Yaklaşık bir ay kadar önce bu köşede yazmıştım.

Eskişehir'e gelen son başbakan zamanın Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım başta olmak üzere gerek AK Parti iktidarları gerekse Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin bakanlar kurulu kabinelerinde yer alan Ulaştırma Bakanları, 'Eskişehir Raylı Sistemler Üretim Merkezi olacağı, Yüksek Hızlı Milli Trenin Eskişehir'de TÜLOMSAŞ'ta yapılacak' sözünü vermişlerdi.

Biz Eskişehirliler olarak bu müjdelere hep kuşkulu baktık. Çünkü büyük çoğunluğunun gerçekleşmediği için tabi inanmadık!

Oysa belki diyerek hayaller kurmaya bile başlamıştık.

'Milli Hızlı Tren Projesi sayesinde Eskişehir gelişecek, büyüyecek Türkiye'nin en önemli sanayiye sahip illeri arasında olacak.'

Biz bu hayali kurarken bir de baktık ki koskoca TÜLOMSAŞ müjdelerin tam aksine küçültüldü.

4 Mart 2020 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 2186 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı gereğince TCDD'nin bağlı ortaklıkları olan TÜLOMSAŞ, TÜDEMSAŞ ve TÜVASAŞ'ın birleştirilmesi ile kurulan Ankara merkezli iktisadi devlet teşekkülü olan TÜRASAŞ adı altında yeni bir yapılanmaya gidildi.

TÜLOMSAŞ Genel Müdürlüğü de TÜRASAŞ'a bağlı Bölge Müdürlüğü oldu.

Bu birleşmeden sonra Milli Hızlı Tren yapımını gerçekleştirecek TÜLOMSAŞ Genel Müdürlüğü gibi yılların dev kuruluşunun küçültülerek bölge müdürlüğüne dönüştürülmesini eleştirmiştik.

Bu eleştirilere AK Parti tarafından, 'küçülmedi daha etkin hale getirildi' diye cevap verilmişti.

Birleşmenin üzerinden 14 ay geçti.

Ve bu açıklama havada kaldı…

14 aydır TURASAŞ Bölge Müdürlüğünde hangi imalata imza atıldı?

TÜRASAŞ'da ne oluyor bitiyor bilen varsa bize anlatsın.

Ha 2023 de Ay'a gideceğiz ya! TÜRASAŞ'da raylı sistemlerden uzay teknolojisine geçerek rampa, füze, roket çalışmalarına başladıysa onu da bilemem.

ESKİŞEHİRLİLER, KENDİLERİNİ KANDIRILMIŞ HİSSETMEKTEDİRLER

Tam da bu konuyu yazmak için araştırma yapıyordum pazar günü İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş'tan gelen maili okurken, 'kafamdan geçenleri okumuş Mehmet Bey' dedim.

Sayın Ektaş'ı kutluyorum.

Ne yalan söyleyeyim şu anda siyasi partilerin il başkanları arasında en aktif çalışan ve şehrin sorunlarını sık sık gündeme taşıyarak sıcak tutmaya çalışıyor.

Göndermiş olduğu maili okuyunca kendisini bir kez daha gıyabında kutladım.

Küçültülen TÜLOMSAŞ ile birlikte Eskişehir'in önemli sorunlarını tekrar hatırlatmış.

Vaat sahiplerinden biri olan son Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu, birkaç gün önce, 160 kilometre hızla seyahat imkanı sağlayacak yerli ve milli hızlı tren Prototipinin Sakarya'da tamamlandığını ve 3 ay içerisinde test sürüşleri için raylara ineceğini açıkladı.

Bakanın bu açıklaması Ektaş'ın da gözünden kaçmamış.

'Bu açıklamada, Eskişehir'in yıllar önce devreden çıkarıldığının itirafı ve ispatıdır. Şu anda TÜRASAŞ Bölge Müdürlüğü olarak adı değiştirilen Eskişehir Demiryolu tesislerinde lokomotif ve tren seti üretimi yoktur, sipariş alamamaktadır. TCDD'nin revizyon tamiri için teslim ettiği lokomotiflerin bile revizyonları yaklaşık 30 günde tamamlanabilmektedir' ifadeleri yer alıyor.

İYİ Parti İl Başkanı Mehmet Ektaş, Eskişehir kamuoyu ve bizler Ulaştırma Bakanlığı, TÜRASAŞ Genel Müdürlüğü ve Eskişehir Bölge Müdürlüğüne şu soruları sormuş:

*Eskişehir Fabrikalarında sipariş alınmış ve seri üretime devam edilen lokomotif var mıdır? Varsa kaç sipariş vardır, kimlere üretilecektir?

*Milli ve Yüksek Hızlı Tren Setlerinin Eskişehir'de üretilmesi için alınmış bir Bakanlık kararı var mıdır?

*TCDD'nin ihtiyacı olan ve yurt dışı ihale ile alınacak yüksek hızlı tren setleri ihalesi şartnamesinde daha önce yer alan 'yerlilik' şartında Eskişehir için yapılmış tanımlama halen korunmakta mıdır, ihale yapılacak mıdır?

