Cüneyt Biçer'in gönderilmesiyle takımın başına getirilen Eskişehirli Teknik Direktör Emre Özbayer'in yönetimindeki Eskişehirspor, taraftarların büyük umutlarla geldiği Edirnespor'a da kendi evinde 3-1 yenildi.
Bu yenilgi taraftarların sabrını taşıran son damla oldu. Siyah-Kırmızılı Kulüp adına 'uyanış' maçı olarak görülen Edirnespor maçının sonu da hüsranla bitti.
Karşılaşmanın bazı bölümlerinde özellikle de maçın başında kazanma adına daha istekli olan Eskişehirsporlu futbolcular yine basit hatalar sonucu yedikleri gollerle sahadan boynu bükük ayrıldılar.
ESKİŞEHİRSPOR KAÇIRDI EDİRNE ATTI
Karşılaşmanın 5'inci dakikasında Tolga'nın ceza sahası içerinde verdiği 'alda at' dercesine pasını Onur Arı değerlendiremedi. Onur, bu pozisyonda golü bulabilseydi karşılaşma daha farklı skorla bitebilirdi.
9'uncu dakikada yine Tolga'nın verdiği gollük pası bu kez Eren Altıntaş değerlendiremedi.
Üst üste kaçan iki golden sonra Kırmızı-Beyazlılar maçın 15'inci dakikasında yakaladığı ilk pozisyonda Kaan kafa vuruşu ile 1-0 öne geçti.
Belki bu gol taraftarları Siyah-Kırmızılı futbolcuları uyandırır ve ateşler beklentisine soktu. Maçı izlemeye gelen 6 bine yakın taraftar maçın başından sonuna kadar takımını destekledi.
Maçın ilk yarısında olduğu gibi ikinci yarısında da Eskişehirsporlu futbolcular yakaladıkları fırsatları değerlendirmede beceriksizdi.
Cüneyt Biçer'in dönemindeki topu ileriye taşımak yerine ya kendi yarı sahası içerisinde pas yapma ya da geriye oynama hastalığı Edirnespor maçında da devam etti.
Oysa geriye pas vermek yerine ileriye uzun toplar göndermeyi deneselerdi belki skor değişebilirdi.
ZOR ATIYORLAR KOLAY GOL YİYİYORLAR
Eskişehirspor sezon başından beri öyle basit goller yiyor ki inanın amatör kümedeki takımlar bile bu kadar kolay gol kalesinde görmez. Futbolcular ayağındaki topu tutamıyor veya çalım yapacağım derken rakibe kaptırıyorlar.
Kaptırılan her topta ya gol oluyor ya da Siyah-Kırmızılı takımın kalesinde tehlike oluşturuyor.
Eskişehirspor forması giyen futbolcular bir sezon boyunca forma giydiler. Hadi diyelim geçen sezon ilk kez A takım forması giydiklerinden dolayı tecrübesizdiler! Türk futboluna hem futbolcu hem de Teknik Direktör olarak hizmet eden Suat Kaya gibi bir teknik adamdan da bir şey öğrenmediniz mi?
Geçen sezon amatör takımlardan seçilip alt yapıya futbolcu transferi yapılsaydı bugün forma giyen futbolculardan inanın daha başarılı performans gösterirlerdi.
Zor gol atıp kolay gol yiyen bir takım maç kazanabilir mi?
HAKEM ÖYLE İSTEDİ
Sezon başından beri Eskişehirspor maçlarına görev yapan hakemler sanki Siyah-Kırmızılı takımın aleyhinde düdük çalmak için Eskişehir'e gelmişler!
Rakip takımlardaki futbolcuların yaptıkları faulleri görmezden gelirken, benzer faul yapan Eskişehirsporlu futbolcuların bu hareketlerine düdüklerini kolayca çalabiliyorlar.
Pazar günkü Edirnespor maçında bunu daha net olarak gördük.
İzmir bölgesi hakemi Aykut Sergin ilk yarıda tartışmaya açık pozisyonda Eskişehirspor aleyhine tereddütsüz penaltı verdi. Eğer 3.Ligde de 'var' olsaydı bu penaltı kesin vardan dönerdi.
İkinci yarıda Eskişehirspor lehine vermesi gereken iki pozisyona 'devam' dedi. Takdir haklarını rakipten yana kullandı. Kırmız-Beyazlı futbolcuların kasti faullerini görmezden gelirken, Siyah-Kırmızılı futbolcuların aynı hareketlerinde düdüğünü çalarak üstelik sarı kart göstermekte bonkördü!
Hakemin bu kararlarına haklı olarak Eskişehirspor Teknik Direktörü Emre Özbayer ile Sportif Direktör Sezgin Coşkun yan hakeme ve 4'üncü hakeme sık sık itirazlarda bulundu.
Maç sonu Başkan Mehmet Şimşek ile Mali Asbaşkan Özgür Marankoz da saha içine girerek hakemlere tepki gösterdi.
Hakemim tercih haklarını rakipten yana kullanması haklı olarak taraftarları da çileden çıkardı.
TARAFTARLARDAN FUTBOLCULARA BÜYÜK TEPKİ
Kendi evinde oynadığı Edirnespor maçının da 3-1 kaybedilmesine taraftarlar haklı olarak tepki gösterdiler.
Karşılaşmanın son düdüğü çalar çalmaz soyunma odasına giren futbolcuları taraftarlar tribünleri terk etmeyerek sahaya çağırdı.
Uzun bekleyiş soncu Sportif Direktör Sezgin Coşkun, soyunma odasına giden futbolcuları tribünlere götürdü.
Tribünlere gelen Siyah-Kırmızılı futbolculara taraftarlar haklı olarak büyük öfke gösterdiler. Sezgin Çoşkun ise taraftarları sakinleştirmeye çalıştı.
AZ DA OLSA KIPIRDANMA VAR
Hafta içi Eskişehirspor'un teknik patronluğuna getirilen Emre Özbayer yönetimindeki takım Edirnespor maçında geçmiş maçlara göre biraz daha istekli idi.
Yukarıda da yazdım. Pozisyona girdiler, gol aradılar. Beceriksizlikleri sonucu pozisyonları değerlendiremediler.
Siyah-Kırmızılar cumartesi günü yine kendi evinde Karşıyaka'yı konuk edecek. Rakip puan sıralamasında 4'üncü sırada, 3 galibiyet 2 mağlubiyet birde beraberliği var.
Cumartesi günkü maçta hedef mutlak galibiyet olmalı.
Emre Hoca takımı bu maça çok iyi konsantre etmeli…
Bu maçta hüsranla biterse Eskişehirspor lige erken havlu atmış olur.

