Bir yandan günlük yaşamımızın koşuşturmaları, diğer yandan görsel ve sosyal medyadan yapılan kalitesiz bombardımanlar, zamanımızı ve zihnimizi büyük bir baskı altına alsa da her şeye rağmen 'okumak ve yazmak' gerekiyor.

Çünkü baş döndürücü biçimde gelişen iletişim teknolojisinin hiçbir malzemesi, insanın ve toplumun gelişimi açısından çok önemli olan o iki gizemli geleneksel sözcüğün yerini tam olarak dolduramıyor: 'Okumak ve paylaşmak…'

Bu düşüncelerle son okuduğum bir kitabı sizlerle paylaşmak istiyorum:

'Fırtınalı Denizin Kıyısında, Sansal Dikmen Kitabı, Söyleşi: Derviş Aydın Akkoç, Ayrıntı Yayınları, 240 sayfa.'

Şansal DİKMEN kitabın girişinde şöyle diyor:

'Bu kitap bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinin ölümsüz kahramanı Behice BORAN'a; mücadelenin dokusunu ipek böceği sessizliği ve karınca kararlılığıyla ören Nihat SARGIN'a; sosyalizmin ışığını bilge kişiliğinde yansıtan Sadun AREN'e ve TİP güzelliğini yaratan, yaşatan, katılan, TİP'e gönül vermiş herkese armağan edilmiştir…'

Şansal DİKMEN Kimdir?

Şansal DİKMEN, 1942 yılında Giresun'un Bulancak ilçesinde doğdu. Liseyi İstanbul Vefa Lisesi'nde okudu. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden 1963'te mezun oldu. 1967 yılında Bulancak'ta avukatlığa başladı.

Üniversite öğrenciliği sırasında TİP'e üye olan Şansal DİKMEN, TİP'in 1970 yılında yapılan 4. Büyük Kongresi'nde GYK üyeliğine seçiliyor. 1975 yılında başlayan ve 12 Eylül 1980'e kadar süren 2. TİP döneminde ise Giresun İl Başkanlığı görevini yürütüyor. TİP'in 24 Şubat 1979'da İstanbul'da yapılan son büyük kongresinde divan başkanlığı yapmış ve bu kongrede MYK yedek üyeliğine seçilmiştir.

12 Eylül sürecinde tutuklanmış ve TCK'nin 141. Maddesinden yargılanarak beş yıl hapis, bir yıl süreyle Kayseri'de zorunlu ikamet cezası almıştır. Toplamda iki yıl çeşitli cezaevlerinde yatmıştır.

Özetle, 1960'lı ve 70'li yıllarda Doğu Karadeniz'de TİP örgütlenmesinin ve hatta demokrasi mücadelesinin öncüsü ve emektarıdır.

1987 yılında TİP ve TKP'nin birleşmesiyle kurulan TBKP sürecine katılmayan Dikmen, 1994- 2004 yılları arasında on yıl Giresun Baro Başkanlığı yapmıştır.

1. ve 2. TİP dönemlerinin ikisinde de merkez organlarında görev yapan ve bugün hayatta olan az sayıdaki kişilerden birisi olan Şansal DİKMEN'in bir başka önemli özelliği de 'taşrada siyasal örgütlenmenin zorluklarını' yaşamış olmasıdır.

Taşrada TİP'li (Sosyalist) Olmak

Kitapta TİP odaklanması altında 'büyük siyasetlerin ve büyük adların yer aldığı merkeze değil, aksine çepere; mekansal olarak yine büyük kentlere değil, taşraya bakarak bir anlatı geliştirilmiş. Sol- sosyalist anlatıların sadece büyük adların etrafında geliştirilmesine yapıcı bir itirazdır bu kitap…'

Bencileyin yaşamının 1960'lı ve 70'li yıllarını taşrada/kırsalda geçirerek demokrasi mücadelesine katkıda bulunmaya çalışanlar, eminim bu kitapta kendilerinden çok şeyler bulacaklardır…

Çocukluğunu ve ilk gençlik yıllarını Bulancak ve Giresun gibi kozmopolit bir çevrede ve aydın bir aile ortamında yaşayan Şansal DİKMEN'in anılarından güncel dersler çıkarılacak birçok örnek var.

· 1957 sonrası DP ve Menderes'in diktatörlüğe giden yolda yaptıkları, günümüzde AKP ve RTE'nin yaptıklarına çok benziyor…

· 27 Mayıs 1960 ve sonrasında, toplumun bir bölümü umudu ve coşkuyu yaşarken diğer bir bölümü hüznü ve umutsuzluğu yaşamaktadır…

· 1960'lı ve 70'li yıllarda sol/ sosyalist hareket içindeki kısır tartışmalar, bugün de benzer biçimde sürüp gitmektedir…

· 1969'da Doğu Karadeniz'de yapılan 'Fındık Mitingleri'ndeki heyecanlı katılımın verdiği umutlar, Gezi Direnişi'ni andırmaktadır…

· Şansal Bey'in o yıllarda yaşadığı ve tespit ettiği gibi, işçi ve emekçi kitlelerin sosyalist örgütlenmeye uzak durmaları sorunu günümüzün de temel sorunudur…

Sözlü Tarih Çalışmalarının Önemi

Bilindiği gibi 'sözlü tarih' yöntemi, 'yaşayan bireylerin belleğe dayalı sözlü anlatılarıyla tarihsel bilgi üreten bir araştırma yöntemidir.'

Özellikle sol/ sosyalist mücadele tarihi gibi yazılı belgeleri kısıtlı olan bir alanda sözlü tarih çalışmaları çok önemlidir. Ülkemizin yakın demokrasi tarihinde, bugüne ve geleceğe ışık tutacak kayıt altına alınması gereken o kadar çok ve önemli anı var ki…

Ancak elbette ki bu çalışmaların nesnel, doğru ve güvenilir olması gerekir. Ayrıca anılarını anlatan ve söyleşiyi yapan kişilerin de alan bilgilerinin yeterli olması gerekir.

Fırtınalı Denizin Kenarında kitabına bu bağlamda bakınca, hem anılarını anlatan Şansal DİKMEN hem de söyleşiyi yapan Derviş Aydın AKKOÇ insana güven veriyor. Kendilerini kutluyorum.

Sevgiyle dostlukla

***

İZNİNİZLE

2- 10 Haziran 2014 tarihleri arasında eşimle birlikte bir Orta Avrupa turuna katılacağız. Bu nedenle izninizle yazılarıma ara veriyorum. 10 Haziran'dan sonra KESİT köşesinde yeniden buluşmak dileğiyle hoşça kalın.