İnsan duyuları ve duyguları ile yaşayan bir varlıktır. Duyu ve duyguları önce tanımak sonra da kontrol etmek yaşantımızın en önemli yönlerinden biridir. Bizlerse çeşitli olayların üzerimizdeki yoğun baskısını çözmeye çalışmaktansa genellikle savunma mekanizmaları kullanırız. Bunun en kolay olanı da Şiddet veya küfürdür. Buda bizim halkımızın uyguladığı yöntemdir. Eğer savunmaları çok fazla kullanıyorsanız yaşamınızdaki önemli konulardan kaçıyorsunuz demektir. Bu tarzın en çok kullanıldığı yer ise statlardır. Bir seyircinin maça gelip sporcuya küfür veya hakaret etmeye hakkı yoktur. Şayet bir protesto yapılacaksa bunun daha medeni şekilleri vardır. Buda kültür meselesidir. Takım 896 dakikadır galip gelmemiş hayliyle sporcuların üzerlerinde bir stres, korku ve heyecan baskısı oluşmuştur. Korku anında dolaşım sistemi içerisine gerginlikle orantılı olarak aşırı kortizon salgılanır. Bu durum düşünce akışını engeller. Kişi bu anda olumlu duygularını kaybeder. Daha ileri düzeyde elleri ve hatta tüm vücudu titrer. Kalbin çarpması ve kan dolaşımı hızlanır. Davranışların kontrol edilmesi zorlaşır. Böyle bir durumdaki sporcuya birde siz yüklenirseniz sonuç ne olur? Artık futbolcu kontrolden çıkmıştır, ondan oyun ve taktik bekleyemezsiz. Sahada kendi bildiğini yani tamamen doğaçlama bir futbol oynar. Bu haftaki maç ta bunun bir örneğidir. Yine şanssız gol yeme alışkanlığımız devam ediyor, doğaçlama oynadığımızdan golü çıkartmak içinde çok çaba harcadık ve yorulduk. Aldığımız galibiyet ile artık bir nebze de olsa kendimize geldik. Şimdi ben ve sen ayrımından kurtulup kendimizle barışmak, iç içe olmak, kaynaşmak ve bütünleşme zamanıdır. Elimizdeki malzeme bu olduğundan en azından ikinci yarı transfer sezonuna kadar mevcut takıma güvenmek zorundayız. Nasıl k yeni doğmuş bir çocuğun yüzünde parlayan bir gülümseme, bütün insanların yüreğine serpilmiş olan huzura ve Yaşam Ağacı'nın dalında açmış bir çiçeğe benzerse bizde Kayseri Erciyes maçı ile yeni doğmuş bebek gibi olduk. Bu galibiyet beraberinde çok şeyleri değiştirdi. Eskişehir spor için yeni milat başlamıştır. Ayrıca takım ve Ertuğrul hoca adına sevindim çünkü bazı zamanlar ne kadar çabalarsanız çabalayın işler bir ters gitmeye gör, ne yaparsan yap şansızlık bir türlü yakanızı bırakmaz. Fenerbahçe maçına gelince aslında bizim rakibimiz Fener bahçe değil deplasmanda alacağımız bir puan bizi mutlu edecektir. Şu da bir gerçek biz büyük takımlara karşı daha iyi oynuyoruz. Bunun içinde geçmişteki başarısızlıkların ön plana çıkmasına izin vermeyip sanki yeni sezonmuş gibi oynarsak başarmak için hiçbir neden yoktur. Söylemek ve yazmak kolay olanıdır. Bunun içinde maçı yaşamak lazım.