Doğruya doğru.

44 yıllık gazeteciyim kimsenin düdüğünü çalmadım, birilerine yaranayım diye yağ çekmedim.

Gerçekler neyse gündeme taşımaya çalıştım.

Bunu neden yazdım?

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer'in dün gazete ve gazetecilere mail göndermiş.

Mail'in içeriğini okuduğumda Eskişehir adına üzüldüm.

Bu nedenle bu iddiaların doğru olup olmadığını AK Parti İl Başkanına ve milletvekillerine sormak ve eğer gerçekten doğru ise gerekçesini kamuoyu adına öğrenmek, onu da köşemde paylaşmak adına bugünkü köşeme taşımak istedim.

Utku Çakırözer'in bu iddialarını köşeme almama birileri farklı anlamlar çıkarmasınlar diye peşin peşin belirtmek istedim.

* * *

31 Mart 2019 da yapılan yerel seçimlerin üzerinden 1,5 yıl geçti.

Bu seçimler öncesinde kırsaldaki 10 ilçenin belediye başkanlığı koltuğunda AK Partili başkanlar oturuyordu.

31 Mart 2019 seçimlerinde bu sayı 6'ya düştü.

Alpu ve Seyitgazi İlçe Belediye Başkanlıklarını CHP'ye kaptırdılar.

Mihalıççık'ı ise DSP'ye…

Beylikova, Günyüzü, İnönü, Mihalgazi, Sarıcakaya ve Sivrihisar ilçelerinde ise belediyeleri yeniden kazandılar.

Alpu, Seyitgazi ve Mihalıççıklılar tercihlerini değişimden yana kullandılar.

Demek ki Alpu, Mihalıççık ve Seyitgazi ilçelerinde yaşayanlar AK Parti başkanların hizmetlerinden memnun kalmamışlar.

* * *

Seçmenin iradesi sandığa öyle yansıdı.

Kimsenin tercihlerini değişimden yana kullanan üç ilçede yaşayan seçmene bir söz söyleme hakkı yok.

Söylemediler de.

Eskişehir demokrasiyi sonuna kadar özümsemiş çağdaş, modern bir il.

Bu nedenle kaybedenler seçmene sitem etmedi, kazananlarda zafer elde etmiş gibi sevinmediler.

2024 yılında yapılacak seçimlerde bu kez CHP'li belediye başkanların yaptığı hizmetten hoşnut olmazsa tercihlerini yine AK Parti'den veya bir başka partiden yana kullanabilirler.

* * *

Gelelim yazımın başlığına.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, çok ciddi iddialarda bulundu.

Birinci iddia Kırka'ya yapılacağı sözü verilen Hastane:

'AKP'nin seçim kaybettiği ilçelerde yatırımlar durdu. Seyitgazi Kırka da Sağlık Bakanı ile verilen hastane sözü, CHP kazanınca unutuldu. CHP kazandı diye yatırımı durdurmak halkı cezalandırmaktır. Kırka'daki sağlık ocağı da yeterli değil. Akşam 4'ten sonra tek doktor dahi yok. Seyitgazi'ye gidin orada da bir sağlık ocağı var ama hastane özelliği olmadığı için yeterli sağlık hizmeti verilemiyor. İlçenin acil hastaneye ihtiyacı var. Seçim döneminde AKP milletvekilleri ve AKP'li adayla birlikte buraya gelip şatafatlı tören yapıp 10 yataklı hastane sözü verildi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Eskişehir ziyaretinde 10 Yataklı Kırka Entegre Hastanesi için yatırım sürecinin başladığını duyurmuştu. Seçimi CHP kazandı ve aradan neredeyse iki yıl geçti. Hastane yapılacak dedikleri yerde yeller esiyor. Tek bir çivi dahi çakılmamış. Sağlık meselesi siyaset üstü bir meseledir. Hele de pandemi döneminde sağlık tesisi en büyük ihtiyaç. Seçimi kaybettik diye Seyitgazi'nin ve binlerce Seyitgazilinin en temel ihtiyacı olan sağlık tesislerinden vazgeçilmesi vatandaşı cezalandırmak demektir. Bu anlayışla devlet yönetilmez. Seyitgazi'nin hastane ihtiyacı derhal karşılanmalıdır.'

