Gideriz değil mi bazen, gitmez miyiz? Kendimizden bile gideriz. Onda kalan yanımıza savaş açıp, geceyi aydınlatan şiirlerle gideriz. Sakıncası yoktur öyle kaybolmaların, bazen öylesine gideriz. Olmalı mı yanımızda, içimizde o şiirler olmalı mı; evet olmalı. Gökyüzünde ondan kalan her şeye tutsak kalıp esarete güç yetmediği günlere de tebessümle adım atmalı, atabilmesi ve atılır da onun şiirleriyle. Herkesin elleri ısıtmaz düşlem elçimizin üşüyen yanını, sığınmalı bir şairin şiirlerine. Mehmet Tektemur uzaktan da olsa yuva olur sahipsiz gecelere. Mürekkebi solmayan şairlerden korkmamalı derdi, eskinin büyük şairi şimdilerde iyi bir sokak şarapçısı. Nasıl da uzanmış o imgeye ve su serpen yollar açmış aşktan kendini aşağı atanların yangınlar üzerine. Eskişehir'de de çok sevilen şaire sevgiler, selamlar.
-D e n i z S a n a B e n z i y o r-
bıçak sırtında bir yaşam yorgunluğu taşıyorum
berrak bir suya akıyor sözlerim
sen de yorgunsun
esintimiz yeşil değil şimdi
durgunuz
bezginiz
boşlukta asılı duruyor düşlerimiz
yazık ki
senin ve deniz özleminin çok uzağındayım.
oysa en çok sana benziyordu deniz
üstüme deniz ört üşüyorum.
...........
İMZA GÜNÜ -ERKAN KANTARCI
Eskişehir'de öğretmenlik yapan Erkan Kantarcı'nın şiir kitabı 'Hasar Tespiti' çıktı ve 24 Aralık 2017 Cumartesi (bugün) Eskişehir Adımlar Kitabevi'nde saat 18.00'de okurlarıyla buluşacak. Tüm edebiyatseverler orada bulunmalı.
..........
KENT KÜLTÜR SÖYLEŞİLERİ
Kent Kültür Söyleşilerinde bu programda Şükrü Erbaş konuk olacak. Haydar Ergülen'in moderatörlüğündeki program 28 Aralık Çarşamba günü saat 19.30'da Özdilek Sanat Merkezi'nde gerçekleşecek.
...........
FELSEFE - FRANKFURT OKULU
Marksizm'in eleştirel bir edinimine yönelmiş ve bu doğrultuda yeni bir eleştirel toplum teorisi kurmaya çalışmışlardır. Rus Devrimi'nin Stalinizm'e dönüşerek yozlaşması, Avrupa'da sol kanat hareketlerin yenilgisi ya da düşüşü, giderek yükselen Nazizm ve Faşizm olguları, kapitalist sistemde baş gösteren yeni iktisadi ve siyasal ivmeler, Okul'un ortaya çıkış koşullarını gösterir. Hem kapitalizmin hem de Sovyet sosyalizminin eleştirisi, Frankfurt Okulu'nun ana düsturu olarak belirtilebilir.
Marksist eleştirel toplum teorisinin tıkanmış olduğu ve sergilenen pratiği ile çözümsüz bir noktaya ulaştığı düşünülmektedir. Bu tarihsel koşullarda Frankfurt Okulu, tıkanmış olan teorik alanı aşarak yeni bir eleştirel toplum teorisi ortaya koymaya yönelmiştir. Her ne kadar eleştirel kuram başlığı altında toplanarak bir bütün oluşturduğu söylenebilse de, tek tek yazarların özgünlüklerinin dışında daha genel farklı birkaç yönelim tespit edilebilir.