Cumhuriyet Halk Partisi'nin Odunpazarı İlçe Kongresi yapıldı. Odunpazarı İlçe Başkanı Rahmi Çınar'da Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç gibi 'değişimden' yana olduğunu vurguladı.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, CHP İl Başkanı Recep Taşel,Odunpazarı İlçe Başkanı Rahmi Çınar'da Tepebaşı İlçe Başkanı Atilay Dalgıç'değişim' derken Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekliyor.
Eskişehir'de CHP 'Genel Başkan değişmeli', 'görevine devam etmeli' diye ikiye bölündü.
Kasım'da yapılacak olağan kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu, 'yola devam' diyerek delegelerden güven oyu alırsa başta Kazım Kurt olmak üzere Rahmi Çınar ile Atilay Dalgıç'ın tavrı ne olacak? Doğrusu merak ediyorum.
AK Parti'nin seçimi kaybettik
dediği ortamda kaybettik
Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun karşısında olduğunu her fırsatta vurgulayan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, CHP Odunpazarı ilçe kongresinde bir kez daha 'değişimi' savundu.
14 ve 28 Mayıs seçimlerinin başarısızlığının adresini bir kez daha Kılıçdaroğlu'nu gösterdi.
Bu konuyu kurultaydan sonra tekrar gündeme getireceğim.
CHP Odunpazarı İlçe kongresinde Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, 'Adalet ve Kalkınma Partililerin bile 'artık biz bu seçimi kaybettik' diye baktığı bir ortamda biz seçimi kaybettik. Bu ortamda kazanılamayan seçim hiçbir ortamda kazanılamaz, onun için değişim şarttır' dedi.
CHP'LİLERİN KAFASI KARIŞIK, MORALLERİ BOZUK
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, kongrede yaptığı konuşmasında 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin kaybedilmesinden dolayı CHP'lilerin moralleri bozuk, kafalarının karışık olduğunu söyledi ve şöyle devam etti:
'14 Mayıs ve 28 Mayıs seçim sonuçları bizim moralimizi bozdu. Şimdi bu moralin düzelmesi için Cumhuriyet Halk Partisi'nin kendine gelmesi, kendini bulması lazım.Temel değerlerinden ve ilkelerinden ödün vermeden bir süreci izlemesi lazım.
Partimizin üyelerinin, partimizin politikaları konusunda karar verme yeteneği ortadan kaldırılmıştır. Anayasaya aykırı ama dokunulmazlıklara evet diyeceğiz, ittifakları şu partilerle yapacağız derken parti üyelerinin görüşü alındı, ne de adaylar tespit ederken parti üyelerinin görüşü alındı.Ama sandığa oturmak sırası geldiği zaman 'bu partinin üyeleri nerede niçin sandıkta yokuz' denmeye başladı. Bir milyon 300 bin civarında Cumhuriyet Halk Partisi'nin üyesi var. Bu üyenin bir milyonu büyükşehirlerimizde. Hiç kimse niçin bizim partimizin üyeleri büyükşehirlere yığıldı niçin diğer taraflarda yok diyemedi, demedi. Bunu demesi gereken kim? Partinin yönetimleri. Partinin yönetimleri ne yapmış? Parti meclisi tüzük gereği kurultay kararları gereği elindeki bütün yetkiyi genel başkana devretmiş. Merkez yönetim kurulunu genel başkan belirliyor, genel başkan yardımcılarını genel başkan belirliyor, milletvekili adaylarını gelen başkan belirliyor, belediye başkan adaylarını belediye meclis üyesi adaylarını genel başkan belirliyor. Cumhurbaşkanı adayını da genel başkan belirliyor. Ama partinin ilçesi var, ili var kongreleri var, kurultayı, parti meclisi var bu yapılanma yanlış bir yapılanma. Bu yapılanmanın da yanlış olduğunu partimiz kabul etmiş ve tüzük ve program tartışması açmıştır'.
