Başta komşu ilimiz Kütahya Belediyesi olmak üzere Türkiye'de bazı belediyeler, şehir içi toplu ulaşım araçlarını kullanan şehir halkının kışın soğuktan, yazın sıcaktan koruyan kapalı duraklar yapmaya başladılar…

Kapalı durakların içerisinde klimalar var…

Kışın sıcak, yazın serin oluyor durakların içi…

Otobüs bekleyenler soğuktan üşümüyor, sıcaktan da pişmiyorlar…

Eskişehir'deki durakların çoğunluğunun sadece üzeri kapalı…

Duraklarda bekleyenler yağmur ve kar yağdığında ıslanıyorlar…

Birçok durağında üstleri açık…

Yağmur ve kara karşı koruma yok…

Eskişehir Türkiye'de birçok ilde yaşayanların gelip görmek istediği il oldu…

'Çağdaş-modern il olduk' diyoruz…

Bunda bir sıkıntı yok…

Doğruya doğru…

Yılmaz Büyükerşen'in Büyükşehir Belediye Başkanı olmasıyla Eskişehir adı üzerindeki 'Eski' kabuğunu kırdı.

Bugün gerek hafta içi gerekse hafta sonları binlerce turist geliyorsa bunda çok ama çok büyük katkısı var…

Eskişehir'e gelenlerin yarısı 'Balmumu Heykeller Müzesi ile Cumhuriyet Müzesini gezmeye geldik' diyorlar…

* * *

Ancak çağdaş-modern bir ilde hala üstü kapalı açık durak yerlerinin olması yakışmıyor…

Hele hele komşumuz Kütahya'da bile bırakın üstü açık durağı, klimalı duraklar olması Eskişehirlileri özendiriyor…

Tramvay durakları çok kalabalık oluyor…

Tramvay duraklarının sadece oturakların bulunduğu kısımların üstü kapalı…

Yağmur yağdığında birçok yolcu kapalı alanın dışında kaldığı için ıslanıyor…

Haklı olarak, tramvay duraklarının üzerlerinin tamamen kapanmasını istiyorlar…

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ile ES Ulaş yetkilerinin bu konuya kulak vererek gereken hassasiyeti göstereceklerine inanıyorum…

Belki Eskişehir gibi cadde ve sokakları çok dar illerde 'kapalı durak' yapmak kolay değil ama bunun da bir çaresi vardır diye düşünüyorum…

* * *

Köpek ile Leoparın İmtihanı

Adamın biri Afrika´da safariye çıkarken, yanına köpeğini de almış.
Köpek bir gün ormanda dolaşıp, kelebekleri kovalar, çiçekleri koklarken kaybolduğunu fark etmiş.

Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve belli ki günlük yiyeceğini arıyor.
–'Şimdi başım dertte' diye düşünmüş köpek.
Etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını leoparın geldiği yere dönerek kemikleri kemirmeye başlamış, bu arada da arkadaki hareketi kestirmeye çalışıyormuş.
Leopar tam saldıracakken köpek kendi kendine konuşmuş:
–'Ne kadar lezzetli bir leoparmış. Acaba etrafta bundan bir tane daha var mı?'.
Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına saklanmış:
–'Tam zamanında kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacaktım' diye düşünmüş leopar…
Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş, bildiklerini kullanarak bundan sonra kendisini leopardan kurtaracağını düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatmış

Leopar köpeğin yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna, 'atla sırtıma, gidip şunu yakalayalım' demiş.
Az önceki yerde bekleyen köpek, bakmış kızgın leopar sırtında maymunla birlikte süratle kendisine yaklaştığını fark etmiş.

Ne yapacağını düşünürken, kaçmaya da kalkmamış.
Bunun yerine arkasını leoparın geldiği yöne dönerek kemikleri kemirmeye devam etmiş.
Tam leopar saldıracakken, yine kendi kendine konuşarak leopara duyurmuş:
-'Şu aptal maymun da nerede kaldı? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim, hala haber yok!'.
Diplomasi denen şey bu…
Yapabiliyorsan; hızlı düşün, sakin ol, güçlü görün, düşmanını kendi silahı ile yen…