına sarılmak istemesi ya da uzun süre dokunmadan duramadığını hissetmesi, temas bağımlılığının belirtileri arasında yer alır.
Temas Bağımlısı Olduğunuzu Nasıl Anlarsınız?
Temas bağımlılığı, günlük hayatı etkileyen belirli belirtilerle kendini gösterebilir. Öncelikle kişi, fiziksel temasın olmadığı durumlarda rahatsızlık hissedebilir. Örneğin, bir arkadaş ortamında veya iş yerinde fiziksel temas kuramadığında kendini dışlanmış veya mutsuz hissedebilir. Bunun yanı sıra, sürekli sarılma, dokunma veya fiziksel yakınlık kurma isteği, kişinin ilişkilerinde dengesizliğe neden olabilir. Örneğin, romantik ilişkilerde partnerin sürekli fiziksel temas beklemesi ve bu sağlanmadığında kaygı duyması, ilişkiyi zorlayabilir. Benzer şekilde, arkadaşlıklarda da sürekli fiziksel temas arayışı, çevredeki kişiler için yorucu hale gelebilir. Psikolojik araştırmalar, fiziksel temasın stres seviyesini azalttığını ve bağlanma hormonlarını artırdığını gösteriyor. Ancak bazı bireylerde bu durum bir bağımlılığa dönüşerek bireyin kendi başına yeterli hissetmesini zorlaştırabilir (Field, 2010).
Çocuklarda Temas Bağımlılığı Nedir?
Çocukluk döneminde fiziksel temas, güvenli bağlanma için temel bir unsurdur. Bebekler dünyaya geldiklerinde en çok ihtiyaç duydukları şeylerden biri anne ve babalarının sıcaklığıdır. Ancak bazı çocuklar, yaşları ilerledikçe de sürekli fiziksel temasa ihtiyaç duymaya devam edebilirler. Bu tür çocuklar, ebeveynleriyle sürekli kucaklaşmak, el ele tutuşmak veya yanlarında uyumak isteyebilirler. Eğer bu ihtiyaçları karşılanmadığında aşırı huzursuzluk, ağlama krizleri ya da kaygılı davranışlar gösteriyorlarsa, temas bağımlılığı gelişmiş olabilir. Örneğin, bir çocuğun okulda arkadaşlarıyla sürekli fiziksel temas kurmaya çalışması, teneffüslerde arkadaşlarına sarılmadan rahat edememesi ya da öğretmenine yakın olmadan huzursuz hissetmesi, bu duruma işaret edebilir.
Çocuklarda Temas Bağımlılığı Neden Olur?
Çocukluk döneminde temas bağımlılığı çeşitli faktörlerden kaynaklanabilir. Öncelikle, ebeveynlerin aşırı koruyucu olması ve çocuğun bağımsızlık kazanmasına izin vermemesi, bu bağımlılığın gelişmesine neden olabilir. Örneğin, bir çocuk her uyandığında annesi tarafından sarılarak sakinleştiriliyorsa, zamanla bu temasa bağımlı hale gelebilir. Ayrıca, erken çocukluk döneminde güven eksikliği yaşayan veya ebeveynleriyle sağlıklı bir bağ kuramayan çocuklar, ilerleyen yaşlarda fiziksel temasa daha fazla ihtiyaç duyabilirler. Özellikle sevgi ve güvenin az hissedildiği ortamlarda büyüyen çocuklarda bu durum daha belirgin olabilir.
Araştırmalara göre, erken çocukluk döneminde yeterli fiziksel temas alamayan bebekler, ilerleyen yaşlarda kaygı bozuklukları ve bağlanma problemleri yaşayabiliyor (Harlow, 1958). Ancak aşırı temas bağımlılığı da çocuğun bağımsızlık gelişimini engelleyerek sosyal ve duygusal gelişimine zarar verebilir. Bu nedenle, çocukların sağlıklı bir şekilde temas ihtiyacını karşılamasına olanak tanırken, bağımsızlıklarını da teşvik etmek önemlidir.