Sözde cumartesi ve pazar günleri sokak kısıtlaması uygulanıyor. Ama sokağa baktığımızda herkes sokakta.

Sadece pazar günleri uygulanmakta olduğu dönemlerde de bu köşeden kaç defa yazdım.

Benim kadar diğer köşe yazan arkadaşlarda yazdı.

Ama bu konuda bir adım bile atılmadı.

Sadece Eskişehir de değil.

Türkiye'nin hemen hemen bütün illerinde aynı.

İnsanlar kısıtlamaya uymuyorlarsa o zaman hafta sonları fırınlar, sağlık hizmeti veren kurumlar hariç marketler, kasaplar, manavlar, bakkallar, bayiler de kapatılmalı.

İnsanlar iki günlük ihtiyaçlarını hafta içerisinde tedarik etmeliler.

Sokak kısıtlması olduğu günlerde marketlere giden insanlara bakıyorum elinde tuvalet kağıdı paketi, yağ, kuru bakliyat, şampuan alıyorlar.

Hatta bir ekmek alanları bile görüyorum.

Be mübarek bu aldıklarınız sokak kısıtlması olduğu gün mü bitti?

Alışveriş bahane.

Asıl amaç sokakta dolaşmak.

Tek başına olsalar hadi tamam diyeceğim.

Markete yanında iki-üç komşusu, arkadaşı ile gidip gelenler var.

Evinin yakınında market olmasına rağmen, gezmek olsun diye 4-5 kilometre uzaktaki marketlere gidiyorlar.

Sözde araçla gitmek yasak.

Ama cadde ve sokaklarda araçlarıyla tur atanlar bile var.

Bu şekilde salgının önüne geçmek mümkün değil.

Tekrar ediyorum.

Cumartesi ve pazar günleri hareketliği önlemek adına tam kapanma uygulanmalı.

Sadece ekmek üreten fırınlar açık kalmalı.

BAŞHEKİM KARAGÜLLE'DEN ÖNEMLİ UYARI

Facebook'ta yapılan paylaşımları incelerken Eskişehir Yunus Emre Devlet Hastanesi Başhekimi Dr. Mustafa Karagülle'nin paylaşımı gördüm.

Ne yazdığını merak ederek bir solukta okudum.

Benim yukarıda yazdıklarıma benzer konulara değinmiş ve Eskişehirlileri şöyle uyarmış:

'Sevgili dostlarım, Covid-19 salgınında ülkemizde ve ilimizde vaka sayısının diğer günlere nazaran daha yüksek olduğu bugünlerde , sokağa çıkma yasağının olduğu günde dahi sokakların , marketlerin hınça hınç dolu olması çok üzücü. Devletimizin salgını önlemek için aldığı tedbirlere tüm halkımızın hassasiyet göstermesi , zorunlu olmadıkça evinde kalması, toplu iş ve işlemlerden uzak durması mutlak elzemdir. sokağa çıkmanın yasak olduğu günlerde vatandaşın zorunlu ihtiyaçları için sunulan hakları başka amaçlar uğruna kullanması tüm dünya ve ülkemiz içinde zor günleri geriye bırakmayı daha da zorlaştırmaktadır. Bu zor süreçten biran önce kurtulmanın en kolay yolu tedbirlere ve alınan kararlara tam uyumlu olmaktır. Sevdiklerimizle güzel günlerde birarada olmak istiyorsak tedbirlere uyalım. Bir süre daha sevdiklerimizi ve dostlarımızı görmeden, sadece sesini duyarak uzaktan sevelim. Kurallara uymazsak ne güzel günleri görebiliriz ne de sevdiklerimizi görebiliriz hatta duyamayabiliriz. Sıkıldığımız evlerimizdeki yaşam , yoğun bakımdaki yaşamdan çok daha güzel ve konforludur. Nefes açlığı, her türlü açlıktan daha güçlüdür. Lütfen elimizdeyken ve imkanımız varken nefesimizin, sağlığımızın, hayatımızın, sevdiklerimizin kıymetini bilelim. En güçlü silahımızın; 'Tedbirlere uyum, çekirdek yaşam, minimum temas' olduğunu unutmayalım. Haydi Türkiye , Haydi Eskişehir , bunu başaracak kuvvet damarlarındaki asil kanda mevcut.'

