Güneş doğmakta uzağın kıyısına ve ozanlar şahitlik ediyor ağaçların ayakta kalışına. Zaman tüm gerçekliğiyle bir bağlama ve gitar konçertosu eşliğinde bir yağmur yürüyüşüdür. O bu yürüyüşte önlerde şiirler okuyor, kuşlar da v harfinde üzerimizde - barış türküleriyle. Bu kentte ikiye bölünen bir yol şiiriyle büyüyoruz ve büyüdükçe devşirilen kıyılara çıkıyoruz birbirimizden O'nun kalemiyle. Eskişehir bazı dokunuşlarla yenilenip sınıf atladı ve bu dokunuşlar kültür, sanat ve edebiyat renginde O'nun da duruşuyla yükseliyor. Haydar Ergülen kalemini taşıdığı sürece bir yerlerde güçlü bir dostunuz var demektir. Sol yanında taşıdığı güç adaletin, estetiğin ve özgürlüğün dinamosu olmaya devam edecektir. Şiirleri yolun daha da güzel, yolculuğun daha güzel geçmesini düşleyen ozana sevgilerimle...
…………..
BİR ŞAİR - ENİS BATUR
Sandık
Bir kutu dolusu anahtar. Régie
des Tabacs de l'Empire Ottomane,
paslanmış, kenarları delinmiş
o kutunun ağırlığını tartmak güç.
Çekmecelerin, evrak dolaplarının
ve evlerin sahipleri geçekte yıkım
yerlerinde dolaşan birer hayalet.
Ne çok taşındık! Nasıl dolaştırdık
bunca umudu, terk edilişi, kaybetme
ve kaybolma duygusunu? İçimize
kazınmış yolculuklar birer loş
düş ve hiçbir zaman hiçbiri
gerçekleşmemiş tasarılardı oysa:
Bu anahtarları olmamış kilitlerde
sandık. Sahi, sandık! kendisi
duruyor da onun, yıllardır giz'li
bir ölü gibi anahtarsız bekliyor.
İnsan asla açmamalı böyle bir
efsaneyi. Herkesin hayatında
içindekileri unuttuğu, umduğu,
bambaşka kutularda aranacak
eşya, söz ve işaretler kalmalı.
………..
FELSEFE - KİERKEGAARD
Kierkegaard, varoluşçuluğun öncülerinden sayılır. Varoluşçu felsefe bir bakıma her varoluşçu filozofta kendine özgü bir nitelik kazanarak ayrıca tanımlanır, ancak bilinen genel nitelikleri ve felsefi özgürlüğü açısından varoluşçuluğun kurucu isimlerinin başında Kierkegaard sayılmaktadır. Kierkegaard'ın belli bir felsefî sistematik geliştirmediği doğru olmakla birlikte (Kierkegaard bu anlamda Nietzsche gibi bağımsız ve dizgesiz filozoflardandır), kullandığı kavramlar ve felsefe yapma tarzı sonradan varoluşçu felsefelerde görülen nitelikleri barındırır. Kierkegaard'ın itiraz ettiği ve sürekli eleştirdiği filozof Hegel'dir. Hegel'in rasyonalist ve sistematik felsefesi Kierkegaard için kabul edilemezdir. Varoluşçu felsefelerde görülen kavramların çoğunluğu öncül olarak Kierkegaard'da görülür: saçma, bunaltı, korku ve kaygı. Kierkegaard'ın felsefî sorunsalı bir bakıma mevcut Hıristiyanlık içinde ve hatta karşısında nasıl iyi bir Hıristiyan olunacağı noktasına da bağlıdır. Kierkegaard, felsefe tarihinin soyut mantıksal kurgularla geliştiğini ve bu nedenle bireyi, bireyin gerçek yaşamını gözden kaçırdığını düşünür. Ona göre varoluş, somut ve öznel insanın yaşamıdır. Bu nedenle felsefe somut düşünmeye, yani varoluşa yönelmelidir.
………..
SANAT HABERLERİ
Büyükşehir Belediyesi Senfoni Orkestrası'nın hafta içi programında yer alan oda müziği konserlerinde bu hafta Bilkent Quartet grubu sahne aldı.
Turizm haftası etkinlikleri kapsamında Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Türk Müziği Kadınlar Korosu, Şef Gönül Onar öncülüğünde 'Bir Buket Sevdam Eskişehir' konseri düzenledi.
Eskişehir Kent Konseyi Kültür Sanat Çalışma Grubu, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları paydaşlığında düzenlenen '6. Eskişehir Liselerarası Tiyatro Şenliği'nin başlamasına sayılı günler kala çalışmalar devam ederken, şenliğe katılacak öğrenciler tiyatro sanatçıları ile buluşturuldu. Etkinlik başlangıcı 30 Nisan.
………..
POETİKA-VİLDAN ÇALIŞKAN
Milena'nın Kafka'sı…
İşte dünyanın en büyük aşklarından birinin hikayesi; Kafka ve Milena'nın masum bir o kadar da güçlü aşkları… Üç yıl boyunca topu topu iki ya da üç kez görmüş Milena'sını Kafka. Ve Milena ise Kafka öldükten sonra günlerce mezarının başında beklemiş.
Her şeye rağmen sevebilmek, kucaklayabilmek ve dimdik aşkı savunmak.
'… yanımda yürüyordun Milena. Düşünsene yanımda yürümüştün.'
'Ah! milena, eğer burada olsaydın; yüzümü derin bir nefes alarak kucağına gömebilirdim.'
'Ve gece yazdığın mektup orada işte, nasıl okunabileceğini aklım almıyor, bir göğüs havayı solumak için böyle nasıl daralıp genişliyor, aklım almıyor, senden nasıl uzak kalınır, aklım almıyor…'