Eskişehir'de yüzyıllar boyu varlığını sürdürmeyi başarmış bir yapı malzemesi olan pişmiş toprak, bugün hem sanayinin hem sanatın önemli bir kolu olmayı başardı.
Tepebaşı Belediyesi tarafından konsepti ve çeşitliliğiyle dünyada sadece Eskişehir'de düzenlenen Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu'nun 15'incisi bugün başlıyor. 5-17 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilecek sempozyuma uluslararası ve ulusal çok sayıda sanatçı katılarak yine Eskişehir'e önemli eserler bırakacaklar.
Özellikle Tepebaşı Bölgesi'nde yoğunlaşan tuğla ve kiremit sanayi Eskişehir'in tarihsel geçmişinde ve gelişiminde etkili bir sektör olmuştu. Bu sektör günümüzde de Eskişehir sanayisinde itici bir güç olarak önemini korumaktadır. Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç 2001 yılında Eskişehir'in geleneksel pişmiş toprak üretimi ve sanayisinin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu' nu düzenledi. Ataç, 2009'da tekrar belediye başkanı olmasıyla Tepebaşı Belediyesi 2010 yılından itibaren her yıl düzenli olarak ve şenlik havasında Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu'nu yeniden gerçekleştirmeye başladı. Başkan Ataç tüm zorluklara rağmen kentimize kazandırdığı bu önemli sempozyumun bugün 15'incisi başlıyor.
Tepebaşı Belediyesi'nin uluslararası ölçekte düzenlediği sanat etkinliklerinden biri olan Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu, bu yıl da kentin sanat hayatına önemli katkılar sağlayacak.
Tepebaşı Belediyesi'nin öncülüğünde, Hisarlar, Kılıçoğlu ve ETİ'nin ana sponsorluğunda, Anadolu Üniversitesi ve birçok kuruluşun da desteğiyle sürdürülen Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu, bu sıcak yapı malzemesini; bilimsel, sanatsal ve sektörel olarak ele alıyor.
* * *
Sanatsal anlamda 'kil'in malzeme olarak yaratıcı ifade dili değişmemiştir. 20. yüzyılın ikinci yarısında çağdaş sanat malzemesi olarak ve tümüyle işlevinden soyutlanarak kullanılan kilin plastiklik özelliği sanatçının ifade diline dönüşüyor.
'Eskişehir Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu (Eskisehir International Terra Cotta Symposium) adını alarak Üniversite – Sanayi ve yerel yönetim işbirliği ile hayata geçirilen proje 'kent kimliği – yerelden evrensele' söylemi ile yola çıkmış, kentlerin ancak ürettiği değerlerle kimlik kazanacağını tanıklık etmiştir. Sanatçılar tarafından var olan kültürel ve sanatsal birikimin farklı kültür ortamında yeniden biçimlenerek malzemeye aktarılması ve 'bu çalışmaların bir parçası olmak' sanat eğitimi alan öğrencilere 'açık atölye' imkanı sunarak önemli deneyimler kazandırmaktadır.
* * *
Pişmiş Toprak Sempozyumu'nun 1'incisinin düzenlediği gün organizasyona ev sahipliği yapan Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ın şu sözleri hala hafızamda duruyor:
'Geleneksel pişmiş toprak üretiminin ve sanayisinin gelişimine katkı vermek; pişmiş toprağın sanatsal yönden değerlendirilmesi ile sanata farklı boyut getirmek ve kent kimliği ile özleştirmek amacındayız.Tarihi, coğrafyası ve kültürel mirası ile farklı bir yeri olan üzerinde yaşadığımız bu toprakların zenginliğini gerek ülkemiz, gerekse dünya kamuoyuna evrensel amaçlar taşıyan bir kültür ve sanat organizasyonu içinde sunmayı amaçlıyoruz.'
Tepebaşı Belediyesi tarafından düzenlenen Uluslararası 13'ncü Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu ETİ'nin eski fabrika alanınınım büyülü atmosferinde halkla buluşacak.
