Son yıllarda uygulanmakta olan yanlış tarım politikaları, artan mazot, gübre ve girdiler nedeniyle üretici üretimden elini çekmeye hazırlanıyor.
Sözde destek veriliyor ama o desteklerde çok yetersiz. Mazot desteği yapılıyor. Çiftçinin tarlasını sürdüğü traktöre aldığı mazottan ÖTV ve KDV alınıyor.
2022 yılında Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli kapsamında buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale için dekar başına 22 lirası mazot, 20 lirası gübre
olmak üzere 42 lira destek sağlanacak.
Mazotun litresi 20 lira. Bir litre mazotla bir dekar tarlayı sürmek mümkün mü?
Değil elbette.
1 dekar arazide ekim dikim, hasat yapılırken ortalama 8 litre mazot kullanılıyor.
İktidar bir dekarda kullanılan mazotun 1 litresini karşılıyor.
Yine dekar başına 20 lira gübre desteği verilecek.
50 kiloluk bir torba gübrenin fiyatı 400- 500 lira.
Kilosu 8-10 liraya geliyor.
Peki, üretici 20 liraya ne kadar gübre alabilir?
2-2,5 kilo.
Bir dekar araziye atılacak gübre miktarı 7 kilo.
Bir dekara (1000 metrekareye) atılacak
7 kilo gübrenin ederi ortalama 70 lira. İktidar 70 liranın 20 lirasını destekliyor.
Bu şartlarda üretici nasıl üretim yapacak? Şartlar her geçen yıl zorlaştığından dolayı hasat yaptığı ürünü sattıktan sonra
cebine kalan paraya baktığında emeğinin karşılığını alamadığından üretimden elini çekmeye başladı.
TARLA PARASINI KUR
GARANTİLİ FAİZE
YATIRSA DAHA KARLI

İktidar 'Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat Hesabı' getirdi.
Elinde avucunda dövizi olan bankalara giderek kur korumalı hesaba yatırdı.
Dönem sonunda kur düşse de etkilenmeyecek, hem de yüzde 17 faiz alacak.
Çiftçi tarlasını satıp parasını dövize çevirip kur garantili mevduat hesaba yatırsa yattığı yerden üretip sattığından daha fazla para kazanır.
MAZOT BUĞDAYIN
3 GÜBRE 4 KATI

Önceki gün öğleden sonra Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Naci Erdemli'yi ziyaret ettim.
Çifteler İlçe Ziraat Odası Başkanı Necat Yatır ziyaretine gelmiş.
15-20 dakika Naci Erdemli ve Necat Yatır ile sohbet ettik.
İkisi de ektiklerinden kazandıkları paralarla karın doyurmanın zorluklarından bahsettiler.
Artan mazot, elektrik ve gübre fiyatlarından yakındılar.
Erdemli, geçmişte 1 kilo mazot, 1 kilo gübre ile 1 kilo buğdayın paralarının eşit olduğunu söyledi.
Bugün ise 1 kilogram buğday satarak 300 gram mazot, 200 gram gübre alabildiklerini, mazotun buğdaydan 3, gübrenin
ise 4 katı fiyatta olduğundan yakındı.
Gıda artışının önüne geçebilmek için yapılması gerekenin çiftçinin girdi maliyetlerinin azaltılması, ucuz üretim eşittir ucuz
tüketim olduğunu vurguladı.
GİRDİLERE UYGULANAN
KDV, ÖTV VE VERGİLER
YÜZDE 1'E DÜŞÜRÜLMELİ

