Yabancı dil öğretiminde öğrenci başarısını olumsuz etkileyen sisteme ilişkin unsurların okul sınavları haricinde İngilizce dersinden öğrencinin sorumlu tutulmamasının ve üniversiteye giriş sınavlarında soru çıkmamasının en sık tekrar edildiği anlaşılmaktadır. Ders saatlerinin ve müfredatın yetersizliği, sınıfların kalabalık olması,yabancı dil eğitimi politikasının istikrarsızlığı, dil öğretiminde ezbere sistem uygulaması, dil öğretiminin geç kalınması da diğer faktörler arasındadır. Bunların haricinde yıllık planların yoğunluğu, ders kitaplarının yetersizliği, hazırlık sınıflarının kaldırılması, dil laboratuvarlarının olmaması ve İngilizce ders saatlerinin son saatlere getirilmesi öğrenci başarısını olumsuz etkileyen sistemle ilgili unsurlar arasındadır. Dil eğitim anlayışı, müfredat ve ders saatleri, sınıflardaki öğrenci sayıları vb. konularda öğretmenler sisteme yönelik olarak dil öğretiminde oluşan olumsuzluklara değinmişlerdir. Dil öğrenme erken yaşlarda daha çabuk olmakla birlikte asıl önemli noktanın dil öğretiminde kişiyi öğrenilen yabancı dile maruz bırakmak olduğu kabul edildiğinde sadece bir, iki saatlik yabancı dil dersinin İngilizce öğretme noktasında yetersiz kaldığı ve sadece sınıfta, derse odaklı, dilbilgisi, yazma ve okuma ağırlıklı bir dil öğretiminin
etkisiz ve yetersiz bir yabancı dil öğretimi yaklaşımı olduğu söylenebilir. İngilizcenin
liseye geçiş sınavında yer almasına karşın yükseköğretime geçiş sınavında bulunmaması liselerde dil derslerine ilgiyi olumsuz olarak etkilemektedir. İngilizce öğretmenlerinin konuyla ilgili diğer görüşlerinden bazı alıntılar aşağıda verilmiştir.

***

Öğrencinin sosyal ve teknolojik çevresinin dil öğrenmede olumsuz etkide bulunabileceği İngilizce öğretmenlerince vurgulanmıştır. Ailelerin akademik başarı olarak sınavlara odaklandığı göz önünde bulunduğunda velilerde İngilizcenin ileride öğrenilebileceği algısı oluştuğu söylenebilir. Ayrıca okul dışında öğrenciler etkinliklerde ya İngilizceye yer vermemektedirler veya bilgisayar oyunlarında kullanılan basit veya argo diyeceğimiz İngilizceyle karşılaşmaktadırlar. Çevre etkenine ilişkin İngilizce öğretmenlerinin bazı ifadeleri aşağıda verilmiştir.Sınavlara yönelik öğrencilerin derslere önem vermeleri ile dil öğreniminde tüm duyulara hitap edecek bir yaklaşım sergilenmesi öğretmenlerce dil öğretiminde üzerinde durulması gerektiği düşünülen noktadır. Asıl vurgulanmak istenen ise okullarda dil öğretiminin her yönüyle sağlanmasının gerekliliğidir. Türkiye'de ki işleyişi dikkate alarak öğrencilere bir şeyi öğretmenin en etkili yollarından birisinin, sınavlarda o dersle ilgili soru sorulması olduğu söylenebilir. Fakat asıl dil öğrenimi o dili öğrencinin yaşaması yani yaşamında o dile yer vermesi ile olacağı vurgulanmaktadır. Konuya ilişkin öğretmenlerin
bazı ifadeleri aşağıda verilmiştir.

Kullanılan materyalin niteliği kadar dil öğrenme öğrencinin asıl amacı olmalıdır. Asıl amacı İngilizce dersi vermek değil İngilizce öğretmek olan öğretmen, asıl amacı dersi geçmek değil İngilizce öğrenmek olan öğrenci ve her türlü dil öğretim imkan ve olanaklarına sahip bir ortam bileşenlerinin bir araya getirilmesinin yabancı dil öğretiminde etkili olacağı söylenebilir. Sonuç da budur ve en etkili yöntemlerle bu bakış açısı birleşince amaca ulaşılmış olunacaktır.