'İktidar olmayı istemek lazım'
Ön seçime vurgu yapan Kurt, 'O zaman şu anda hepimiz tüzükle programla ilgili değerlendirmeleri yapmamız lazım. Partimizde en çok şikayeti aday belirleme yöntemiyle ilgili olan uygulamadan kaynaklanıyor. Bütün örgüt, bütün taban ön seçim istiyor. Ve bazıları da diyor ki parti tüzüğü değişmeli ön seçim olmalı. Parti tüzüğünde ön seçim zaten var. Parti tüzüğünde 'ön seçim bütün üyeyle yapılır' diyor. Hiç kimse bunu okumuyor ya da ciddiye almıyor. 'Tüzük değiştirelim' deniliyor. Tüzük değiştirdiğimiz zaman bu işler çözülecek mi? Asıl olan tüzüğün uygulamacılarıdır. Uygulamacıyı değiştirmediğiniz takdirde en güzel tüzüğü de yazsanız bir işe yaramaz.
KAZIM KURT ÖN SEÇİME GİRER Mİ?
Kazım Kurt'un eleştirilerinin bazılarına katılıyorum.
Ancak 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde şunu diyebilir mi?
'Eskişehir'deki CHP örgütleri dörtlük çalıştı. Adım atmadık mahalle, sokak, ilçe ve köy bırakmadılar. İnsanlara ulaştık. Kendimizi anlattık.'
Ben şunu gördüm.
AK Parti, mahalle mahalle, sokak sokak, ilçe ilçe dolaştı. STK'ları ziyaret etti. Seçmenlere kendilerini anlattılar.
CHP parça bölük idi.
Şehir içerisinde ve ilçelerde Milletvekili Utku Çakırözer ile Jale Nur Süllü dolaştı.
Hatta 4. Sıra Milletvekili adayı olmasına rağmen Abdülkadir Adar bile girmedik kapı bırakmadı.
Seçim döneminde Hamamyolu'ndan gelip geçerken belki 10 kez Utku Çakırözer'i gördüm.
CHP örgütü bir bütün olamadı.
Eskişehir'in seçmen yapısı sosyal demokrat olmasına rağmen milletvekili seçimlerinde 3'ncü milletvekilini CHP kıl payı kazandı.
Bu mu başarı?
Eğer AK Parti 2. Sıraya Eskişehir'de tanınan, bilinen, sevilen bir ismi aday gösterseydi CHP 2'de kalırdı.
Kazım Başkan, 14 Mayıs seçimleri öncesinde genel merkeze 'milletvekili adayları ön seçimle belirlensin?' diye bir görüş sundu mu?
Mart 2024'de yapılacak belediye seçimlerinde belediye başkan adaylarının 'ön seçim' ile belirlenmesine nasıl bakıyor?
Milletvekili iken Odunpazarı Belediye Başkan adayı oldu.
O seçim öncesi 'adaylar ön seçimle belirlensin. Ben de ön seçime gireyim' dedi mi?
Son olarak 'milletvekili' adayları belirlenirken örgütlerin görüşü alınmadı. O nedenle bazı sandık görevlilerin sandık başına oturmamalarını haklı olarak göstermeye çalışmış.
AK Parti de milletvekili adayları belirlenirken örgütlerin görüşü alındı mı?
Ama sandık başından kaçan bir tek partili yoktu.
Hatta bazı sandıkları dolaştım.
İki hatta üç görevli yazılmış. Hepsi de sandığa sahip çıkmaya gitmiş.
Bir örnek daha vereyim.
Saadet Partisi'nin son yıllarda aldığı oy oranı yüzde 1 ile 3 arasında.
Ama her seçimde Saadet Partisi'nin görevlendirdiği isimler sabahın köründe görev yapacağı sandığa gidip oy sayımı bitene kadarda bekliyor.
Niye?
'Parti aşkı' için.
'Benim istediğim isimler listede yoksa bende sandık başında görev yapmam' diyenler gerçek partili olamazlar.
Genel Başkana, milletvekili, belediye başkanı adaylarına 'karşı çıkmak' başka 'sandığa sahip çıkmak' başka.
İçinizde parti aşkı yoksa ne sandık başına gidersiniz ne de sandığa sahip çıkarsınız.
* * *