* * *

MERCAN VE SAZAK'TAN BÜYÜK DESTEK
Yeniden hareketlenen Trabzonspor'un dosyasına kapatma kampanyasına bir destek de Murat Mercan'dan geldi.
Geçtiğimiz hafta Serdar Tankut isimli taraftar 1000 TL bağış yapacak 6000 taraftar aradığını yazarak ilk bağışını yapmıştı.
Kampanya sürerken Eskişehir eski Milletvekili ve Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan, Es-Es'e maddi destekte bulundu.
MHP Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak'ta kampanyaya 6 bin TL bağışta bulundu.
Eskişehirspor Kulüp Başkanı Mehmet Şimşek kişisel sosyal medya hesabından 'Amerika Washington Büyükelçimiz Sayın Hasan Murat Mercan taraftarlarımızın başlattığı 6000 adam kampanyasına 6000 TL kulübümüze yollayarak destek olmuştur' paylaşımını yaparak teşekkür etti.
Mercan geçtiğimiz günlerde de Eskişehir'e gelerek başkan Şimşek ve yöneticiler ile görüşmüş ve her türlü desteğe hazır olduğunu ifade etmişti.
6 MİLLETVEKİLİNDEN DE BEKLENİYOR
Ligin ikinci yarısına kadar özellikle Trabzonspor Kulübüne olan 6 Milyon TL'lik borcun ödenmesi şart. Bu borç ödenirse transfer tahtasının açılma ihtimali yüzde 90. Eğer transfer tahtası açılmaz ve takıma gereken futbolcu takviyesi yapılmaz ise kulübün ligde olasılığı zor.
AK Parti eski Eskişehir Milletvekili Mercan'ın yapmış olduğu bağış takdir topladı.
Mercan'ın bu desteğine MHP Eskişehir Milletvekili Metin Nurullah Sazak'ta 6 bin TL bağış yaptı. Edirnespor maçı öncesinde sohbet ettiğim taraftarlar, 'Eskişehir'in 7 milletvekili var. Sıra onlarda. Onlarda Eskişehirsporlu olduklarını göstersinler. Amerika'dan destek gelirken bu şehrin milletvekilleri sessiz kalmasınlar. Bunu özellikle yazmanınızı ve televizyondaki spor programında söylemeni rica ediyoruz' dediler.
DESTEKLER GELMEYE BAŞLADI
Eskişehirspor Kulübü tarafından başlatılan 'Dosya Kapat' kampanyası yeniden hız kazandı. Son olarak İhsan Alp, Sefa Üstünbaş, Emirhan Çokaygil, Barış Öztürk, Niyazi Çelik, Murat Akyıldız, Haydar Demirel, Neşet Altınel, Mehmet Akif Öncel, MME, Mehmet Başkaya, Taner Yücel biner lira, Ulaş Entok 1965, Orhan Dorukan Özçakıl 5026, Emre Kulan 1026 TL bağış yaptı.
ODALAR HAREKETE GEÇMELİ
Ticaret, Sanayi Odaları, Ticaret Borsası, Organize Sanayi Bölgesi Başkanlığı, Esnaf Odaları Birliği de kampanya için taşın altına ellerini koymalı.
Üyeleri arasında bir kampanya başlatabilirler.
* * *

ASKIDAKİ EKMEK SAYISI AZALMIŞ
Eskiden beri uygulanmakta…
Fırından ekmek alırken, bir ekmek parasını da fazladan verip askıya asılmasını isteriz.
Onu da gelip fakir fukara alır.
