Sosyal medya, hayatımızın bir parçası. Teknolojik gelişmelere bağlı olarak akıllı telefonların ve mobil uygulamaların hayatımıza girmesiyle sosyal medya kullanımında adeta bir patlama yaşanıyor. İstatistikler Facebook'un ziyaret oranının, standart internet kullanımının önüne geçtiğini, zirve yaptığını söylüyor.
Otobüste, tramvayda, caddede, kafede, restoranda elindeki telefonla meşgul insanları görüyoruz.
İki işaret parmağını kullanarak daktilo başında, teknolojik yazıyla tanışan bizlere ilginç geliyor; gençlerin başparmaklarının seri çalışması..!
'Tık tık, tık tık tık…'
Mobil uygulamaları da hakkını vererek kullanıyorlar. Hava durumunu, döviz kurlarını, haberleri, gideceği yerleri, konumunu izleyip anında bilgileniyor veya arkadaşlarını bilgilendiriyorlar.
Ne yaptığını, nerede olduğunu, ne yediğini, içtiğini anında paylaşıyorlar tanıdıklarıyla.
İki başparmak peş peşe iniyor, minicik dijital klavyelerin üzerine.
'Tık tık, tık tık tık…'
Sıkı bir sohbetteler anlaşılan; üstelik ağızlarını açmadan.
Aradaki boş zamanlara da mobil oyunları sıkıştırıveriyorlar.
***
Akdeniz'in tatil kentlerinden birinde, canlı müzik eşliğinde ruhumuzu serinletirken; kendi güzel, sesi güzel bir sanatçı kızcağız, dünya turuna çıkarıyor bizi ezgileriyle. Eşimle birlikte, serin içeceklerin de etkisiyle, telaffuzumuz uymasa da şarkılara eşlik ederek bir köşe masada mest oluyoruz.
Sanatçı platformunun tam önünde –benim gıpta ettiğim yerde- 'U' düzenindeki koltuklara 6-7 genç yayılmış, sözde müzik dinliyorlar. Anladığım kadarıyla yakındaki bir beldede konaklıyorlar ve dolmuşla eğlenmeye gelmişler.
İlginç! Hiçbiri sanatçıyı dinlemiyor. Hepsinin elinde akıllı telefon, sosyal medyayla meşguller. Fotoğraf size tanıdık geliyor, değil mi?
'Tık tık, tık tık tık…'
A be kardeşim! Ne işin var burada?
Git oteldeki odana, orada yüz yüzebildiğin kadar 'sosyal medya havuzu'nda.
Sanatçıya da, müzikseverlere de ayıp etme!
Bozmayın havamızı..!
***
Olaylara, haberlere çok hızlı ulaşılmasını sağlıyor sosyal medya. Her kullanıcı bir muhabir gibi… Yaşananlar, görülenler hatta düşünülenler anında postalanıyor sosyal medyaya. Sevilenlere, takip edilenlere de çok hızlı ulaşılabiliyor.
Doğru kullanıldığında hayat kurtaran, insanların haber alma özgürlüğüne hizmet eden bu mecra, kötü kullanıldığında akla gelmeyecek zararlar veriyor insanlara.
Şifre kırarak yetkisiz kullanmaktan; hakaret, tehdit, cinsel tacizlere kadar…
Neler var neler!
Başka yerlerde yaşanan felaket görüntülerini ülkemizde olduğu iddiasıyla yayınlamalar,
Yemen'deki yıkıntı görüntülerini, sadece öfkeyi arttırmak için, Suriye'deki saldırıya uğrayan muhalifler diye sunmalar,
Tayland'daki tsunami sonrası, perişan çocuk resimlerini Sincan diye takdim etmeler,
Bira festivalindeki fotoğrafları, Müslümanlara zorla içki içiriliyor diye paylaşmalar...!
Bir de 'fotomontajlar' var:
Türk askeri yolda ilerlerken, yanından geçip giden PKK'li teröristler,
İsrail tankları hareket halindeyken, önlerinde yatan çocuk cesetlerinin üstünden geçecekmiş algısı vermeler,
Olmayacak şekil ve tipe sokularak sunulan görüntüleriyle siyasiler, sanatçılar, aydınlar…
Hepsi montaj!
Tam bir bilgi ve görüntü kirliliği!
***
İsim yazmadan ya da benim deyişimle 'mahlas', gençlerin söylemiyle 'nick name' kullanarak yorum yapan yarım akıllılar için, 'trol cenneti sosyal medya.'
At atabildiğin kadar, yaz yazabildiğin kadar; küfür et, hakaret et..!
Uzmanlar, 'psikolojik sorunlu saldırganlar, sosyopatlar' olarak nitelendiriyor bu tipleri.
Aslında hayata duydukları öfke, sevgisizlik ve yalnızlığın yansıması!..
Bilinçaltlarını kusuyorlar.
'Tık tık, tık tık tık…'
***
Hıncal Uluç, şöyle kaleme almış bu tipleri:
'Yeteneklisi efendi olur, mizahla hicveder; yeteneksizi söver.'
'Köpeğin havlaması da bir ifade tarzıdır. Hayvanın başka bir dili yoktur ki!'
Sosyal medya burası; saklan perdenin arkasına, geç karanlık bir köşeye, sonra:
Atış serbest beyler!
'Tık tık, tık tık tık…'
***
Sosyal medyada her yayınlanana inanmayalım; okuduklarımız, gördüklerimiz karşısında akıl süzgecimiz her zaman devrede olsun.
İyi ki sosyal medyayı iyi amaçlarla kullananlar, nimetlerinden yararlananlar çoğunlukta.