BAŞKAN KAMIŞ'DA CENAZELERDEKİ KALABALIKTAN YAKINDI

İngiltere Kraliçesi'nin eşi Prens Philip'in; 'vefat ettiği' haberini izlerken haberi okuyan spikerin söylediklerini duyunca kulaklarıma inanamadım.

Yanımda eşim de vardı.

'Sen de duydun mu?' diye sordum.

'Neyi?' dedi.

Spiker haberi okurken, 'İngiltere Prensi Philip'in cenaze törenine katılımcı sayısı sadece 30 kişi ile sınırlandırıldı' dediğini.

'Evet duydum' dedi.

'İşte medeniyet budur. Yani devlerin koyduğu kurallara önce devleti yönetenler uyacak' dedim.

Koskoca İngiltere Prensi'nin cenaze törenine kovid önlemleri nedeniyle 30 kişinin katılması sınırı konuluyor.

Türkiye'de ise televizyonlardan izliyorum bir bakanın annesinin cenaze namazına, bir tahrikat liderinin cenazesine devlet büyükleri dahil binlerce insan katılıyor.

Pazartesi günü akşamı haberlerde gördüm.

Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur'un cenaze törenin de de benzer kalabalık.

Ondan sonra da, 'Türkiye AB'ye girmek için uğraşıyor' diyoruz.

Bizim canımız İngilizlerden daha mı kıymetsiz?

Onlarda Prensi Philip'in cenaze törenini binlerce kişiyle yapamazmıy dı?

9.Bölge Eskişehir-Bilecik Eczacı Odası Başkanı Ecz.Metin Kamış yaptığı açıklamada,'

Bu Nasıl Bir Akıl Tutulmasıdır?' demiş ve pandemi kurallarına uyulmamasına tepki göstermiş.

Metin Kamış'ın açıklaması şöyle:

'Bazen insanları anlamak gerçekten çok zor. Pandemi sürecinde yetkililer de, vatandaş olarak bizler de maalesef sınıfta kaldık. Yöneticiler kısmında; pandemi kurallarının belli olmasına rağmen başta kendilerinin bu kurallara riayet etmemesini, sadece cenazelere katılımlarına ve kongrelere baktığımızda açıkça görebiliriz.

İngiltere'de Prens Philip'in cenazesine katılımın 30 kişi ile sınırlandırılması sonrası başbakan açıklamasında; 'Ben, aileden bir kişinin daha katılabilmesi için hakkımdan feragat ediyorum' derken, bizdeki cenazeleri görünce içimizin sızlamaması elde değil. Bizler de vatandaş olarak üzerimize düşen görevi yapmıyoruz. Hafta sonu sokağa çıkma yasağı uygulamasında, sanki böyle bir uygulama yokmuş gibi herkes dışarıda. Günlük 55-60 bin civarındaki vaka sayısını böyle düşürmemiz çok zor görünüyor. 'Nasılsa bana bir şey olmaz ya da çok sıkıldım artık' anlayışlarından biran önce kurtulmak lazım. Bakın ben aşı olduğum halde her gün çift maske ile dışarı çıkıyorum. Aşılanma süreci toplumun büyük kısmını kapsayana kadar kurallara uymak zorundayız. Sağlık altyapımız ne kadar iyi olsa da bizlerin de mücadele edebileceği bir potansiyel mevcut. Ne kadar kurallara uyarsak, bu süreci o kadar kısa sürede atlatırız.'

* * *

Birisi doktor diğeri eczacı.

Her iki sağlıkçı da insanları uyarmışlar.

Ama bu uyarılara kim uyacak?

Evde canı sıkılan kendisini sokağa atıyor.

Başhekim Mustafa Karagülle ve Eczacılar Odası Metin Kamış'ın bu uyarılarının ne kadar faydası olacak?

Özellikle cumartesi ve pazar günü şehrin muhtelif yerlerini dolaşıp tespit yapacağım.