'BİZİM DÜĞÜNÜMÜZ, BAYRAMIMIZ'
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, sempozyumu şöyle yorumluyor:
'Kendi kendime 'İyi ki Tepebaşı Belediye Başkanı oldum' diye düşünüyorum. Ben bu etkinliği bizim bir düğünümüz, bayramımız olarak addediyorum. Tepebaşı için toprak çok değerli, tarihsel bir önemi var. Bizim kimliğimiz ve belleğimiz. Bu açıdan hayata geçirmek çok önemliydi, 2001 yılında bu kimliği sanat katarak hayata geçirdik. Sektör, sanat ve bilimsel olarak 3 ayak üzerinde etkinliğimizi sürdürüyoruz. Toprağın kıymetini bilen, değerlendiren bir düşünce ile hareket ediyoruz. Tarihsel olarak da toprak tuğla, Mezopotamya'da başlıyor, milattan sonra Lidyalılar pişmiş toprağı keşfediyor. Babil Kulesi, yaklaşık 85 milyon adet tuğladan yapılmış. Ve bu tuğlalar, bugünkü koşullarda orta karardaki birkaç fabrikanın yıllık üretimine denk geliyor. Daha sonrasında Yunanlılar, Bizans ve Selçuklular tuğlayı çokça kullanmışlar. Özellikle Selçuklu mimarisi eşsiz bir mimari. Ardından Osmanlı dönemi ve 1927'de ilk kiremit Eskişehir'de, Tepebaşı'nda yapılıyor. Böylelikle bu iş bizim için de bir kimlik çalışmasına dönüşmüş oluyor'.
'Ankara'da, İstanbul'da böyle bir belediye yok'
15'incisi bugün başlayan Uluslararası Pişmiş Toprak Sempozyumu için Eskişehir'e gelen sanatçı Kaan Canduran,'Kamusal sanatta Türkiye'de sayılı örneklerden biri burası. Bu kadar çeşitli sanatçının bir arada buluşturulması, çok ciddi ve iyi bir organizasyon. Eskişehirliler, Türkiye'deki birçok ilden daha şanslılar. Ankara'da, İstanbul'da bu kadar kamusal eserin bir arada olduğu herhangi bir semt, belediye yok' demiş.
'Dünya ülkelerinde sayılı
sempozyumların içinde'
Konuk sanatçılardan İbrahim Vefa İrdelp ise şunları söylemiş:
'Uluslararası Eskişehir Pişmiş Toprak Sempozyumu, Türkiye'yi bırakın, dünya ülkelerinde sayılı sempozyumların içinde. Oldukça prestijli ve sanatçıların katılmak istediği bir etkinlik. Çok güzel işler yapılıyor, akademik açıdan ve seramik camiası içinde oldukça prestiji yüksek bir sempozyum. Şehrin sanatsal kimliğine katkı sunan bir etkinlik'.
* * *
Dileğim 15'incisi bugün başlayan sempozyumun Eskişehir'de sonsuza kadar yaşatılması.
Eskişehirlileri böylesine önemli sempozyum ve ulusal ve uluslararası 'heykel' sanatçıları ile buluşturan Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç'ı kutluyorum.
* * *
AK Parti'nin ipi göğüslediği 6 ilde oy oranları düştü
ORC Araştırma Şirketi tarafından Rize, Trabzon, Kocaeli, Bursa, Ankara ve İstanbul'da yapılan anketin sonuçları yayınlandı. Bu sonuçlara göre 2018 yılındaki seçimlere göre AK Parti Rize'de yüzde 18, Trabzon'da yüzde 15, Kocaeli'de yüzde 13, Bursa'da yüzde 13, Ankara'da yüzde 10, İstanbul'da ise yüzde 12 oy kaybetti. CHP ve İYİ Parti'nin ise 6 ilde de oy oranlarını arttırdığı görüldü.
2023'te gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı Seçimi 'ne bir seneden daha az vakit kalırken araştırma şirketleri tarafından art arda anket sonuçları yayınlanmaya devam ediyor.
AK PARTİ'DE DÜŞÜŞ
ORC Araştırma Şirketi, katılımcılara 'Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?' diye sorduğu anketin il bazında sonuçlarını paylaşmaya başladı. Buna göre Rize, Trabzon, Kocaeli, Bursa, Ankara ve İstanbul'da AK Parti'nin 2018'de gerçekleşen seçimlere göre oy oranının düştüğü görüldü.
RİZE'DE YÜZDE 18 OY KAYBI
2018 seçimlerinde Rize'de yüzde 64.8 oy alan AK Parti, bu ankette yüzde 18'lik düşüşle yüzde 46.8 oy oranına ulaştı. Yüzde 12,2 puan arttıran CHP ise oyunu yüzde 13'ten yüzde 25.2'ye arttırdı.
TRABZON'DA YÜZDE 15 OY KAYBI
Trabzon'da AK Parti'nin 2018'de yüzde 56 olan oy oranı yüzde 15.6 azalarak yüzde 40.4 oldu. CHP ile İYİ Parti'nin oyları yüzde 7.6 ve 8.3 arttı.