İkinci iddia Kırka Kültür ve Sanat Merkezi:

AK Parti'nin seçim öncesi temelini attığı ancak seçim sonrası yarım bırakılan Kırka Kültür ve Sanat Merkezi inşaatını da inceleyen Çakırözer tepkisini şöyle ifade etti:

'Burada Kırka Mahallemize, Seyitgazi ilçemize hizmet veren bir kültür ve sanat merkezi vardı. Yıllardır kullanılan mevcut kültür merkezini yenisini yapacağız diye yıktılar. Yerine temel attılar. Ama işte yarım kalmış. Müteahhit malzemesini toplayıp gitmiş. Neden bitirmiyorsunuz? Madem yapmayacaksınız niye eski hizmet veren binayı yıktınız? Kırka'nın kütüphane, kültür ve sosyal hizmet ihtiyacı bu yüzden karşılanamıyor. Seyitgazililere seçimdeki tercihleri nedeniyle büyük mağduriyet yaşatmak istiyorlar'.

* * *

Utku Çakırözer gazeteci kökenli milletvekili.

Yani duyduğu veya kendisine aktarılan konuları araştırıp, önüne konulan belgelerleri araştırıp doğru olduğunu ispatlarsa sorunu hem TBMM'ye taşır hem de çözülünceye kadar takip eder, 'ben üzerime düşeni yaptım' diyerek kenara çekilmez.

* * *

Her ne kadar gündeme getirdiği konulara 'CHP geldi yatırımlar durdu' dese de biz yine de temkinli olalım ve iddia diyelim.

AK Parti'nin Eskişehir İl Başkanı Zihni Çalışkan veya milletvekillerinden birisi Utku Çakırözer'in verilen sözlere, atılan temellere rağmen yarım kaldığını iddia ettiği konulara cevap vermeliler ve gecikmenin neden kaynaklandığını, gerekçelerini kamuoyu ile paylaşmalılar.

Sessiz kalmaları halinde Utku Çakırözer'in 'CHP geldi yatırımlar durdu' iddiasının doğruluğunu kabullenmiş olurlar.

* * *

'MEB artık yasal bir zemine oturtmalı'

Aylardır Covid-19'dan dolayı kapılarını öğrenci, öğretmenlere kapatan bazı okullarda yüz yüze eğitimler dünden itibaren başladı.

2020-2021 eğitim öğretim yılı bitmeden önce hatta en geç birinci dönem birinci ara tatilinden bile önce ilkokul, ortaokul ve ortaöğretim de tüm sınıflar kademeli olarak kısmen yüz yüze ve kısmen uzaktan olmak üzere eğitime açılmak isteniyor.

Onlarda da yine veli onayı alınacak ve dersleri yüz yüze almak istemeyenler, okula gitmese de devamsız sayılmayacak.

Okulların tamamında Çarşamba günü temizlik tatili yapılacak.

Tüm ders ve teneffüslerde de ve tüm kademelerde sınıflar yeniden steril hale getirilecek.

Tüm öğrenciler için maske takmak derste ve teneffüste zorunlu olacak.

Veliler randevu almadan okullara gelemeyeceği gibi bahçe dahil eğitim kurumları içine virüs riski nedeniyle alınmayacaklar.

Öğrencilerinin durumu hakkında ancak randevuyla okulda görüşme yapabilecekler.

Sıkıntılı bu süreci başarıyla atlatmak isteyen okul idarecileri gerekli önlemleri alarak, çocuklarımızı sıkıntıya düşmemeleri adına gerekeni yapmışlardır diye düşünüyorum.

