Ağaç, insanoğlunun geçmişten geleceğe uzanan yaşamında en sadık yol arkadaşlarından birisi… Hem de onsuz yapamadığımız ama onu hoyratça kırıp yaktığımız bir yaşam yoldaşı…

Dünya insanlığı işte bu gerçeklerin doğrultusunda son üç yıldan beri 'Ağaç Güzeldir' ve 'Ağaç İnsanlıktır' belgileriyle etkinlikler düzenliyor.

Bu yıl üçüncüsü Odunpazarı Belediyesi'nin ev sahipliğinde, Uluslararası Ahşap Kültürü Derneği (IWCS) ve Türkiye Ormancılar Derneği işbirliğiyle düzenlenen 'Dünya Ağaç Günü Etkinlikleri' tüm güzellikleriyle sürüyor.

17 – 25 Mart 2015 tarihlerini kapsayan bu etkinliğe ülkemizden ve 68 ülkeden yaklaşık 300 sanatçı katılıyor.

Programda yer alan 'atölye çalışmaları, sempozyumlar, konserler, Barış ve Kardeşlik Köprüsü, Barış ve Kardeşlik Ormanı, sergiler ve Ahşap Sanatları Müzesi'nin açılışı' gibi çok zengin etkinlikler başarıyla gerçekleştirildi.

Son yıllarda bir müze kente dönüşen Eskişehir'e yeni ve özgün bir müze kazandırılması ise övünülecek bir durumdur.

DÜNYALAŞAN ODUNPAZARI

'Ağaç Güzeldir' etkinliklerinin üçüncüsünün Türkiye'de ve 'Bizim Odunpazarı' nda yapılması çok önemli ve çok anlamlıdır. Çünkü:

· Odunpazarı'nın oluşmasında adı üzerinde 'ahşap kültürü' çok etkilidir.

· Son 15 yılda çağdaş kültür ve sanat etkinlikleri alanında dünya ile bütünleşen EKSİŞEHİR'in yerel yönetimler sacayağında 'Odunpazarı' güdük kalmaktaydı.

Bu bağlamda etkinliğin 21 Mart 2015 günü yapılan açılış töreninde Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım KURT'un yaptığı nitelikli konuşmada altını çizdiği şu hedef çok büyük önem taşıyor.

' – … 'Değişim' Odunpazarı'nda başlayacak ve Türkiye'yi saracak…'

Odunpazarı'nın önce çağdaş Eskişehir ve Türkiye ile daha sonra da çağdaş dünya ile bütünleşmesi hedefinde 'Ağaç Güzeldir' etkinliklerinin yol açıcı olacağı yadsınamaz.

Ancak Odunpazarı'nın dünyalaşması hedefinin uygulanabilir ve sürdürülebilir olabilmesi için unutulmaması gereken bazı gerçekler var:

1. 'Ağaç Güzeldir Etkinlikleri' nin sürekliliği sağlanmalıdır.

2. Bu etkinlikte Eskişehir'in ve Odunpazarı'nın diğer yerel sanatlarının (lüle taşı, savat ve çömlekçilik vb) kaynaşması sağlanmalıdır.

3. Odunpazarı'nda yapılacak her türlü sosyokültürel etkinlikte, başta Büyükşehir ve Tepebaşı Belediyeleri olmak üzere, tüm ilgili kuruluşlarla 'işbirliği ve koordinasyon' mutlaka ve çok iyi bir biçimde sağlanmalıdır…

Dilerim, bir ağabey sorumluluğuyla yapılan bu değerlendirmelere Kazım kardeşimiz ve çalışma arkadaşları kulak asarlar…

***

BARIŞ GÜZELDİR

Ülkemizde son günlerde bir yandan 'Çanakkale'den fışkıran haykırışlar', diğer yandan 'artık temcit pilavına döndürülen çözüm sürecinin yılgınlaştırdığı umutlar'; BARIŞ umutlarını iyice körükledi.

Türkiye gibi, tarih boyunca en çok savaş yaşanmış bir coğrafyada yaşayan yurttaşların BARIŞ dileklerinin hep önde olması doğaldır ve doğrudur.

Dahası, yaklaşık yüz yıldan beri 'Yurtta Barış, Dünyada Barış' belgisiyle yaşamını sürdüren, ama otuz yıldır iç barışı kanayan Türkiye halkının daha yüksek sesle 'BARIŞ' diye haykırması gerekiyor.

Bakmayın siz, BARIŞ umutlarını oya dönüştürmeye çalışan ve bunun için 'kayıkçı kavgası' yapan çığırtkanlara…

Gerçek ve kalıcı bir barış, ancak ve ancak 'öncelikle etnik ve dinsel kışkırtmalardan ve terörden arınarak, bilim ve demokrasi ilkelerinin yol göstericiliğinde' sağlanabilir…

Hiç olmazsa son günlerde sosyal medyada yaygınlaşan şu söyleme kulak verilmelidir:

' Dağlar, insanlar ve hatta ölüm yorulduysa, şimdi en iyi şiir BARIŞ'tır…'

BAHAR GÜZELDİR

Doğada umutların yeniden tomurcuklandığı mevsimdir bahar… O bahar ki, insanoğlunun toplumsal yaşamındaki umutları da körükler…

Onun içindir ki insanoğlu binlerce yıldan beri baharın gelişini sevinçle kutlar…

Dengeli paylaşım denilen gizemli şey, nasıl doğanın ve toplumsal yaşamın tüm alanlarını daha da güzelleştiriyorsa; bahar sevinci de paylaşıldıkça daha da güzelleşir…

Onun için ülkemizde son yıllarda 'bahar kutlamalarını sadece kendi ırkına maletmeye çalışarak her 21 Mart'ta 'Newroz – Nevruz kavgası yapanlara…' karşı daha güçlü bir biçimde haykırmak gerekiyor:

'Baharın güzelliği sizin körüklediğiniz çirkinlikleri de temizleyecektir… Çünkü BAHAR ve BARIŞ kardeştirler…'

Bu yıl ülkemizin doğasında ve toplumsal yaşamında 'kara kış' daha uzun ve sert oldu… Ama umuyor ve biliyoruz ki önümüzdeki bahar ve sonrasındaki mevsimler çok daha güzel olacaktır…

***

Üstat Önder BALOĞLUN'a…

Bu kez uzunca süren 'şeker tatilini(!)' keserek tekrar yazmaya başlaman, tüm sevenlerin gibi beni de çok sevindirdi.

Anlaşılan şu 65 yaşımızdan sonra 'rakıyı, patlamış mısırı ve ülkemizi saran şekerlere karşı' daha dikkatli olmamız gerekecek… Aksi durumda anastrada hep yenilmeye mahkûm olacağız…

Geçmiş olsun dileklerimle…

Sağlıkla, sevgiyle ve dostlukla…