(Ve Sanat)
Sanat ve Estetik, yaşam alanlarımızda elimizden alınan özgürlük kırıntılarının isimsizliği ve ayrıca düşlem elçilerimizin sanat havuzunda el ele duruşudur. Benzerlikler yaratma ve ayrı zeminlerde de olabilme derinliğidir. Değişimin rengini belirleyip yine de renk renk tutunabilmektir sözcüklere. Tarihsel tortulara ve törpülenmelere özgün bir duruşla yol açmak ve yeni yollar bulmak da estetiğin içindedir. Sanatta yeni kavramının eskiden daha da banal olabileceği gibi eskinin reformasyonu da tam doğru bir karar olabilir ve bu hem kültürel hem de sanatsal anlamda geçerlidir. Küflenen bir sanatsal devinim yüzyıllara değil geçerli çağa da ses olamaz. Sanat sanat için olduğu kadar toplum içindir de diyebilmeli bu yüzden.
..................................................................................................................................................
BİR TİYATROCU (İSMAİL DÜMBÜLLÜ)
Geleneksel Türk Tiyatrosunun son temsilcisi, Orta oyunu ve Tulûat sanatçısıdır.Sahne ve sinema oyuncusu İsmail Dümbüllü tuluat geleneğinden yetişti. Birçok Türk seyirlik oyununun ve çeşitli oyunculuk tekniklerinin günümüze aktarılmasını sağlamış, ortaoyunu, operet ve filmlerdeki rolleriyle öne çıkmıştır. İsmail Dümbüllü, 1897 yılında Üsküdar Süleymanağa Mahallesinde doğmuştur. Babası II. Abdülhamid'in silahşörlerinden Zeynel Abidin Efendi, annesi Fatma Azize Hanım'dır.Üsküdar İttihat-ı Terakki Mektebi'ni bitirdikten sonra askeri ortaokuluna başladı. .Önceleri amatör olarak Karagöz Hüseyin'in sahnesinde oynayan Dümbüllü, sonraları, profesyonel olarak, Kel Hasan'ın tiyatrolarında sahneye çıktı.30 yaşına kadar Kel Hasan'ın yanında çalıştı. Bu dönemde tuluat (önceden hazırlanmadan, sahnede akla geliveren sözlerle oynanan oyun) geleneğini öğrendi.
Geleneksel kavuğu Kel Hasan'dan aldı. Kendiside, ölmeden bu kavuğu Münir Özkul'a devretti. 1989 yılında da ortaoyuncular kavuğu Ferhan Şensoy'a devroldu.Dönemin tiyatro anlayışı ve beğenisi giderek değişmesine rağmen Naşid'in ölümünden sonra geleneksek tiyatronun en ünlü adı oldu ve ortaoyunu geleneğini tek başına sürdürdü.Kel Hasan'dan ortaoyunu konusunda öğrendiklerini kendi kişiliğiyle birleştirerek oluşturduğu 'Dümbüllü Tarzı'nı hem sahnede hem de perde de sergilemeyi sürdürdü.Bir trafik kazasının bir ay sonrasında 5 Kasım1973'de İstanbul'da 76 yaşında öldü.
....................................................................................................................................................
BİR ŞAİR (SALİH BOLAT):
Ülkemizin en özel şairlerinde olan Salih Bolat ,üst seviyede bir toplumbilimci olmasının yanında tamamen kendi halkının nabzını da yoklayan,bilen ve savunan aydın kalemlerimizdendir.Bu coğrafya kendisini yetiştirmiş olmakla ne kadar şanslı olduğunu edebiyat dünyasındaki çalışmaları dolayısıyla çok iyi bilmektedir.
Salih Bolat 1956'da Adana'da doğdu. İlkokulu ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra, Gazi Üniversitesi'nin Sosyal Politika Bölümü'nü bitirdi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Bilimleri Bölümü'nde yüksek lisans ve Doktora programlarını tamamladı. Çeşitli üniversitelerde Sinema-TV bölümünde öğretim üyesi olarak Senaryo, Sinema ve Edebiyat, Dramatik Yazarlık, İletişimYazarlığı adlı dersleri verdi.
Edebiyat yaşamına Yeni Adana gazetesinin kültür sanat sayfasında öyküler yazarak başladı (1974). Arkadaşlarıyla birlikte Koza adlı dergiyi çıkardı (1975). İlk şiirini bu dergide yayımladı.1977-1980 yılları arasında, Yapıt dergisinin 1982-83 yıllarında, Petek dergisinin yazı kurulu üyeliğinde bulundu. 1984-86 yıllarında, Yarın dergisinin çalışmalarına katıldı. 1995 yılında, Cem Savran ile Promete dergisini kurdu. 1980 yılı başlarından itibaren Yeni Olgu, Oluşum, Edebiyat 81, Türkiye Yazıları, Süreç, Yeni Düşün, Varlık, Gösteri, Düşler, Şiirlik, Edebiyat ve Eleştiri, Defter, E, Kaçak Yayın gibi dergilerde şiirler ve yazılar yayımladı. 1995-97 yıllarında Siyah Beyaz gazetesinde, 'Duygusal Düşünceler' adlı köşede yazdı. Bu yazılarından seçtiklerinin de yer aldığı yazılarını, daha sonraki yıllarda, aynı adla bir kitapta topladı. 1996 yılında, Radyo C'de 'Şiir Penceresi' adlı programı yapımcı ve sunucu olarak yürüttü. Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü'nün ve Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülü'nün seçici kurul üyeliklerinde de bulunan Salih Bolat, Edebiyatçılar Derneği'nin ve Türkiye Yazarlar Sendikası'nın Yönetim Kurulu Üyeliğinde de görev aldı. 2010 Yılında, Uluslararası Sete Şiir Festivaline katılmak üzere Fransa'ya davet edildi.
...............................................................................................................................................
BİR KİTAP
Elveda Güzel Vatanım [Ahmet Ümit ]
1926 yılının o hüzünlü sonbaharı. Osmanlı İmparatorluğu yıkılmış, genç cumhuriyet ayaklarının üzerinde durmaya çalışıyor. O büyük altüst oluşun içinde bir adam:
Şehsuvar Sami… Bir zamanların İttihat ve Terakki fedaisi, şimdilerin yorgun komitacısı. Şehsuvar Sami'nin etrafında dönen amansız bir entrika. Bir yanda kaybettiği ama hiçbir zaman yüreğinden çıkartamadığı sevgilisi Ester, öte yanda yaşanılan tarihsel bozgun… Kaybedilen bir ülke, kaybedilen bir şehir, kaybedilen bir hayat. Ve aklında hep aynı soru:
Devlet mi kutsaldır, yoksa insan mı?