2010 ve 2013'de yapılan kongrelerde il başkanı olan Erman Gölet, 2014 yerel seçimlerinde Odunpazarı Belediye Başkan aday adayı olmak için istifa edince, mevcut il yönetimi kendi içinden Nihat Çuhadar'ı il başkanı olarak seçti…
Zaman içinde il yönetim kurulu üyeleri ile ters düşen Çuhadar, bir süre sonra bazı yönetim kurulu üyeleriyle birlikte istifa etti…
Yaşanan bir takım gelişmelerin ardından, il yönetimindeki diğer üyeler de istifa edince, kongre ile seçilerek iş başına gelen yönetim düşmüş oldu ve CHP Genel Merkezi il başkanlığı görevini Ersen Yeniceli'ye verdi…
Yeniceli'nin oluşturduğu yönetim kurulu listesi de onaylanınca, il yönetim kurulu bu yılın Ocak ayı başında iş başına geldi…
Daha doğrusu atandı…

BİR YÖNETİM NASIL GELDİYSE ÖYLE GİDER…

5 Ocak 2015 tarihinde göreve gelen Ersen Yeniceli ve yönetim kurulu, göreve gelmelerinden 6 ay sonra (7 Haziran 2017 genel seçimi) yapılan seçimde CHP'nin Eskişehir'de birinci parti olmasıyla, CHP'nin Eskişehir tarihinde bir dönüm noktasının temsilcileri oldular…
CHP, 1946'dan beri Eskişehir'de hiçbir seçimde birinci parti olamamıştı…
Yerel seçimde ise, Selami Vardar'ın ikinci döneminden (1989-1994/ SHP adı altında) sonra da yine gözle görülür bir başarısı yoktu…
2014'de yerel, 2015'de genel seçimlerinin ardından CHP Eskişehir'de birinci parti olunca, örgütün ve seçmenlerin moralleri tavan yaptı…
İşte böyle bir dönem içinde il başkanı ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yapmak önemliydi…
CHP'nin her iki seçimde de başarılı sonuçlar alması, doğru şeylerin, doğru zamanda, doğru yerde ve doğru insanlarla birlikte yapılmasıyla ortaya çıkmıştı…
Yani, birçok doğru üst üste çakışmıştı…
Göreve gelmesinden 6 ay sonra yapılan genel seçimde CHP'nin 69 yıllık makus talihini kırması, doğaldır ki 6 aylık bir çalışmayla ortaya çıkacak bir şey değildi…
Bu başarı,
Adayların, başkanların, üyelerin, tüm seçmenle birlikte oluşan gücü doğru, sağlıklı ve verimli kullanılmasıyla elde edilmişti…

PEKİ NEDEN?

Peki ne oldu da, Ersen Yeniceli ve yönetim kurulu görevden alındı?
Tekin Bingöl ve Gürsel Tekin imzasıyla partiye gönderilen genelgede, görevden almanın gerekçesi belirtiliyor…
Ancak tüzüğün ilgili maddesi, genel ifadelerden oluşuyor…
Yeniceli ve yönetim kurulu üyelerinin elbette mahkemeye başvuru hakları var…
Ancak unutulmamalı ki, olay mahkemeye intikal ederse, CHP Genel Merkezi de, söz konusu görevden almaya gerekçe gösterdiği tüzük maddesindeki genel ifadeleri, daha daraltacak somut gerekçeleri ortaya koyacaktır…
Orada da kimin karlı kimin zararlı çıkacağını kimseler tahmin edemeyebilir…

BENCE...

Bence…
Bence Ersen Yeniceli ve yönetiminin görevden alınmalarının en önemli gerekçelerinden biri, başkan ve yönetimin bazı üyelerinin 'dışarıdan' çok fazla yönlendirilir hale gelmeleri…
Yönetim kurulu toplantılarının, cep telefonları ile neredeyse dışarıya naklen yayın yapıldığı, bazı üyelerin alınacak kararlarda telefonla hiç durmadan birilerine bilgi verdiği ve ne karar alacaklarını sorduğunu herkes biliyor…
Elbette taraf olmak, herkesin, her partilinin, hatta ve hatta her yöneticinin en doğal hakkıdır…
Ancak,
Bu taraf olma durumunuzu, elinizdeki yetkilerle birbirine karıştırıp, adaletsiz ve yanlış uygulamalara gidecek kadar alenileştirirseniz, hem ülkenin, hem CHP'nin hem de Eskişehir'in yaşadığı hassas dönem nedeniyle, böyle bir şeyle (görevden alma) karşılaşabilirsiniz…
Yukarıdaki cümlenin özeti şudur;
1 Kasım seçimi, 7 Haziran seçiminden çok daha meşakkatli, çok daha karmaşık, çok daha farklı boyutlarda yaşanacak…
Bunun en temel göstergesi;
Ülkenin bugün içinde bulunduğu ortamdır…
7 Haziran'da Eskişehir'de birinciliği kaybeden AKP, çok daha hırslı, çok daha saldırgan olacaktır…
Mücadele zaman zaman sertleşecektir…
Hem ülkedeki genel tablo, hem de Eskişehir'de AKP'nin durumu, 1 Kasım seçiminin öncesiyle ve sonrasıyla çok zor koşullar altında geçeceğini gösteriyor…
İşte bu il başkanı ve yönetimin, 5 Ocak'tan bu tarafa gösterdiği performans, 1 Kasım seçim sürecini gerektiği şekilde kullanamayacağını göstermiştir…
Ne Türkiye'nin,
Ne CHP'nin,
Ne de Eskişehir'in böylesine bir başarısızlık olasılığına tahammülü yoktur…

İNTİKAM FIRSATI
ELLERİNDEN ALINDI

Şunu da eklemeye gerek var…
7 Haziran 2015 genel seçimi döneminde yaşanan birçok olay gösterdi ki;
CHP içinde, kendisini ve çevresindeki bazı isimleri CHP'den daha çok sevenlerden bazıları, 1 Kasım seçimini 7 Haziran seçiminin rövanşı ve intikam almanın bir yolu olarak görüyorlar…
6 Haziran akşamı;
'8 Haziran sabahı görüşeceğiz, hepinizden tek tek hesap soracağız' şeklinde tehditler savuranlar;
CHP birinci parti olup, 3 milletvekili çıkarınca, ne yapacaklarını bilemediler…
Tehdit çığlıkları yerini, süt dökmüş kedi rollerine bırakınca, haliyle, intikam duygusu da zamana yayıldı…
Ve onların gözlerine kestirdikleri zemin 1 Kasım'dı…
Onlar için ne yazık ki,
Bu kozları ellerinden alındı…