Bakalım Sayın Ektaş'ın bu sorularına cevap verecekler mi? Verirlerse nasıl cevap verecekler?

TÜRKİYE İSTANBUL'DAN İBARET DEĞİL!

Ektaş, basın açıklamasında, Eskişehir'in söz verilip de yapılamayan diğer sorunlarını da gündeme taşımış.

İşte o surunlar da şunlar:

'Bu güzel vatanın 80 şehri daha var. Her şehrin çözüm bekleyen, kaynak olmadığı gerekçesiyle ötelenen, yapılmayan, giderilmeyen ihtiyaçları var. İlimizde de, Çevre Yolu, Alpu Yolu, Seyitgazi Yolu, Sarıcakaya Yolu, Afet riski kapsamında depreme dayanıksız binalar, kentsel dönüşüm, tarımsal amaçlı kullanım suyu gibi kangren haline gelmiş sorunlar var, esnafımız, yevmiyeli çalışanlarımız başta olmak üzere toplumun önemli bir kesiminin kötü ekonomi yönetimi ve pandemi nedeniyle ciddi desteğe ihtiyacı var. Büyükşehirler arasında, kenti dışından geçen çevre yolu olmayan tek şehir Eskişehir'dir. Eskişehir içinde kalan çevre yolunda yaşanan trafik kaosunu her gün on binlerce vatandaşımızla birlikte yaşıyoruz. Başta; Organize Sanayii, EMKO, 75. Yıl Mahallesi, Şehir Hastanesine olmak üzere birçok işyeri, yerleşim yeri ve hizmet birimine ulaşmak için bu yolu kullanmak zorunda kalan Hemşerilerimiz, ömrünü bu yolda tüketmekte, trafik stresi yüzünden sağlığını kaybetmektedir. Harcanan enerji ve yitip giden zaman ayrı kayıptır.'

* * *

Sayın Ektaş'ın gündeme getirdikleri sorunlar Eskişehirlilerin yıllardır yaşadıkları.

Bir türlü tamamlanamayan Alpu yolu hala can almaya devam ediyor.

Sözde 'Çevre Yolu' ama şehir içerisinden geçen bir cadde, Güney-Kuzey Çevre Yolu yapımı ise kağıt üzerinde var ama proje aşamasına bile gelemedi.

Çevre Yolunda da her gün irili ufaklı trafik kazası eksik olmuyor.

Gerek Eskişehir gerekse yaygın basınında kazalar her gün sıradan haber haline geldi.

Ama hala birileri bu haberleri okumuyor veya gördüğünde okumadan sümen altı ediyor.

* * *

Ektaş, basın açıklamasının sonuna şunu da eklemiş:

'Eskişehir halkı geçtiğimiz seçimlerde Cumhur İttifakının Eskişehir için verdiği sözlere itibar etmiş ve 4 Milletvekili vermiştir. Ancak, aradan geçen 3 yıl içinde verilen sözlerin hiç biri tutulmamıştır, Eskişehir halkı kendini kandırılmış hissetmektedir. Eskişehir halkı kendine hizmet etmeyenlere hakkını helal etmeyecektir, sandıkta hesaplaşacaktır.'

* * *

'OKULUMUZUN ADI VE STATÜSÜ GERİ VERİLSİN'

Birisi geçtiğimiz hafta diğeri de dün olmak üzere Hacı Süleyman Çakır Kız Lisesi ile ilgili yazdığım iki yazıdan dolayı okulun mezunları tarafından telefon, mail ve mesaj yağmuruna tutuldum.

Hemen hemen hepsi özetle, 'Okulumuza ve okulumuzun sembolü olan Hacı Süleyman Çakır büstüne sahip çıkmanızdan dolayı teşekkür ediyoruz' demişler.

Teşekkürü hak edip etmediğimi bilmiyorum.

Ancak ben gazetecilik mesleğimin gereğini yapıyorum.

Teşekkür yağmuruna tutan Süleyman Çakır Kız Lisesi mezunlarına bende teşekkür ediyorum.

* * *

Tarihi okulun mezunları, 'Süleyman Çakır Kız Lisesi Mezunları Platformu' kurmuşlar.

Bu platform okulun yıkılma kararı verilip Süleyman Şah Anadolu Lisesi'ne taşınma kararı verildikten sonra kurulmuş.

Okul yıkıldıktan sonra yerine yeni okul mu, yoksa kültür merkezi mi, otopark mı, kütüphane mi? Yapılsın tartışmaları yaşanmaya başlamıştı.

Dönemin Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı, okulun alanının belediyeye devredilmesini istemişti.

MEZUNLAR OKUL YAPILMASI İÇİN DİRENDİ

Bu tartışmalar yaşanırken, yıkılacak okulun yerine yenisinin yapılmayacağı endişesine kapılan Süleyman Çakır Kız Lisesi Mezunları, 'eski okulumuzun mevcut arazisi üzerine aynı ad ve statü ile yenisi yapılsın' diye imza kampanyası başlatmışlardı.