* * *

Türk Eğitim-Sen 1. Nolu Şube Başkanı Haydar Urfalı, eğitim-öğretim yılının kademeli olarak başlasa da, öğretmenlerin yaşadıkları sorunları gündeme taşıyarak Milli Eğitim Bakanlığına bazı önerilerde bulundu.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk katıldığı televizyon programında öğretmenlerin ders ücretlerinin ödenmesinde sorun yaşanmayacağını ifade etmişti.

Ancak uygulamaya bakıldığında durum hiç de böyle değil.

Öğretmenlerimiz bu olağanüstü salgın döneminde, öğrencilerimizin eğitim süreciyle ilgili gerekeni yapıyorlar, yapmaya da devam edeceklerinden şüphemiz yok.

Uzaktan eğitimle başlanan ve alınan kararlarla yüz yüze eğitim sürecinin kademeli olarak başlatıldı. 12 Ekim Pazartesi gününden itibaren de yaygınlaştırılmaya başlandı.

Yeni öğretim yılının üçüncü haftası tamamlandı.

Ancak özellikle ikinci haftadan itibaren özellikle öğretmenlerimizi huzursuz eden tartışmalar gündemi hala işgal ediyor…

* * *

Haydar Urfalı, öğretmenlerin içinde bulundukları sorunları maddeler halinde sıralayarak çözüm istemiş.

İşte Türk Eğitim-Sen Eskişehir 1. Nolu Şube Başkanı Haydar Urfalı'nın gündeme getirdiği sorunlar ve bakandan talepleri:

'Sayın Bakan tüm tartışmaları bitirecek talimatı daha da geç olmadan 21 Eylül 2020 tarihinden geçerli olmak üzere vermelidir. Çözüm bellidir. Yüz yüze eğitimde olduğu gibi hazırlanmış olan haftalık ders çizelgeleri üzerinden ve bir şarta bağlı olmaksızın ücretlendirmelerin yapılması gereklidir. Bu yapılmaz ise yaşanan karmaşa ve endişeler eğitim çalışanlarının motivasyonunu ciddi seviyede tahrip edecektir.

1-Bu süreçte öğretmenlerimiz sadece EBA uzantılı değil, farklı programlar üzerinden de canlı ders yapabilmelidir. Bu faaliyetler, öğretmenlerimizin beyanları üzerinden okul idareleri tarafından takip edilebilecektir.

2-Artık görülmüştür ki, uzaktan eğitimde, yüz yüze eğitimden çok daha fazla mesai ve emek harcanmaktadır. Bunun için de ciddi bir hazırlık ve planlama gerekmektedir. Dolayısıyla öğretmenlerimiz için günlük 1 saat 'hazırlık ve planlama' kabul edilmeli ve ücretlendirilmelidir.

3-Uzaktan erişim araçlarından yoksun öğrencilerimiz için hazırlanan EBA destek merkezlerinde görev yapan öğretmenlerimizin emeği görülmeli ve onlara günlük 3 saat ücret verilmelidir.

4-Destekleme Yetiştirme Kurslarında hafta içi hafta sonu ücretlendirme farklılığı ortadan kaldırılmalıdır.

5-EBA canlı ders dağıtımında akşam 20:20'ye kadar ve cumartesi günleri de ders tanımlandığı görülmüştür. Bu kadar uzun sürelerin hem öğrenci hem de öğretmenlerimiz açısından yıpratıcı olması bir yana, mesai saatleri dışında (gece) ve hafta sonu tatilinde yapılan derslerin ücretlendirilmesinin normal ders saati ücretinden ödenmesi de bir sorun alanı oluşturmaktadır.

