Bugün 23 Nisan,

Neşe dolmak istiyor insan!

Çocukları mutlu görmek; ülkemin geleceğinin fidanlarının tomurcuk açtığını, yüreklerimize yaşama sevinci dolduruşunu görmek istiyor insan.

Ceyhun Atıf Kansu'nun dediği gibi:

'Yaşamak gerekiyorsa eğer,

Bir çocuk oyunu kadar renkli olsun.'

***

Kurtuluş Savaşı, Birinci Dünya Savaşı sonrasında işgalci kuvvetlere ve teslimiyetçi İstanbul Hükümeti'ne karşı çıkıştır.

Mustafa Kemal, Samsun'dan İzmir'e giden yolda hep egemenliğin ulusta olması gerektiğine inandı; 'Ulusun bağımsızlığını, yine ulusun azim ve kararı kurtaracaktır. Tek bir egemenlik vardır: Ulusal Egemenlik!' dedi.

Bu nedenle 'simge bir gündür 23 Nisan.'

***

23 Nisan 1921'de, TBMM'nin açılışı nedeniyle 'Milli Bayram',

1 Kasım 1922'de, saltanatın kaldırılması nedeniyle 'Hakimiyet-i Milliye Bayramı' kutlanıyordu.

1935'te, 23 Nisan tarihinde 'Milli Hakimiyet Bayramı' adıyla birleştirildi.

23 Nisan 1927'de Himaye-i Etfal Cemiyeti (Çocuk Esirgeme Kurumu) o güne kadar yapılan çocuk gününü, 'Çocuk Bayramı' ilan etti.

Aynı günde iki bayram! Yıllarca adı konulmamış şekilde, 'dönerle ayranın birlikteliği' misali fiilen birleştirilerek iç içe kutlandı.

Yasal birleşme 1981 yılında oldu:

'23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'

***

Mutluyum eski bir öğretmen olarak; bayramın 'çocuk' tarafının, 'ulusal egemenlik' tarafına göre öne çıkarılmasından.

Ancak içinden geçtiğimiz zaman tünelini iyi okumak; sultanın egemenliği yıkılarak elde edilen ulusal egemenliği sahiplenmek gerekir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk anayasası olan Teşkilatı Esasiye Kanunu (1921) 'birinci madde'si şöyleydi:

'Hakimiyet bila kaydü şart milletindir.'

Günümüz Türkçesiyle:

'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.'

Aynı ifade;

1924 Anayasası'nda 'üçüncü madde'de,

1961 Anayasası'nda 'dördüncü madde'de,

1982 Anayasası'nda 'altıncı madde'de yer aldı.

Hepsi bizim şanlı tarihimizi oluşturmasına rağmen; Çanakkale Savaşı'nın Kurtuluş Savaşı'nın önüne, Kut'ül Amare kutlamasının 23 Nisan'ın yerine koyulma gayretlerini izlerken; şeytanın avukatlığını yapayım dedim.

Sanki 'egemenliğin millette olmasından duyulan bir rahatsızlık' var da, ilgili madde her değişimde geri öteleniyor gibi!...

***

Dünyada çocuklara bayram hediye eden ilk ülkeyiz.

96 yıl önce Ankara'dan yükselen güneş bir başka doğmuştu, bir başka esmişti rüzgar. Bir umut yükselmişti bu topraklarda.

Ve şimdi çocuklarımızın bayramını kutluyoruz, umut saçmalarını istiyoruz.

Ne güzel şey 'geleceğe umut' olmak!

Ne güzel şey çocuk olmak!

***

Çocuklar! Bayram yapın, sevinin! Ellerinizde bayraklarla dolaşın. Uçan balonlara hayallerinizi haykırın.

Avaz avaz okuyun şiirlerinizi. Engel denen şeyi kahkahalarınızla siz kırın. Bizim dünyamızda devleşerek büyüyün!

Bu bayram sizin! Bu bayram hepimizin!

***

Bizler de Nazım Hikmet'in dediğini yapalım:

'Dünya'yı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne.'