Haftaya pazartesi günü de yazacağım.

* * *

Eskişehir'de 'sınavlar iptal edilsin' çağrısı

Eğitim-Sen Eskişehir Şube Başkanı Faik Alkan, öğretmenlerin hala aşılarının yapılmadığını, Türkiye genelinde 87 öğretmenin koronavirüsten hayatını kaybettiğini bu nedenle sınavların iptal edilmesi çağrısı yaptı.

Türkiye genelinde vakalar, ölümler her geçen gün artıyor.

Vaka sayısında dnyada ikinci, Avrupa da birinci sıraya oturduk hala kısmi kapanma kararı alınmıyor.

İnsanlar adeta arı kovanındaki arılar gibi sokaklar ve caddelerde elini kolunu sallaya sallaya geziyor.

Okullarda 8 ve 12'nci sınıflarda yüz yüze eğitimlere devam ediliyor.

Neymiş?

O çocuklar sınava gireceklermiş.

Lafa gelince 'insan sağlığı herşeyden önemli' diyoruz.

Yüz yüze eğitime devam eden çocukların ve öğretmenlerin sağlıkları önemsiz mi?

* * *

Eğitim-Sen Eskişehir Şube Başkanı Faik Alkan'ın basın açıklaması metnini okudum.

Bende bu metnin altına imzamı atarım.

Faik Alkan ne demiş?

'Bugüne kadar ülkemizde 87 öğretmen hayatını kaybetti. Eğitim emekçisi arkadaşlarımızı aşılanmadıkları, düzenli test yapılmadığı, eğitim kurumlarında gerekli önlemler alınmadığı için önlenebilir ölümler sonucu kaybettik. Her gün 8. ve 12. sınıflarda eğitim yapan okullardan vaka haberleri geliyor. En son Atatürk Ortaokulu ve Necip Fazıl Yıldırım Ortaokulu yerinde bir kararla uzaktan eğitime geçti. Eskişehir'de yüz yüze eğitime devam eden 8 ve 12'nci sınıflarda öğrencilerin derse katılım oranı yüzde 10 nu geçmemektedir. Örneğin Melahat Ünügör Ortaokulunda 450 öğrenciden 50 öğrenci derse devam etmektedir. En merkezi okullarımızdaki bu oran çevre okullarda ve ilçelerde yüzde 5'e düşmektedir. Bu okullardaki öğrenciler ve öğretmenlerin birçoğu risk altında toplu taşıma ile okullarına gidiyor. Acilen bu okullarda uzaktan eğitime geçilmez ise tablo daha da ağırlaşacaktır. Ayrıca Rehberlik Araştırma Merkezi (RAM) ile Bilim Sanat Merkezi (BİLSEM), ortaokul ve lise öğretmenleri de aşılama grubu içinde yok. LGS ve YKS'ye girecek 8. sınıf ile 12. sınıflarla ağustos ayından bu yana yüz yüze eğitim yapılıyor. Aşılama takviminde yoklar. Başta Liseye Giriş Sınavı olmak üzere merkezi sınavlar iptal edilmelidir. Hiçbir sınav yaşamdan, sağlık hakkından, öğrencilerimizin eğitim hakkından değerli değildir.'

* * *

Kısmi kapanma geldi.

Ama öğretmen ve öğrenciler okullarında.

Her gün toplu taşıma araçlarına biniyorlar.

TV haberlerinde izliyoruz.

Hasta insanlar başkalarının HES Kodları ile dolaşıyor.

Toplu ulaşım araçlarına biniyorlar.

Öğretmen veya öğrenciler bu araçlarda kaptıkları virüsü evlerine, okula taşıyorlar.

En azından Ramazan Bayramı sonuna kadar 8 ve 12'nci sınıflarda da yüz yüze eğitime ara verilmeli.

Bu öğrencilerde diğerleri gibi uzaktan eğitimle sınavlara hazırlanmalı.

* * *

RAMAZAN BAYRAMI'NDA 9 GÜN KAPANMA!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta uygulamaya başlanan ek önlemlerin, kımsi kısıtlamaların iki hafta gözlemleneceğini, vaka sayılarında düşme olmaması halinde yeni tedbirlerin gelebileceğini söylemişti.