Erdemli, bazı gıda ürünlerinde yüzde 8 olan KDV'nin yüzde 1'e indirildiğini, bunun diğer gıda ürünlerini de kapsaması
gerektiğini, gıda üretimi yapan çiftçilerin girdilerine uygulanan ÖTV ve KDV gibi vergilerinde yüzde 1'e düşürülmesi gerektiğini
söyledi.
Bazı gübrelerdeki yüzde 30 indirimin üreticileri tatmin etmediğini, diğer gübrelerde de bu indirim artarak devam
etmesini, özellikle taban gübrelerinde bu indirimlerin yapılmasının şart olduğunun da altını çizdi.
* * *
Bence de çiftçiye yapılan mazot desteği kaldırıp yerine, ekip-biçmek ve tarlasını sürerken kullandığı mazotun KDV ve ÖTV'sini yüzde 1'e indirilirse hiç olmazsa
az da olsa geçmişe göre daha fazla nefes almaları sağlanmış olur.
'KAMUYA İŞ YAPAN MÜTEAHHİTLER ZORDA'
Dünya geneline yayılan COVID-19 salgınının Türkiye'deki ilk tespit edilen COVID-19 vakası Sağlık Bakanlığı tarafından 11 Mart 2020 günü açıklandı.
Ülkedeki virüse bağlı ilk ölüm ise 15 Mart 2020'de gerçekleşti.
Bu tarihten kademeli bir şekilde hayata geçen bu kısıtlamaların kapsamı zamanla genişletilmişti.
Daha sonra 65 yaş ve üzerindekiler ile 20 yaş altındaki bireylere sokak kısıtlaması getirildi.
Daha sonraları ise tam kapanmalar gündeme geldi.
Bu nedenle her ne kadar özel sektörün üretimlerini durdurmaması için çalışmalarına izin verildiyse de kamu yatırımları ve ihaleler durdurulunca
hem müteahhitler hem de özellikle inşaat sektöründe ciddi mağduriyet yaşandı.
COVİd-19 salgını nedeniyle alınan önlemler önce pey der pey kaldırıldı. Sonra da tüm yasaklar.
Yaklaşık bir yıl boyunca iş yapamayan müteahhitler tüm yasakların kalkmasıyla tam işleri yoluna koyduk derken bu kez de Ukrayna-Rusya
savaşı baş gösterdi.
Bu savaşla birlikte tüm dünyada emtia fiyatları tırmandı.
Savaş başlamadan önce ihale alan müteahhitler emtia fiyatlarının tırmanmasıyla ciddi zararla karşı karşıya kaldılar.
Bugüne kadar iktidar kamu ihalelerinde savaş nedeniyle mağduriyet yaşayan müteahhitlerin mağduriyetlerin karşılanması konusunda bir adım
atmadı.
Eskişehir Ticaret Odası (ETO) Başkanı Metin Güler, yaptığı açıklamada Covid-19 salgınıyla birlikte tedarik zincirinin bozulması ve yakın zamanda
başlayan Ukrayna-Rusya savaşıyla beraber tüm dünyada emtia fiyatlarının hızla tırmandığını, yaşanan bu artışların kamuya iş yapan müteahhitleri
mağdur ettiğine dikkat çekmiş.
İnşaat sektörü için hayati önem taşıyan tüm malzemelerinin fiyatlarının küresel piyasalarda alt üst olduğunu, demirden çimentoya kadar birçok
üründe fiyatların 3'e ve hatta 4'e katlandığını, bu sebeple hem malzeme tedarik etmede hem de maliyet hesabında sorun yaşandığını dile
getirmiş.
Bu emtia fiyatlarıyla firmaların işi zorlaştı
Kamu ile iş yapan müteahhitlerin yaşadıkları bu sorunun çözümü için yüklenici firmalara fiyat farkı verilmesi, ayrıca bu firmalara cezasız tasfiye
hakkı tanınması gerektiğini kaydetmiş. İnşaat sektörünün maliyetlerini etkileyen emtia fiyatlarındaki artışın öngörülemez olduğunu, kamu ile iş
yapan inşaat sektöründeki firmaların bu emtia fiyatlarıyla ayakta kalmasının ve faaliyetlerine devam etmesinin mümkün olmadığını da dile getirmiş.
Kamuyla iş yapan firmalara ek süre tanınmalı
Kamuyla iş yapan tüm firmaların fiyat farkı ve tasfiye hakkı beklentisi olduğunu ve devletin gerekli adımları atmasını beklediğini de söylemiş.
Son olarak ta firmaların acil bir çözüm beklediğini, bu güne kadar iyi niyetle sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmiş ancak küresel çaptaki
fiyat artışlarından olumsuz etkilenerek taahhütlerini yerine getirmekte zorlanan firmalara da ek süre tanınması gerektiğini, sektörde yaşanan mağduriyetin
çözülmesinin muhtemel iflasların önüne geçeceğini de kaydetmiş.
* * *
Metin Güler'in gündeme getirdiği haklı taleplerin karşılanması için iktidar bir an evvel ciddi mağduriyetlerin yaşanmaması adına gereken adımları
atmalı.
Aksi takdirde inşaat sektöründe iflaslar artar, inşaat sektöründeki üretim durursa 170'den fazla sektöre doğrudan ya da dolaylı etkisi olur.
ESKİŞEHİR NEDEN YOK?
Resmi Gazete'de yayımlanan '2021 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemeler ve 2022 Yılında Uygulanacak Gübre ve Sertifikalı Tohum
Kullanım Desteklerine İlişkin Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar'
ile 2022 yılında verilecek ilave desteklerin nerelerde yapılacağı
netleşti. Yayımlanan karar kapsamında yağlık ayçiçeği üretimini artırmak için Aydın-Efeler, Aydın-Köşk, Aydın- Sultanhisar, Aydın-Yenipazar,
Karabük-Eskipazar, Kütahya-Domaniç ve Sivas-Hafik havzalarında yağlık ayçiçeği destekleme kapsamına alındı.
Son yıllarda hububat ve pancar taban fiyatlarının düşük olması nedeniyle Eskişehir'de üreticiler, Türkiye'deki yağlık ayçiçeği açığının
kapatılması için yoğun bir şekilde ayçiçeği ekimine yöneldiler. Özellikle Alpu yöresinde pancardan istediği parayı kazanamayan
üreticiler ayçiçeği ekmeye başladı.
Tarım ve Orman Bakanlığını bunu görmezden mi geliyor?
Eskişehir neden yağlık ayçiçeği destekleme kapsamına alınmadı?
Dış İlçelerden Sorumlu AK Parti Eskişehir Milletvekili Emine Nur Günay, Eskişehir'in de ayçiçeği destekleme kapsamına
alınması için Tarım ve Orman Bakanı ile görüşerek Eskişehir'in de kapsam içine alınması için gereken gayreti göstermeli.
AK PARTİ DE CHP DE DÜŞÜŞTE
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın gündemin ilk sırasını meşgul ettiği bu günlerde ORC Araştırma tarafından yapılan seçim
anketinin sonuçları kamuoyu ile paylaşıldı. Araştırmada AK Parti'nin oy oranı yüzde 28.1, CHP'nin oy oranı yüzde 23.8,
İYİ Parti'nin oy oranı ise yüzde 16.8 olarak belirlendi. Aynı araştırmada HDP'nin oy oranı yüzde8.9, MHP'nin oy oranı ise yüzde
8.7'de kaldı.
Rusya'nın Ukrayna topraklarına başlattığı işgal hareketi sonrası tüm dünyanın gözü bölgeye çevrilmiş durumda... Savaşla
ilgili gelişmelerin gündemini ilk sırasını meşgul ettiği şu günlerde anket şirketleri de yapmış oldukları araştırmaların sonuçlarını
kamuoyu ile paylaşmaya devam ediyor.
AK PARTİ YÜZDE 30'UN
ALTINDA

