Bunun yanıtını verecek biz değiliz…

En azından 'ben' değilim…

Listelerde yer alan isimlerin ortaya çıkmasının ardından, üç partide de tepkiler oluştu…

Beğenenler, beğenmeyenler görüşlerini, düşüncelerini kamuoyuyla paylaştılar…

Kimi sıcağı sıcağına,

Kimi daha serinkanlı,

Kimi de, biraz ne olduğunu anlamadan ortaya çıkan flu tepkilerdi…

Elbette hepimiz insanız, duygularımız, hırslarımız, birbirimize göre farklı noktalarda artılarımız, eksilerimiz var…

Geçmiş dönemlerde, tecrübeyle sabittir, ilk günlerdeki tepkiler, sonraki günlerde giderek azalıp, sönümlenecektir…

Tamamen yok olmasa da,

AKPli, CHP'li, MHP'li partililer ve seçmenler için partilerinin kurumsal kimlikleri, istedikleri ya da beğendikleri aday adaylarından daha ağır basacaktır kuşkusuz…

***

Bunun ilk örneğini MHP'de gördük…

MHP Eskişehir Milletvekili adayları,

TÜRKAV Başkanı Hasan Sezer tarafından kendileri onuruna verilen yemekte bir araya geldiler…

Kırgınlıkları hala geçmemiş olsa da, kamuoyuna karşı partilerini öne çıkaracak, MHP'nin kurumsal kimliğini koruyan ve gözeten bir tutumla hareket ettiler…

Ruhsar Demirel, Emine Edizgil, İl Başkanı Oğuz Sever dahil herkes, birlik ve beraberlik mesajları verdi…

Dördüncü sıraya konulmuş olmasını kendisi için haksızlık olarak gören bir çok açıklamaya karşın Emine Edizgil, dördüncü sıradan aday gösterilmesinin kendisi için önemli olmadığını belirtti…

'Biz bir davaya inanıyoruz bizim partimiz ideolojik bir parti gelip geçici hevesler değil.

Altıncı sıra olmuşum ikinci sıra olmuşum hiç önemli değil.

Önemli olan MHP'yi Eskişehir'de ve tüm Türkiye'de iktidara taşımak buna inanıyoruz.

Bütün arkadaşlarımızla bunun için çalışacağız…'

Listedeki diğer adayların açıklamaları da çok farklı değil…

***

AKP de, CHP de sanıyoruz ki, önümüzdeki günlerde benzer toplantıları gerçekleştireceklerdir…

Adaylar, örgüt yöneticileri, partilerin kanaat önderleri kamuoyu önüne çıkıp çeşitli mesajlar vereceklerdir…

Öyle sanıyorum ki,

Süreç, bu tanışma toplantılarının ardından farklı bir boyuta geçip, parti içi çekişme ve yarıştan, partiler arası yarış ve rekabete dönecektir…

Galiba siyaset biraz da böyle bir şey…

'Gerçek partililer,'

Listeleri ne kadar beğenmezlerse beğenmesinler, öfkeleri biraz soğuduktan sonra, adaylardan ve genel merkezlerinden 'kendilerini ikna etmelerini' beklemeye başlıyorlar…

Bu, insanın doğasında olan ve kendi varlığını devam ettirmesinin asıl nedeni olan, 'uyum sağlama' yeteneğinden kaynaklanıyor…

Uyum sağlama yeteneği olmayanların, hem doğa karşısında hem de siyaset karşısında uzun süreli ayakta kalmalarının olanaklyı olmadığını, sanırım söylemeye gerek yok…

------------------------------------------------------------------------------------------

'LİSTELER NE ZAMAN BELLİ OLDU?' MESELESİ…

Partilerin 7 Haziran genel seçiminde milletvekili adayı olacak isimlerin bulunduğu listeleri Yüksek Seçim Kurulu'na vermelerinin son tarihi 7 Nisan 2015 saat 17.00 idi…

7 Nisan günü akşam saatlerinde hemen tüm pürtilerin listeleri belli olmuş, yazılıp çizilmişti…

Eskişehir'de, CHP listeleri ile ilgili olarak farklı bir olay gelişti…

CHP Eskişehir listesi, Salı günü sabahı 4 yerel gazetenin baskısında yer almıştı…

Diğer 4 yerel gazetemizin Salı günü baskılarında yer almadı…

Bu tip olaylar,

Son derece doğal, alışıldık, zaman zaman her gazetenin başına gelen şeylerdi…

Hatta sözünün bile edilmesine gerek olmayan bir şeydi…

Ancak,

Her nedense, 2 Eylül Gazetesi'nde Sezai Şen, bu olayın altında da yine bir çapanoğlu aramak derdine gark oldu…

Son birkaç köşe yazısında, bıkıp usanmadan bu konuya değiniyor, kendince bir takım soruları gündeme getirerek, insanların kafasında farklı şeyler yaratmaya çalışıyor sanki…

Kısaca özetlemek istiyorum…

Sonhaber Gazetesi ve aynı grubun içinde olduğumuz Anadolu ve Yenigün Gazeteleri, 6 Nisan'ı 7 Nisan'a bağlayan gece 00.30'a kadar CHP PM toplantısının bitmesini beklediler, baskıya girmeden… Saat 20.00'da başlayan CHP PM toplantısı saat 00.10 gibi bitti ve ardından çeşitli kaynaklar vasıtasıyla Parti Meclisi toplantısında kesinleşen listeyi bu üç gazetede yayınladık…

Sakarya Gazetesi de muhtemelen aynı yolu izledi…

Diğer 4 gazete izlemedi, beklemedi…

Olay bu kadar basit…

Olayın bu kadar basit olduğunu elbette Sezai Şen de iyi biliyor…