Seçim havası öncekilerde olduğu gibi ülkemizi sarar mı bilmiyorum ama uzun sayılacak tatil döneminin ardından siyaset sahnesinin hızla ısınacağı kesin. Bu tatil süresinde gerek dünyada gerekse ülkemizde yaşananlar bir kez daha göstermiştir ki kendisine sosyal demokrat diyen kesimin içlerindeki kavgayı gürültüyü bir kenara bırakıp ülke sorunlarına ilkeleri doğrultusunda çözüm üretmeleri gerekiyor. Bir yandan tüm dünyayı etkisine alan ekonomik uygulamalar ülkemizde yoksullaşma, işsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği gibi sonuçlar doğururken bir yandan da dinsel ve geleneksel yaklaşımlar düşünsel anlamda ilerleyemeyen bir toplum yaratmaktadır. Sosyal demokrasinin tüm dünyada iddiası ekonomik ve düşünsel anlamda yaşanan açmazlar ancak bizim temel yaklaşımlarımız ile sonlandırılabilir. En basit tanımının siyasal, toplumsal, ekonomik düzeni aklı baz alan ve akıl doğrultusunda inceleyerek yaşanan sorunlara çözüm arayan bir ideoloji olarak sosyal demokrasiyi ele alırsak problemlerin çözümü için kendisini bu ifadelerde tanımlayan insanların anahtarı da nereden çevirmesi gerektiğini görmüş oluruz. Sosyal demokratlar 1 Kasım ve daha sonrası seçimlerde başarıyı yakalamak istiyorsa oy kaygısı taşımadan bu tanımlama çerçevesinde sosyal adaleti sağlayacak, fırsat eşitliğini getirecek, gelir dağılımını düzeltecek istihdam yaratacak politikalar üretmek zorundadırlar. Bunları her şeyden önemlisi içinde yaşadıkları topluma karşı taşıdıkları sorumluluk çerçevesinde yapmalılar. Yoksa olacaklar bellidir. Çözüm süreci denilir ülke bölünme noktasına getirilir. Terörün beli kırıldı denilir ocaklara ateş düşürmeye devam edilir. Madenlerde insanlarımız ölür işin fıtratında var denilir. Barajda insanlar boğulur güzel öldüler denilir. Trafikte yüzlerce canımız gider duble yol yaptık hala ölüyorsunuz denir. Asansörden insanlar yere çakılır işin gereğinde bunlar var denilir. Özellikle dinlerin insanüstü kurallarla yönetmeye çalıştığı siyasal ve toplumsal yapıya karşı aklın ön plana çıkartılacağı bir sistem kurulamadığı sürece Kabe'de 800'e yakın insanın ölmesi de doğal olarak 'kutsal mekanlarda hayırlı ölüm olarak' değerlendirilmesi yapılarak kayda geçirilir. Toplumun genel yapısını bu noktada değiştirmediğiniz sürece seçimlerde kazanacağınız tüm başarılar geçmişte birçok kez olduğu gibi göstermiştir ki geçici başarılar olacaktır. O nedenle başa dönecek olursak toplumsal sorunlar aklın ön planda olduğu eleştirel, sorgulayan yaklaşımlarla çözülür. Klasik dogmatik yaklaşımlarsa çözüm değil sorun olarak karşınıza çıkar. Sosyal demokrasinin kendi tanımında olan ifadelerin hayat bulma ve başarı kazanma yolu ise kendisini sosyal demokrat gören insanların ilkeleri hayata geçirme azmi ve kararlığından geçer.