12 Mart 2014'te okulun yıkıntıları önünde, okulun öğretmenlerinden Aynur Sezer ve Vedat Emur'un girişimi ve platform üyelerinin de katılımıyla basın açıklaması yapmışlardı.

02 Haziran 2012'de okul bahçesinde 'KAPANIŞ ve OKULA VEDA TÖRENİ' olarak son diploma töreninin yapılacağını söylenip, bu törene eski mezunlar davet edilmişti.

O törende mezunlar adına platform üyelerinden Meral İçsel Özuslu da konuşma yaparak, okul arazisinin üzerine aynı ad ve statüsü ile yenisinin yapılmasını talep etmişti.

Okulun yerine başka projeler gündeme gelince 12 Ağustos 2012'de Eğitim-İş Sendikası Eskişehir Şubesi eski Başkanı ve okulun öğretmeni Ebru Sungar ile okul mezunları platformu üyeleri, okulda görev yapmış emekli öğretmenler aynı ad ve statüsü ile yenisinin yapılmasını taleplerini bir kez daha yinelediler.

KAZIM KURT'TAN YARDIM TALEP ETTİLER

26 Ağustos 2014 tarihinde Hacı Süleyman Çakır Kız Lisesi mezunları, okulun öğretmenlerinden Mustafa Kiriş, Sezin Ersöz Ege, Vildan Çetinel ve mezunlardan Seyhan Ertuğrul Yaşar, Neşe Aytaç Kırımer ve Hatice Akyol ile birlikte Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt'u ziyaret ederek, okulun durumunun ne olacağı konusunda bilgi paylaşmasını rica etmişler.

Okulun tarihçesi ve toplanan ıslak imzalardan oluşan örnek dosyayı kendisine takdim etmişler.

Okulun öğretmenleri, mezunları ve platform üyelerini dinleyen Başkan Kurt, hazine arazileri üzerinde yapılacak kamu binaları hakkında belediyelerin söz sahibi olmadığını, ancak, Vali Bey ile görüşmelerinde 'otopark' ve 'okul + kütüphane' gibi bazı planlar olduğundan söz etmiş.

Son olarak da, kamuoyu baskısının kararlar üzerinde etkili olabileceğinden, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı ile görüşmelerinin olumlu sonuç verebileceğini, hatta randevu almaları için aracı olacağını belirtmiş.

* * *

Platform üyeleri dönemin Milli Eğitim Bakanı ve Eskişehir Milletvekili Nabi Avcı'dan randevu alarak 14 Eylül 2014 tarihinde makamında ziyaret etmişler.

Bu ziyarette, 'Okulumuzun aynı ad ve aynı statü ile yeni binaya taşınmasını talep ediyoruz' demişler.

Nabi Avcı da, kendilerini dinleyip dönemin İl Milli Eğitim Müdürünü arayıp bilgi aldıktan sonra, bakanlık olarak prensiplerinin, arsa ya da okul bağışlayanların vakfettiklerinin yaşatılması olduğunu, dolayısıyla burada yapılacak okulun da isimlendirilirken mutlaka varislerinden görüş alınacağını belirtmiş ve okulun yerine geleceğinin sözünü vermiş.

'OKULUMUZUN HAFIZASI YOK EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR'

Süleyman Çakır Kız Lisesi Mezunları Platform üyelerinin yaptıkları mücadele sonucu yıkılan okulun yerine yenisinin yapılacağı bilgisine ulaştıktan sonra, 'amacımıza ulaştık' diyerek sevinmişler.

Ancak sevinçleri kursaklarında kalmış.

Onlar yıkılan Süleyman Çakır Kız Lisesi'nin yerine yapılacak yeni okulun, 'aynı ad ve statü' ile açılacağını beklerken okulun adının, 'Süleyman Çakır İmam Hatip Kız Lisesi' olması hepsinde hayal kırıklığı yaratmış.

Okulun mezunlarından ve platform sözcüsü Meral İçsel Özuslu ile yaptığımız telefon görüşmesinde, 'Biz İmam Hatip Lisesi'ne karşı değiliz. Sıfırdan yeni bir okul yapılır. Onun adına İmam Lisesi konula bilinir. Ama 47 yıl Süleyman Çakır Kız Lisesi adı altında hizmet veren okulumuzun adına İmam Hatip Lisesi yazılmasını doğru bulmuyoruz. Okulumuzun hafızası yok edilmeye çalışılıyor. Yenilenen okulumuzun aynı ad ve statü ile hizmet vermesini beklerken statüsünün değiştirilmesi binlerce mezunu üzdü. Talebimiz yenilenen okulumuza eski ad ve statüsünün verilmesi. Bu konuda ki mücadelemiz sürecek' dedi.

* * *

Not: Yazımı gazeteye gönderirken telefon geldi. Hacı Süleyman Çakır'ın büstü Süleyman Şan Anadolu Lisesi'nin deposunda bulunmuş. Gelişmeleri yarınki yazımda değerlendireceğim.

* * *