Fırın işletmelerinin sahipleri veya çalışanları askıdaki ekmeği alan kişileri tanır.
Herhangi bir usulsüzlük söz konusu olmaz.
Tanımadığımız yüzünü bile görmediğimiz fakir fukaranın evine ekmek götürmesine sebep oluruz.
Bende sayısını hatırlamıyorum ama ekmek aldığım fırına 'askıya bir ekmekte benden' diyerek küçükte olsa hayır yaptığım günler oldu.
* * *
Dün fırından ekmek alırken ihtiyaç sahibi orta yaşlı bir adam geldi askıdan ekmek istedi.
Fırın çalışanı, 'bugün yapılan bağış sayısı kadar ekmek dağıttık kalmadı' dedi.
Adama baktığımda giyimi kuşamı güzel. Suriyeli veya yabancı uyruklu değildi. Suriyeli veya yabancı uyruklu birisi değildi. Gerçekten ihtiyacı olmazsa fırına gelerek bir ekmek istemez.
Fırın çalışanına, 'bir ekmek de benden olsun' diyerek ekmeği ben aldım.
Ekmeği alan kişi, 'Allah razı olsun kardeşim' diyerek fırından çıktı.
Fırın çalışanına, 'günde askıya kaç ekmek bağışı oluyor?' diye sordum.
'Pandemiden önce 150-200 idi. Pandemiyle bu sayı 50'ye düştü. Düşüşün nedeni pandemi yasakları nedeniyle insanlar sokağa çıkamıyor, işyerlerini açamıyordu. Pandemi öncesi ekmek alan esnaf veya vatandaş askıya da bir-iki ekmek bırakıyordu. Ki pandemi döneminde ekmek ucuzdu. Şimdi 200 gram ekmek 4 TL. İnsanlar aldıkları maaşla ay sonunu zor getiriyor. 4 liraya iki ekmek alabiliyordu, bugün ise bir ekmek. Yaşanan ekonomik krizle birlikte hayat pahalılığı nedeniyle herkes sıkıntıda, çoğu insan artık karnını zor doyurabilmekte. Günde 4-5 ekmek alan müşterilerimiz var. Bunlardan bazıları aldıkları ekmek sayısını bir adet düşürdü. Yani anlayacağın insanlar zar zor geçinmeye çalıştıklarından askıya ekmek parası bile bırakamıyorlar. Fırına gelen ihtiyaç sahibi sayısını biliyoruz. O insanların mağdur olmamaları için patronda kendisinden askıya 30-40 ekmek koyuyor.'
* * *
Pandemi sonrası baş gösteren ekonomik sıkıntı ve hayat pahalılığı hemen hemen hepimizin yaşamını alt üst etti.
Yaşam şartlarımızı zorlaştırdı.
Geçmişte 'bir ekmekte benden' diyerek askıya ekmek parası bırakanların sayısı da ciddi oranda azalmış.
* * *
Son günlerde sosyal medyada görüyorum. Bazı mahalle muhtarları ekmek dağıtıyor. Birileri hayır için ekmek alıp yaşadığı mahallenin muhtarına bırakıyor. Muhtarlarda ihtiyaç sahiplerine dağıtıyor.
Fırından 'askıda ekmek' alamayan fakir fukaranın imdadına mahalle muhtarları yetişiyor. Hayırsever vatandaşlar da olmasa insanlar belki de yatağa aç girecekler.
Bazı insanlar bir ekmeğe bile muhtaç halde.
Buna Pazar günü bir kez daha tanık oldum.