Ramazan ayının başlamasıyla kahvehane, kafeler, lokantalar gibi işletmeler kapatıldı.

Günlük sokak kısıtlaması akşam 21.00'den 19.00'a çekildi.

65 yaş ve üzerindekiler ile 20 yaş ve altındakilere toplu ulaşım araçları yasaklandı.

Ancak baktığımda gündüz saatlerinde caddeler, marketler ve AVM'lerdeki yoğunluk devam ediyor.

'İşi olmayanlar mümkünse sokağa çıkmasınlar' deniliyor.

Ancak ne kurallara uyan var ne de kısıtlamalara.

Bazı insanlar herhalde hastalığa ya inanmıyor ya da; 'Ben kendimi koruyorum. Bana bir şey olmaz' diyor.

Sağlık Bakanlığının vaka sayılarındaki artışları ve inişleri gözlemleri sürüyor.

Açıklanacak yeni verilere göre de alınacak ek önlemler arasında Ramazan Bayramı süresince sokak hareketliğini önlemek adına 'sokak kısıtlaması' söz konusu.

9 GÜNLÜK KAPANMA

Beklenen gelişme yaşanırsa tedbirlerin etkileri 10 gün içinde tabloya yansıyacak. Eğer bu sağlanamazsa Erdoğan'ın kabine toplantısı sonrasında belirttiği daha sıkı tedbirler gündeme gelecek.

Hedeflenen rakamlara ulaşılamazsa Ramazan Bayramı'nı da kapsayacak en az 9 günlük tam kapanma masadaki konular arasında yer alıyor.

KUAFÖR VE BERBERLER VE AVM'LERDE KAPATILABİLİR

2 haftalık kısmi kapanma sürecinde öncelikli hedef vaka sayısını 50 binin altına düşürmek.

Vakalar düşmezse bundan bir sonraki aşama da, 'AVM'lerin, kuaför, berber salonlarının kapatılması, okula giden çocukların (8 ve 12'nci sınıflar ile okul öncesi) artık hiçbirinin okula gitmemesi, özel sektör ve kamuda çalışma ile ilgili kısıtlamanın iyice arttırılması gibi bileşenler söz konusu olabilir' şeklinde yorumlar yapılıyor.

* * *

Ya tedbirlere uyarak vaka sayılarının düşmesine katkıda bulunacağız ya da Ramazan Bayramı'nda 9 gün süreyle yaşlı genci hepimiz evlerimize kapanacağız.

Karar sizin, bizim yani hepimizin.

* * *

Hedefinizi Belirleyin

Basarinin temelleri, amacınızı tespit etmekle atilir.

Başarı için, öğrencinin hayattan ne beklediğini amacının ne olduğunu bilmesi gerekir.
Başarılı olmanın tek ve mutlak ölçüsü iyi bir üniversiteye girmek, herkesin gıpta ettiği bir mesleğe sahip olmak değildir.
Elbette önemlidir ama İnsan, yetenekli olduğu çok değişik alanlarda, severek yapabileceği çeşitli işlerde kendini ortaya koyabilmişse, yaşamdan zevk alan biri ise, başarılı olmuş demektir.
Hayatta en büyük amaç mutlu olmaktır.
Her şey bunun uğruna yapılmaktadır. Ancak herkesin mutlu olmak için kullandığı araçlar farklıdır.
Çalışmanızın yönünün belirlemek ve çalışma isteğinizi sürekli tutmak için yapmanız gereken en önemli şey, sizi ilerde umutlu edecek yolu belirlemektir.
Neye ulaşmak için çalıştığınızı bilmeniz gerekir.
Başari tek başina olmaz. Mutluluk, cevre, motivasyon, paylaşim, bilgi. Ama ilk yapılmasi gereken belirlediginiz hedeftir.
Hedef ve mücadele başarıyı getirir. Birileri tarafindan takdir görmekse özgüveni yükseltir. Bu sayede basarinin zirvesine tırmanma şansınız artar.

(alıntı)

* * *