-Bir öğretmenin gününden-

'Osman Hocam gelsin de iki lafın belini kıralım, olmuyor böyle' diye başlayan bir günü hemen herkes yaşıyordur iş hayatında. İsimler değişebilir elbette. Mekanlar değişik ancak zihinler ve yüreklerde taşınan enerji benzer oldukça sorun yok hayatta. Yani o kadar da zor değil yaşamak. Yaşamak nasıl zor değil, baksana neler oluyor diyenler vardır elbette ama ne yapalım; bir kahvenin içine serpiştirilen sohbetin yerini ne alabilir ki. Ya Hülya Abla da bi kahve yapsa içeriz hatta yalandan fal bile bakardık ama... Bakın bir sır vereyim geçen sene Cevriye Ablanın falında gördüklerim çıktı. Ne yapacağımı bilemez durumdayım. Siyasi yazılar yazıp, kültür sanat uğraşılarıyla vakit kaybetmeyip falla mı ilgilensem hem daha çok para kazandıran bir iş.

Peki, Osman Hocam tam olarak nereyi anlatmıştı, bu Belediyenin nikah salonu eskiden neydi demişti? Ne güzel bir hikayeydi o, o pasajdan arka tarafa, sobacıların o tarafa çıkınca tam karşısında buzcu mu var demişti ne demişti? Madara ettik güzelim hikayeyi, adama şimdi tekrar sorsam ayıp olur. Ahmet Atuk Hocama sorarım bir ara, tam haritayı bile çıkarır. Ama net hatırladığım hikayeleri var Osman Hocamın; mesela Doğu görevlerinde o köylerde neler yaşadıkları, ne keyifli gerçeklikler. Mesela düğünde köy imamı, öğretmen yani Osman Hocam ve muhtarın oturup takıları sayıp tahmini fiyat biçip başlık parasının altında kalıp kalmadığının kontrolünü yapma hikayesi epey ilginç bir olay.

Bak bir öğrenci geldi Cevriye Abla, karışık tost istiyor. Ah Cevriye Ablam, Hülya Abla yine bir kısa özlü söz söyledi - tabi ki biraz tasavvufî. Derin anlamları öyle kısa hikayelerle özetleyiveriyor Hülya Abla. Bu arada ben bi kahve daha içsem, Tezcan Hoca yanında ne yesek acaba? Demet bir tatlı yapıp getirecekti ama henüz gelmedi. Gofret falan idare ederiz. Bu arada benim aşağıya inip Gürbüz Hoca ve Ayhan Hocamla bir şey konuşmam lazım. Bir etkinlik yapsak diyorum. Çocuklar geçen hafta zıt panelden keyif almış, İrem süper oldu hocam dedi. Ebrar sınavda birinci olmuştu geçen sınavda, bakalım Ceyda ne yapacak? 721 ile fotoğraf çekimi yaptık, puzzle yapılacak. Güzel bir hatıra olur bence. Sözümü dinlemeyen bir çocuk var, ona güzel bir konuşma yapmam lazım. Çok sıkıcı, boğucu ve teorik olmasın. Dün gece de beni bir veli aradı bu arada, bizim oğlan pek boşladı hocam, ne yapalım diye sordu. Ben Ayhan Hocaya anlatırım, haberi olsun. Neydi eğitim sohbetlerinin parolası, ' Binaya ayıp olur hocam, çocuklara bir şeyler yapmak gerek.' Yapmacık tavırlar ve ukalalık yok, harbiden duruş bu olmalı. Pınar Hoca bak tatil anılarını anlatmaya başladı, kıskandırıyor yine milleti ya. Yeşim Hocanın üzüntüsü hep aklımda, hayat her şeyiyle bizi içinde barındırıyor. Burak Hoca o fincan büyük değil mi ya? Nasıl içeceksin hepsini? Tezcan Hoca ev işleri ne oldu? Öğretmenler odasında pasta mı kesilecek, kiminmiş doğum günü, pasta frambuazlı olsa bari. Şener Hoca gelmiş mi diye soruyor Derya Hoca ( rehberlik ) . Şener Hoca geldiyse inişte konuşur, selamlaşırız, çocukları nasılmış sorarız. Ha bu arada kantinde klasik müzikler de ayarlamış Ayhan Hoca, Osman Hoca mutlu. Çocukların gözlerinden öperim, sevgiyle, kıymetle…