Nedenini bilmiyorum ama ocak ayı denince hep kaybettiğimiz insanlar gelir aklıma.

Her ölüm acıdır, hüzünlüdür, acıtır, kanatır yürekleri.

Gerçektir ölüm. Herkesin bir gün öleceği gerçeğini bilsek de, kabul edilemez gidenlerin gidişi.

Kimseye yakıştıramayız ölümü.

Her ölüm erkendir.

***

Ocak ayında ölen tanınmış kişilerin listesini çıkarayım dedim. Kayıpların en çok yaşandığı aydı çünkü.

Yazar, şair, ressam, sanatçı, gazeteci, bilim insanı-akademisyen, siyasetçi, tiyatrocu, müzik insanı, asker, devlet adamı, iş adamı, sporcu…

Tanınmış ocak ayı kayıpları…

Araştırmamı 185 sayısını bulunca bıraktım. Daha fazlasına ulaşacağımdan emindim.

Sevdiklerimizi bizden ayırıverir hastalıklar, kazalar…

Ecel; hayatın sonu, ölüm demektir. Genelde ölüm karşısında çaresiz ruhumuzun etkisiyle 'ecel' der geçeriz.

***

Mustafa Koç

Türkiye'nin en zengin holdinginin yönetim kurulu başkanıydı.

Toplum onu, 95 bin kişiye ekmek veren iş yerlerinden ziyade, gezi olaylarındaki demokratik tavrı için sevdi. Devlet erkinden tepki alacağını bile bile Divan Otel'in kapılarını çaresiz, yaralı eylemcilere açtırdı. Demeçlerinde elinde molotof kokteyli olanları tenzih ederek diğer eylemcilerin yanında yer aldı.

Bu yılın soğuk bir ocak gününde kalp kriziyle buldu ölüm Mustafa Koç'u.

***

Kamer Genç

Eski savcı ve hakimdi. Tunceli milletvekilliği yaptı yıllarca. SHP, CHP, DYP saflarından ve bağımsız olarak seçimlere girdi. Girdiği seçimleri kazandı. 4 kez TBMM'ye girdi.

TBMM başkanlığı yaptı. Cumhurbaşkanlığına aday oldu.

Meclis'in en renkli kişisiydi. O, tek başına muhalefetti. Meclisin sıcak yüreğiydi. Parti içi lider baskılarından, ülke sorunlarından bunalan buz gibi suratlara sıcaklık yayar, gülümsetirdi. Bazen de köpürtürdü. Medyada söylediği açık ve çıplak cümleler hep gündemde kaldı.

Bu ocak ayında kanserden kaybettik Kamer Genç'i.

***

Karanlıktan Gelen Ölümler

Ocak ayında ölenlerin bazılarını toplum olarak kabullenmek mümkün olmuyor.

Öldürülenleri…

Katledilenleri…

Uğur Mumcu'yu, Hrant Dink'i, Ali Gaffar Okkan'ı, Mustafa Suphi'yi, Korg. Hulusi Sayın'ı, Muammer Aksoy'u….

Ölüm onlara hastalık, kaza olarak gelmedi.

Bombaydı, kör kurşundu ölüm!

***

Uğur Mumcu

Gazeteci, yazar, akademisyendi. Ülkede 'aydın' denince ilk akla gelen isimdi. Hayatını ülkedeki 'derin yapıları' ortaya çıkarmaya adamıştı. Haksızlığın, yolsuzluğun, yobazlığın üstüne giderdi.

1993'ün ocak ayında arabasına konan bir bombayla ayrıldı aramızdan.

Bunca yıldır aydınlanamadı saldırı. Halen, saldırının uzaktan kumandayla mı, yoksa kontak ateşleme sistemiyle mi olduğu bilinmiyor. Bombacıların tam kimlikleri de…

Sorumluluk savcıların ve devleti yönetenlerin omzunda.

***

Uğur Mumcu Parkı

Geçen bunca yıldan sonra, derin yapıların yaptığı katliamların unutulmamasını sağlamak, toplumda faili meçhullere karşı farkındalık yaratmak amacıyla Odunpazarı Belediyesi tarafından Atatürk Bulvarı üzerinde yapılan 'Uğur Mumcu Parkı' açıldı.

Uğur Mumcu'nun eşi Güldal Mumcu, CHP Grup başkanvekili Levent Gök, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç ve 'demokrasinin sağlıklı bir platformda yaşanmasını isteyen halk'ın katılımıyla açıldı park.

Bomba ile parçalanan arabası da parkın tam ortasına cam bir muhafaza ile konuldu.

Demokrasi yolunda verilen mücadelenin bir kanıtı olsun diye,

Tarihe bir belge olsun diye.

***

Şöyleydi Uğur Mumcu'nun yıllar öncesinden 'sesleniş'i:

'Bir gün mezarlarımızda güller açacak ey halkım, unutma bizi… Bir gün sesimiz, hepinizin kulaklarında yankılanacak ey halkım, unutma bizi.

Özgürlüğe adanmış bir top çiçek gibiyiz şimdi, hep birlikteyiz, ey halkım, unutma bizi, unutma bizi, unutma bizi…'

'Uğur'suz geçen 23 yıldan sonra,

Unutulmasın diye…!