6-Belli bir sürenin ötesinde çocuklarımızın bilgisayar ekranlarına maruz kalması onların kişisel gelişimleri, psikolojileri ve sağlıkları açısından sıkıntılara neden olabilecektir. Bu olumsuz etkinin azaltılması için ders programlarında, canlı ders ve EBA TV dersleri uyumlu hale getirilmelidir. Hem öğrencilerimizin sağlığı bakımdan hem de uzaktan eğitime erişimde fırsat eşitliğinin en yüksek oranda sağlanması açısından EBA TV yayınlarının daha belirgin kullanılması sağlanmalıdır. Öğretmenlerimizin sayı ve süresi seyreltilmiş olan canlı ders programları, EBA TV üzerinden yayınlanan derslerle senkronize edilmelidir. Böylece şu an adeta belli oranda atıl duruma düşürülmüş olan EBA TV yayınlarının öğretmenlerimizin takip ve denetimiyle verimliliği de artırılmış olacaktır.

7-MEB uzaktan eğitim uygulamalarını artık yasal bir zemine oturtmalıdır. Sayın Bakanın vurguladığı gibi uzaktan eğitim bundan sonraki süreçte de eğitim öğretim faaliyetlerinin bir parçası olacaksa; bu süreç, yüz yüze eğitim için hazırlanmış mevzuat ile yönetilemez. Yönetmelik ve kararlarda; 'Çevrimiçi eğitim' tanımlanmalı, usul ve esaslar bir standarda kavuşturulmalıdır.

8-Geride bıraktığımız haftalar içerisinde olduğu gibi genel müdürlüklerin birbiriyle farklı yorumlara neden olabilecek açıklamalarından sakınılması ve uygulama birliği açısından çevrimiçi ve yüz yüze ders tanımlamaları, ders dağıtımları, ücretlendirmeler vs. hususlarda tek merkezden açıklamaların yapılması da önem arz etmektedir.

9-Ve en önemli bir diğer husus; Milli Eğitim Bakanından okul yöneticisine kadar bütün eğitim yöneticileri, hak ve kazanımlarının korunması anlamında süreci ve mevzuatı her daim öğretmenlerin lehine olacak şekilde yorumlamayı sorumluluklarının gereği olarak görmelidirler. Şunun da çok iyi bilinmesini istiyoruz ki; eğitim çalışanlarının hak ve kazanımlarını rencide eden hiçbir gelişme ve uygulamaya Türk Eğitim-Sen asla müsaade etmeyecek, her türlü demokratik ve hukuki imkanı sonuna kadar seferber edecektir.'

* * *

Haydar Urfalı'nın da ifade ettiği gibi MEB uzaktan eğitim uygulamalarını artık yasal bir zemine oturtmalı.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, geçtiğimiz günlerde katıldığı bir TV programında, pandemi dönemimin bitimimde de kullanılabileceğinin altını çizdi.

Öyleyse MEB uzaktan eğitim uygulamalarını artık yasal bir zemine oturtmak için kanun taslağının hazırlanması çalışmalarına başlamalı.

Bugün yaşanan salgın nedeniyle mecburiyetten yapılan uzaktan eğitim, yasal zemine oturtulması halinde gelecek yıllarda da devam edebilir.

Ki etmesi de gerekir.

Birçok Avrupa ülkesinde öğrenciler haftanın 5 günü, 6-7 saat okullarına gitmeden uzaktan, haftanın belirli günlerinde de okullarında yüz yüze eğitim alarak sınavlara girip okullarından mezun oluyorlar.

Bizde Avrupa ülkesi olduk diyorsak ki; bu zaman zaman dillendiriliyor.

O zaman yasallaştıralım ve yaygınlaştıralım.

* * *

Küçük Bir Tebessüm
Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı. Hemen bir not yazdı, yolladı. Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı.

Garson kız ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Akşam eve giderken, kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı. Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki. İki gündür boğazından aşağı lokma geçmemişti. Karnını ilk defa doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki tek odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titreşen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi.
Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu. Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı. Bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle bir havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman halkı. Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar.
Bütün bunların hepsi, beş kuruşluk bile maliyeti olmayan bir TEBESSÜMÜN sonucuydu.

*-****