Yabancı dil öğretiminde öğrenci başarısını olumsuz etkileyen sisteme ilişkin unsurların okul sınavları haricinde İngilizce dersinden öğrencinin sorumlu tutulmamasının ve üniversiteye giriş sınavlarında soru çıkmamasının en sık tekrar edildiği anlaşılmaktadır. Ders saatlerinin ve müfredatın yetersizliği, sınıfların kalabalık olması,yabancı dil eğitimi politikasının istikrarsızlığı, dil öğretiminde ezbere sistem uygulaması, dil öğretiminin geç kalınması da diğer faktörler arasındadır. Bunların haricinde yıllık planların yoğunluğu, ders kitaplarının yetersizliği, hazırlık sınıflarının kaldırılması, dil laboratuvarlarının olmaması ve İngilizce ders saatlerinin son saatlere getirilmesi öğrenci başarısını olumsuz etkileyen sistemle ilgili unsurlar arasındadır. Dil eğitim anlayışı, müfredat ve ders saatleri, sınıflardaki öğrenci sayıları vb. konularda öğretmenler sisteme yönelik olarak dil öğretiminde oluşan olumsuzluklara değinmişlerdir. Dil öğrenme erken yaşlarda daha çabuk olmakla birlikte asıl önemli noktanın dil öğretiminde kişiyi öğrenilen yabancı dile maruz bırakmak olduğu kabul edildiğinde sadece bir, iki saatlik yabancı dil dersinin İngilizce öğretme noktasında yetersiz kaldığı ve sadece sınıfta, derse odaklı, dilbilgisi, yazma ve okuma ağırlıklı bir dil öğretiminin
etkisiz ve yetersiz bir yabancı dil öğretimi yaklaşımı olduğu söylenebilir. İngilizcenin
liseye geçiş sınavında yer almasına karşın yükseköğretime geçiş sınavında bulunmaması liselerde dil derslerine ilgiyi olumsuz olarak etkilemektedir. İngilizce öğretmenlerinin konuyla ilgili diğer görüşlerinden bazı alıntılar aşağıda verilmiştir.

***

Öğrencinin sosyal ve teknolojik çevresinin dil öğrenmede olumsuz etkide bulunabileceği İngilizce öğretmenlerince vurgulanmıştır. Ailelerin akademik başarı olarak sınavlara odaklandığı göz önünde bulunduğunda velilerde İngilizcenin ileride öğrenilebileceği algısı oluştuğu söylenebilir. Ayrıca okul dışında öğrenciler etkinliklerde ya İngilizceye yer vermemektedirler veya bilgisayar oyunlarında kullanılan basit veya argo diyeceğimiz İngilizceyle karşılaşmaktadırlar. Çevre etkenine ilişkin İngilizce öğretmenlerinin bazı ifadeleri aşağıda verilmiştir.Sınavlara yönelik öğrencilerin derslere önem vermeleri ile dil öğreniminde tüm duyulara hitap edecek bir yaklaşım sergilenmesi öğretmenlerce dil öğretiminde üzerinde durulması gerektiği düşünülen noktadır. Asıl vurgulanmak istenen ise okullarda dil öğretiminin her yönüyle sağlanmasının gerekliliğidir. Türkiye'de ki işleyişi dikkate alarak öğrencilere bir şeyi öğretmenin en etkili yollarından birisinin, sınavlarda o dersle ilgili soru sorulması olduğu söylenebilir. Fakat asıl dil öğrenimi o dili öğrencinin yaşaması yani yaşamında o dile yer vermesi ile olacağı vurgulanmaktadır. Konuya ilişkin öğretmenlerin
bazı ifadeleri aşağıda verilmiştir.

Kullanılan materyalin niteliği kadar dil öğrenme öğrencinin asıl amacı olmalıdır. Asıl amacı İngilizce dersi vermek değil İngilizce öğretmek olan öğretmen, asıl amacı dersi geçmek değil İngilizce öğrenmek olan öğrenci ve her türlü dil öğretim imkan ve olanaklarına sahip bir ortam bileşenlerinin bir araya getirilmesinin yabancı dil öğretiminde etkili olacağı söylenebilir. Sonuç da budur ve en etkili yöntemlerle bu bakış açısı birleşince amaca ulaşılmış olunacaktır.