Bilimsel olarak ezbere ülke olarak sonlardayız demekten ziyade bilimde nasıl bir bakış açısı var ve felsefe bilimde nasıl bir mantaliteye zemin oluyor ve oluşturuyor görmek lazım. Bilim, insanlık tarihi kadar eski olan din, dil, sanat, ahlak ve hukuktan çok daha sonra ortaya çıkmıştır. Bilimin disiplin ve sürekli çaba isteyen deney metodu, insanlığın uzun sürmüş gözlem ve görgülerinden çok farklıdır. Bilimden önce ölçülmemiş, kontrol edilmemiş, tenkitten geçirilmemiş olduğundan bunlardan bilim meydana getirilememiştir. Bilimsel düşüncenin, belirli kurallar yapılmış gözlem ve deney sonuçlarını sistemleştirmesi demek, bu sonuçların mantık kurallarına göre değişmeyen ilişkilerini disiplin içinde ortaya koyması demektir. İnsanoğlu, bulduğu bilimsel metotlarla, tarih öncesindeki 100 000 yıllık bilgi ve görgünün folklorda birikmiş tortusunu kontrolden değerlendirebilmiştir. Felsefe, tanıma, bilme ve yapma esaslarının bilimidir. Bütün bilimleri kapsar ve sonuçlarından genel bir dünya görüşü çıkarır. Tarih boyunca felsefenin fazla işbirliği içinde olduğu, en çok etkilendiği ve etkilediği kültürel alan bilim olmuştur. İnsanı ve evreni tanımayı amaçlayan felsefe, bilimlerin bu konulardaki verilerinden haberdar olmalıdır. Öte yandan, doğru bilgiye ulaşmayı amaçlayan bilimin, doğru bilginin kaynakları, şartları ve sınırları konusunda yol gösterici çalışmalarına ihtiyacı vardır. Fransız filozof René Descartes [1596-1650] şöyle demiştir: 'Felsefe bir ağaç gibidir; kökleri, gövdesi fiziktir. Gövdeden çıkan dallar da bütün bilimlerdir. Bunlar da üç dalda toplanabilir: hekimlik, teknik ve ahlak.' Alman filozof ve eğitimci Friedrich Paulsen'in [1846-1908] dediği gibi, 'her ilmin ana kökü felsefedir, bu kökten ayrılan yaşayamaz'. Bu bakımdan, bilim felsefesi felsefenin en önemli dallarından biridir. Felsefe varoluş içinde derinlemesine uzanan soruları oluşturmaktır onların cevaplarını bulmaktan ziyade çünkü süreçte sorgulamak cevap bulmaktan daha önemli bir yerdedir. Tıp, problemlerini felsefeyle değil, pozitif bilimlerin metotlarıyla halletmeye çalışır. Buna bilimsel tıbbın felsefesi veya tıbbın bilimsel felsefesi denebilir. Bunların açılımı insan beyni soruları ahlaktan uzak ya da tam olarak içinde üretir demektir. Er ya da geç hastada hastalığı bulmak da yaşamda cevap bulmak yolunda benzerlikleriyle gelişip bilim kavramına felsefi bir yaklaşım olarak girecektir. Felsefe tedaviyi olduğu gibi arama sürecini de zenginleştirir.