Öteden beri övünmeyi seviyoruz ama…
Sonuç?
***
Bir Fransız, bir Japon, bir Alman, bir Çinli…
Ve bir de bizimki.
Bir araya gelmişler, konuşuyorlar.
Fransız,
'Bizim ülkede çok kaliteli içkiler üretilir. Dünyaca ünlü şarap markalarımız vardır. Bizde içki üretimi önemli bir milli gelir kaynağıdır,' demiş.
Japon,
'Bizim ülkede sağlam, dayanıklı ve son derece konforlu arabalar üretilir. Bizim ülkede de araba sanayi ülkenin önemli bir gelir kaynağıdır,' demiş.
Alman,
'Bizim ülkede, bilime önem verilir. Bilimsel araştırmalar desteklenir. Sonuç olarak bilimsel buluşlar insanlığın yararına sunulurken önemli bir gelir de elde edilir,' demiş.
Çinli,
'Bizim ülkede sadece bilimsel alanda değil her alanda önemli çalışmalar yapılır. Ticaret konusu olacak ve insanların hayatını kolaylaştıracak her şey üretilir,' demiş.
Sıra bizimkine gelmiş.
'Bizim ülkede siyasete önem verilir. Çok hünerli, çok yetenekli siyasetçilerimiz vardır. Her koşulda halkı idare etmeyi bilirler,' demiş.
***
Aylardır,
'Aşı çalışmalarımız son hızla devam ediyor!' dendi.
Böyle denince de…
Ha bulduk ha bulacağız zannettik aşıyı.
Önümüze konan?
Çin aşısı!
Kadere bak!
Çin'den gelen her şeye, 'Çin malı' diye kuşkuyla bakarken…

anayiiki üretimiBurun kıvırırken…
Kaldık mı Çin aşısına?
***
'Şu kadar sipariş verildi bu kadar sipariş verildi.'
'Taşıma suyla değirmen dönmez' demişler.
'Elden gelenle harman olmaz' da demişler.
***
Yaşlı bir tanıdığım var. Tanıdığım dediğime bakmayın. Mahallede, gidip gelirken arabanın önüne geçen yaşlı bir adam...
Elindeki bastonu havaya kaldırarak arabanın önüne geçiyor.
Bastonun ucuyla arabanın camını dürtüp,
'Aç şunu!' diyor.
Mecbursun, ne derse yapacaksın, yoksa bastonu arabaya indirecek.
'Aşıyı bulduk mu?' diye soruyor.
Arkasından da ekliyor,
'Aklında olsun, aşıyı bulduğumuzda senin bu arabayla gidelim de bana bir aşı yaptır.'
Şimdiye kadar,
'Az kaldı; bulacağız,' diye idare ettik.
Birkaç haftadır o taraftan gitmiyorum.
Gitsem, bastonunu havaya kaldırarak önüme geçip soracak yine;
'Aşıyı bulduk mu?'
'Bulduk! Çin aşısını bulduk!'