KOCAELİ'DE YÜZDE 13 OY KAYBI
AK Parti'nin Kocaeli'ndeki oy oranı, 2018'e göre yüzde 48.3'ten yüzde 13.2 azalarak yüzde 35.1 oldu. CHP yüzde 4.2, İYİ Parti ise yüzde 11 arttı.
BURSA'DA YÜZDE 13,8 OY KAYBI
Bursa'da AK Parti'nin 2018'de yüzde 46,2 olan oranı yüzde 13.8 azalarak yüzde 32.4 oldu. İYİ Parti yüzde 7, CHP yüzde 4,1 arttı.
ANKARA'DA YÜZDE 10 OY KAYBI
AK Parti'nin başkent Ankara'daki oyları 2018'deki yüzde 40.4'ten yüzde 10.3 azalarak yüzde 30.1 oldu. CHP yüzde 1.5, İYİ Parti yüzde 8.1 arttı.
İSTANBUL'DA YÜZDE 12 OY KAYBI
İstanbul'da AK Parti'nin oyları yüzde 42.7'den 12.5 azalarak yüzde 30.2 oldu. CHP yüzde 1, İYİ Parti ise yüzde 9.7 oy kazandı.
* * *
DERS VEREN HİKÂYE:
Dostluk
İskoçya'da yoksul mu yoksul bir çift yaşardı. Fleming'di adı. Günlerden bir gün tarlada çalışırken bir çığlık duydu. Hemen sesin geldiği yere koştu. Bir de baktı ki beline kadar bataklığa batmış bir çocuk, kurtulmak için çırpınıp duruyor. Çocukcağız bir yandan da avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Çiftçi çocuğu bataklıktan çıkardı ve acili bir ölümden kurtardı. Ertesi gün Fleming'in evinin önüne gelen gösterişli arabadan şık giyimli bir aristokrat indi. Çiftçinin kurtardığı çocuğun babası olarak tanıttı kendini. ''Oğlumu kurtardınız, size bunun karşılığını vermek istiyorum''dedi. Yoksul ve onurlu Fleming ''Kabul edemem!'' diyerek ödülü geri çevirdi. Tam bu sırada kapıdan çiftçinin küçük oğlu göründü. ''Bu senin oğlun mu?'' diye sordu aristokrat. Çiftçi gururla ''Evet!'' dedi. Aristokrat devam etti:
''Gel seninle bir anlaşma yapalım. Oğlunu bana ver iyi bir eğitim almasını sağlayayım. Eğer karakteri babasına benziyorsa ilerde gurur duyacağın bir kişi olur.''
Bu konuşmalar sonunda Fleming'in oğlu aristokratın desteğinde eğitim gördü. Aradan yıllar geçti. Çiftçi Fleming'in oğlu Londra'daki St. Mari's Hospital Tip Fakültesi'nden mezun oldu ve tüm dünyaya adını penisilini bulan Sir Alexander Fleming olarak duyurdu. Bir süre sonra aristokratin oğlu zatürreye yakalandı. Onu ne mi kurtardı?
Penisilin!
Aristokratin adı: Lord Randolp Churchill. Oğlunun adı: Sir Winston Churchill. Kurtaran Doktor: Çiftçinin oğlu Sir Alexander Fleming.
Paraya gereksiniminiz yokmuş gibi çalışın. Hiç acı çekmemiş gibi sevin. Hiçbir şey beklemeden verin. Karşılığı nasıl olsa gelecektir.
* * *
FIKRA:
Dolap Taşıma
Akıl hastanesinde çalışan doktorlardan biri, uzun süredir tedavi gören üç delinin iyileştiğini düşünüyormuş. İyileştiklerinden emin olmak için onları test etmeye karar vermiş.
Üç deliyi yanına çağırarak onlara şöyle demiş:
─ Tımarhanemizin birinci katında bulunan müdür odasına gidin. Odaya girince hemen sağ tarafta beyaz bir dolap var. O dolabı alıp dördüncü kattaki benim odama getirin. Ben odamda sizi bekliyor olacağım.
Deliler kendilerine verilen görevi yapmak için yanından ayrılınca doktor, odasına giderek delileri beklemeye başlamış. Bir müddet sonra iki deli, kan ter içinde, ellerinde dolapla gelir fakat üçüncü deli ortada yoktur.
Bunu gören doktor şaşırarak, dolabı getiren delilere sormuş:
─ Öteki arkadaşınız nerede?
Deliler doktora cevap vermiş:
─ O, dolabın içinde, rafları taşıyor.
* * * *