Eskişehirspor,
Her ne kadar ikinci yarının ilk maçı olarak lanse ediliyor olsa da,
34 haftalık periyodun tam ortasında liderliği ele geçirdi…
Bence ilk yarının son maçıydı Altınordu maçı…
Tüm diğer takımlar için de olduğu gibi…
2'inci periyot,
Bu hafta sonu oynanacak Balıkesirspor maçıyla başlayacak…
Kolaylıkla kazanabilecekken kaybettiğimiz puanları saymayalım kabul de,
Göztepe maçında sahadan çekilme cezası olmasaydı, şimdi puan farkıyla liderdik…
Manisa ve Ümraniye maçlarında kaybedilen puanlar da var elbette…
Denizlispor'a karşı iç sahada alınan 0-3'lük yenilgi,
Denizlispor'un Göztepe karşısında İzmir'de aldığı galibiyet hesaba katılırsa, kendini bir parça tolere etti diyebiliriz…
***
Evet, liderlik Eskişehirspor'a yakıştı…
Malatya, Sivas ve Göztepe'nin puan kayıplarıyla kapadığı haftada, Altınordu karşısında alınan galibiyet, averajla da olsa Es-Es'e liderliği getirdi…
Eskişehirspor,
Şu anda olabileceği en üst seviyede…
Artık önemli olan orada kalabilmek…
Mümkünse,
Puan farkıyla liderliği perçinlemek…
***
Es-Es bunu yapabilir mi?
Evet yapabilir…
Ancak, geçtiğimiz hafta hemen Altınordu maçından önce yaşanan nahoşlukların yinelenmemesi gerekiyor…
Kulüp çok önemli bir mali sıkıntı içinde…
Geçmişten gelen borçları ödemekte zorlandığı gibi, mevcut kadroya ödeme yapmakta da zorlanıyor…
16'ncı haftadaki Gaziantep Büyükşehir Belediyespor maçının galibiyet primlerinin (söz verildiği halde) ödenmemesi, futbolcuları kızdırmış olmalı ki, maçtan hemen önceki gün antrenmana çıkmadılar…
Duyumlarımıza göre,
Erkan Zengin'in çabalarıyla ortam bir nebze olsun yumuşatıldı, futbolcular da sahada ellerinden geleni yaptılar…
***
Kalan 17 haftada, benzer sorunlar yaşanabilir…
Hatta kronik hale bile gelebilir…
Ancak eminim futbolcular şunu çok iyi biliyorlar ki,
Takımın Süper Lige çıkması demek, onların da emeklerinin karşılığını tam olarak almaları demek…
Bu bakış,
Çok mantıklı mı bilemiyorum ama,
Şu aşamada,
Takım, kulüp yönetimi, taraftar ve şehir tamamen buna odaklanmış durumda…
Bu motivasyon da her şeyden çok daha önemli…
***
Hani derler ya,
'Kazan-kazan…'
Takım, kulüp, taraftar, şehir…
Ya hep birlikte kazanacağız, ya da hep birlikte kaybedeceğiz…
Ama kazanmak, kaybetmekten daha kolay…
GEZİ İLE HAMAMYOLUNU BİRBİRİNE KARIŞTIRMAK…
Demokrat Parti Eskişehir il ve ilçe başkanları tam gaz gidiyor…
Öyle tam gaz gidiyorlar ki, kötü bir kaza yapacaklar diye korkmuyor değilim…
Sayın yöneticiler,
İşin kolayını bulmuşlar…
Her hafta çıkıp belediyelere (elbette burada, merkezdeki üç CHP belediyesi kastediliyor) sallıyorlar ve karşılığında bir kesimden büyük takdir alıyorlar…
Demokrat Parti'nin haline bakınca,
Hayatlarında göremeyecekleri itibarı birkaç gazeteden görüyorlar…
***
Kentsel Dönüşüm Projesi ile ilgili açıklamaları bize gösterdi ki,
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuşlar…
Bir de ondan önce,
Odunpazarı Belediyesi'nin İstanbul'a mitinge otobüs gönderdiği iddiaları vardı…
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt,
'İddia edenler bu iddialarını kanıtlamak zorundadırlar' deyince;
Kendisi bir hukukçu olan DP İl Başkanı çıkıp dedi ki,
'Biz iddiamızı ortaya koyduk, kanıtlamak Odunpazarı'na düşer…'
Aynı il başkanı daha sonra yaptığı bir açıklamada,
Tramvaylardaki yoğunluğu azaltmanın yolunu bulduklarını iddia ettiği bir açıklama yaptı…
14 yıldır kimsenin aklına gelmeyen çözüm;
'Tramvay seferlerinin arttırılmasıydı…'
Elbette gereken kesimlerden gereken övgüyü aldı…
***
En anlamadığım yaklaşımları ise,
Gezi Parkı olayları ile Hamamyolu düzenlemesinde ağaçlar konusunda yaşanan tartışmayı kıyaslamaya kalkmaları…
Hadi AKP, 'Geziciler neredesiniz?' diye, olayı belli bir düzleme çekmeye çalışıyor...
İyi de Demokrat Parti yöneticileri,
Acaba neden AKP'nin dediklerini yinelemek zorunda hissediyor kendisini?
Kaldı ki,
Gezi'yle Hamamyolu'nu karşılaştırmaya kalkmak,
Elma ile armudu, sap ile samanı, etle balığı birbirine karıştırmaktan başka bir şey değil…
Bu iki olguyu kıyaslamaya kalkmayı, siyasi bir yaklaşım olarak görebilmek olanaklı, o nedenle de AKP kesimini anlayabiliriz…
DP peki?
***
Bence DP yöneticileri,
Züccaciye dükkanına girmiş fil misali sağa sola saldırıp tükettikleri enerjilerini, partilerini eski günlerine döndürmek için harcamalılar…
Bir dönem Türkiye'nin kaderini elinde tutan, Adalet Partisi, Doğruyol Partisi, bugün genel başkanının adını bile kimsenin bilemediği bir parti halinde…
'Muhalefete muhalefet yapmak' da, DP'nin yeni yöneticilerinin yeni icadı…
Milletin ve tarihin hafızasındaki yerinize saygı gösterin bari…