Deizm, bir süre önce, Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen 'Gençlik ve İnanç' konulu çalıştayda gündeme gelmişti.
Çalıştayda 'İmam Hatipler Deizme kayıyor' vurgusu yapılması tepkilere ve tartışmalara neden olurken Cumhurbaşkanı R.T. Erdoğan grup toplantısında
yaptığı konuşmanın sonunda dönemin Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz'ı 'İsmet bey sizi buraya alalım' diye kürsüye çağırıp konu ile ilgili 'kibarca (!)' açıklama istemişti.
Deizm ve gençlik konusu hem kamuoyunda hem de akademik boyutlarda tüm hızıyla tartışılmaya, araştırılmaya devam ediyor. En son Sakarya Üniversitesi'nden Dilek Menküç'ün 'Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenlerinin Görüşleri Işığında Liselerde Deizm Düşüncesi' başlıklı araştırması merkezi sınav ile öğrenci alan liselerdeki öğrencilerin dinsel konulardaki tutumlarını gözler önüne serdi.

DEİZM YÜKSELİYOR MU?
'Yaradancılık' anlamına gelen Deizm, evrenin bir yaratıcı tarafından yaratılıp daha sonra bu yaratıcının insanı kendi başına bıraktığını kabul eden bir felsefi akım ya da inanç biçimi olarak tanımlanıyor.
Deizmin bu günkü konumu hakkında doğal olarak çok farklı görüşler var.
Muhafazakarların bir bölümü; 'Deizm tartışması, siyasi iktidarı sıkıştırmak, dindar nesil yaratacaklardı, deist nesil yarattılar demek için, bilinçli olarak başlatıldı ve sürdürülüyor' derken 'Deizm, Batıda başlayan bir akımdır, onların propagandasıdır ve Müslümanları etkilemek için bilinçli olarak köpürtülen bir tartışmadır' vurgusu yapanların sayısı da oldukça fazla.
Kamuoyunun önemli bir bölümü ise, Deizmin gençler arasında rağbet bulmasını şaşırtıcı bulmuyor. Gençlerin bu durumlara 'düşürülmesinin' nedenlerini sıralayan bu kesimin listesi hayli uzun;
  • Dindar olarak kendini ifade eden bazı insanların din anlayışı ile yaşam biçimleri ve davranışları arasındaki derin çelişkiler.
  • Dini kurum görüntüsü altında yuvalanan bazı cemaat, vakıf, yurt, okul gibi yerlerde yaşanan tutarsızlıklar, cahillikler, ahlaksızlıklar.
  • Aile, kadın-erkek ilişkileri, kadın hakları, evlilik yaşı gibi konularda sözde din adına ahkam kesenlerin çoğalması ve sergilenen seviyesiz örnekler.
  • Siyasilerin her fırsatta dine göndermeler yapması, dindar gençlik yetiştirme hevesi ile gençlere yapılan baskıcı uygulamalar, bu uğurda çok sayıda açılan okullara gitmeleri için yapılan dayatmaların gençlerde karşıt tepkiye dönüşmesi.
  • Çok büyük bir hızla ilerleyen zamana rağmen, gençlerin sorunlarına, sıkıntılarına ve açmazlarına yeterli cevap üretemeyen, yeni yollar açmayan, yeni fikirler bulamayan gerçek din adamları, aydınlar ve düşünce insanlarının yetersizliği, sessizliği......

GENÇLER NE İSTİYOR?
Gençlerin büyük bir çoğunluğu, zaman zaman kutsal değerler kullanılarak aldatılmaya çalışıldıklarını fark ediyor ve bu fark ediş 'her konuda' büyük sorgulamaları ve 'yeni arayışları' beraberinde getiriyor.
Bu günün gençliği, eskinin 'kemikleşmiş' kalıpları ve ideolojilerine ilgi duymuyor. Gençler artık yaşadıkları çevrenin güzelleşmesini, korunması için çalışılmasını, özgürce düşünce üretmelerine hoşgörülü yaklaşılmasını, dayatmacı ve ötekileştirici otoriter yaklaşımlardan kaçınılmasını istiyor.
Yaşamı sadece iktidarlarının varlığı üzerinden okuyanların, düşünce üretimlerini yalnızca kendi pencerelerinden hiza alarak yapanların gençlerin dünyalarını anlamaları mümkün değil.
Kendi doğruları açısından istedikleri çizgide yürümeyen gençleri gören büyüklerin, gençleri suçlamadan önce 'Biz nerede yanlış yapıyoruz?' sorusunu kendilerine sormaları gerekiyor...