Son olarak ORC Araştırma, 06-13 Mart tarihlerinde 41 ilde toplamda 7 bin 290 katılımcı ile yaptığı araştırmanın sonuçlarını paylaştı.
Yapılan araştırmada katılımcılara 'Bu pazar seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?' sorusu yöneltildi. Bu soruya yanıt verenlerin yüzde
28.1'i AK Parti, yüzde 23.8'i CHP, yüzde 16.8'i ise tercihini İYİ Parti'den yana kullanacağını ifade etmiş. Aynı araştırmada
HDP'nin oy oranı yüzde 8.9, MHP'nin oy oranı ise yüzde 8.7'de kalmış.
AK PARTİ+MHP=
YÜZDE 36.8

ORC'nin anketine göre AK Parti ile MHP'nin toplam oy oranı 36,8. Eğer 2023 de yapılacak seçimlerde sandıktan bu oy oranı
çıkarsa Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan sandıkta kalıyor.
CHP+ DEMOKRAT,
DEVA, GELECEK, İYİ, SAADET
PARTİSİ= YÜZDE 49,7

Yine ankete göre CHP, Demokrat, Deva, Gelecek, İYİ ve Saadet Partisi'nin toplam oy oranı yüzde 49,7. Cumhur ittifakının oy toplamından
yüzde 12,9 puan önde. Eğer bu rakam sandığa da yansırsa başkanlık sistemine karşı çıkarak parlamenter sistemi savunan
6 partinin desteklediği aday cumhurbaşkanı seçilir.
İşte ORC'nin anketinde partilerin oy
oranları:

•AKPARTİ: %28,1
•CHP: %23,8
•İYİ PARTİ: %16,8
•HDP: %8,9
•MHP: %8,7
•GELECEK: %3,5
•DEVA: %3
ïSP: %1,6
•TDP: %1,4
•DP: %1
•DİĞER: % 3,2

FIKRA
SEKRETERİMİ BEKLİYORUM

Öğretmen öğrencilerine; eğer büyük bir firmanın müdürü olurlarsa ne yapacakları konusunda
bir kompozisyon yazmalarını ister.
Öğrenciler tüm dikkat ve
ciddiyetlerini takınarak yazmaya
başlarlar. Ancak aralarından biri
yazmaz.
Öğretmen fark edince sorar;
– 'Neden yazmıyorsun evladım?'
Öğrenci cevap verir.
– 'Sekreterimi bekliyorum.'