Eğitimin gerçek anlamına ulaşması için öğretim tarafının da önemli bir şekilde kaliteli ve başarılı olması gerekecektir.
Değişen ve gelişen dünyada birey davranışlarındaki değişiklikleri kalıcı hale getirebilmek, gelişmelere ayak uydurabilen, çağın beklentilerine cevap verebilen, araştıran, sorgulayan ve kendini gerçekleştirmiş, özgüven duygusu gelişmiş bireyler yetiştirmek, ancak eğitimle mümkün olabilmektedir. Yaşam boyu süren öğrenmelerin ve eğitimlerin resmi boyutu da eğitim kurumlarında yani okullarda gerçekleşir.
Okul yaşamı da çocuğun ve gencin edindiği deneyimlerin geliştirilmesine fırsat tanıyan bir alan olarak tanımlanabilir. Her ne kadar okul, akademik öğrenmelerin asıl hedef olarak konduğu bir yaşamsal alan olsa da, onu var eden öğretmen, öğrenci ve veliler olmadan düşünülemez. Okulu, okul yapan, bir yandan kapsayan ve çevreleyen kendi fiziksel alanı iken (okul binası, bahçesi, sınıfları vs), bu fiziksel alanın canlı, işler ve işlevsel kılan ise öğrencinin ve öğretmenin varlığıdır.

***

Çocuklarının iyi bir eğitim almasını isteyen veliler açısından her yılın Mart ve Nisan ayları zorlu bir sürecin başlangıcını ifade eder. Bu aylarda genç anne babalar için okul çağına gelmiş çocukları adına yapacakları okul seçimi önem kazanırken daha büyük yaşta çocukları olan anne babalar için de çocuklarını ileri eğitim yaşamlarına hazırlayacak nitelikli okul arayışları başlar.

Çocuktan çocuğa da iyi okul kavramı farklılık göstermektedir. Kimi çocuk için sıkı, disiplinli, akademik olarak öğrenciyi zorlayan ve destekleyen okullar tercih nedeni olabilirken; kimi çocuk için de daha rahat, sosyal yönü geliştiren okullar daha uygun seçenekler olabilmektedir. Bu nedenle okul seçiminde anne babaların karar vericiler olarak çocuklarının özelliklerini iyi bilmeleri ve kararlarını verirken kendi hayallerinin peşinden değil çocuklarının gerçeğinden hareket etmeleri önem kazanır.

***

Eğitimin Yönü Değişiyor

Giderek güçleşen rekabet koşullarında artık eğitim ve eğitim kurumları, üstünlük yaratmak için müşteri merkezli bir organizasyon oluşturma, global pazarlara açılma ve marka oluşturmaya önem veriyorlar, bu rekabet ortamını yaratan ise dünyadaki teknolojik gelişmeler oluyor. Okullarda artık bilişim ve teknolojik gelişimlerin öğrenme süreçlerini, öğrenme zamanını ve en önemlisi de mekan algısını değiştirdiğini görmeye başladılar. Yakın gelecekte öğrenme ortamlarının zamandan bağımsız kesintisiz olarak 7/24 hizmet verir konuma geleceği konuşuluyor.

Teknik konularda yazmaya detaylarla devam edeceğiz ancak şimdi vurgulamak istediğim diğer bir konu da kurumun eski öğretmenlerinin ve diğer çalışanlarının buradan neden ayrıldığı gibi ayrıntılar da öğrencilerin gerçek anlamda nasıl bir tecrübe yumağına emanet edildiği anlamında çok önemli. Geçenlerde bana gelen bir bilgiye göre yıllardır çalışanı olan birine tazminat istemediğine dair imza alınınca teşekkür bile edilmeden gönderilmesi gibi detaylar da sömürülen eğitimcilerin velilere iletişimde yönlendirme yapma ve referans olma anlamında eğitimdeki acı bir gerçeği perçinlemekte. Öğrenci, veli ve öğretmen diyaloğu, gerek okul seçiminde, gerek diğer teknik konularda bazı paragöz, eğitime ticari düşleriyle giren yeteneksiz yöneticilerin de devre dışı kalması bakımından faydalı olacaktır.