* * * *

KISSADAN HİSSE:

KÜÇÜK GÜLÜMSEME BİLE BİR SEVGİ İŞARETİDİR
Adam karısına pek hoş davranmaz, kalbini kırar.
Sonra karısından sofrayı kurmasını ister.
Kadıncağız hiç sesini çıkarmadan kurar sofrayı ve buyur eder kocasını.
Adam sabırsızca sofraya oturur, iştah kabartacak bir zevkle yemeye başlar. Yemek tuzsuz olmuştur. Birkaç lokma yedikten sonra karısından tuz ister.
Karısı; 'sen yiyedur ben getiririm' der ve mutfağa içeri gider.
Adam ikide bir; 'tuz nerde kaldı?' diye sorar.
Kadın her seferinde, 'tamam getiriyorum' diye cevap verir.
Fakat tuz bir türlü sofraya gelmez.
Neyse adam tuzu isteye isteye karnını doyurur.
Sonra aklı başına gelir. Az önce hatununun kalbini kırdığı için özür diler.
Hanım mutfağa gider ve elinde tuzla geri döner.
Adam merak eder ve sorar; 'Bu ne şimdi karnım doyduktan sonra tuzu ben ne yapayım' der.
Karısı da ona; 'Senin kalbimi kırdıktan sonra dilediğin özür, doyduktan sonra sofraya gelen tuz gibidir, ihtiyaç kalmaz' der.
- - - - - -
Evet, dikkat etmek lazım! Kırmamak lazım. Gönül sevmek demektir.
Sevip te kıymetini bilmek. İnsanlar için güzel dostluklar kurması kadar, dostlarına olan muhabbetini göstermesi de önemlidir.
Bunun birçok yolu var.
Bazen bir küçük gülümseme bile bir sevgi işaretidir...
* * *

FIKRA:

Akıl Sır Ermiyor
Nasreddin Hoca bir gün yolda yürürken iki yüz akçe parasını kaybetmiş. Kaybettiği parasını bulamayan ve çok üzülen Hoca, 'ne olur bulunsun' diye dua etmiş.
Aynı zamanda yaşadığı şehrin en zenginlerinden biri uzak diyarlarda bir yerde çıktığı gemi yolculuğunda kötü bir fırtınaya yakalanmış ve 'Eğer kurtulursam Nasreddin Hoca'ya iki yüz akçe para vereceğim' diye adak adamış hemen.
Kötü fırtınadan kurtulan adam hemen gelip bu parayı Hoca'ya vermiş. Hoca şaşırmış ve:
–'Ey Allah'ım sağ ol. Bu ne dolambaçlı yolmuş, ben parayı ben nerede yitirdim, nerden çıktı. Gerçekten de akıl sır ermiyor' demiş.
* * *