Dökme ucuz kitap satan tezgahların birinden almıştım.

Adalet Ağaoğlu'nun 'Göç Temizliği' kitabını.

Taşınma öncesi evinde yaptığı temizliği anlatıyor. Projektörleri kendi hayatına çevirmiş, anı-roman olarak kurgulamış, otobiyografik bir kitap.

Bir yönden de geçmişiyle hesaplaşıyor:

'Anılarda göç temizliği'

***

Bizim hayatımızın da zaman zaman temizliğe ihtiyacı olur.

Göç hep ev taşımakla olmaz ya!...

'Bir hayat tarzından, başka bir hayat tarzına geçiş' de bir göçtür.

Hayat tarzının göçü…

Meslek değiştirilir örneğin. İş değiştirilir, çevre değiştirilir. Örneğin emekli olunur.

Her değişim bir göçtür. Hayat tarzını değiştirir insanın.

Ayrıldığı hayatın anılarını da sırtlanarak…

'Yürekte birikenlerin birlikte götürülmesine izin var.'

***

Eylül ayında 40 yıl süren bir hayat tarzından, başka bir hayat tarzına göç ettim. Biriktirilmiş materyalleri, gönlümdeki birliktelikleri, yüreğimdeki yaşanmışlıkları paketleyerek…

Madem göç var, işe yaramayanları temizlemek gerek. Kitaplıktan başladım. Kitaplar, ansiklopediler, dergiler, broşürler, defterler, kağıtlar, kartonlar…

Tek tek inceleyip geri dönüşüme yolladım, tam 40 market poşetiyle.

Atamadıklarım bir tarafa…

Neden çöp evlerin altından çoğunlukla öğretmenlerin çıktığını galiba anlayabiliyorum.

Kıymak, kıyabilmek o kadar zor ki!...

Her biri anı yüklü, emek yüklü.

***

Ya anılarda temizlik!...

Zor olan bu! Terapi yapar gibi, beyni temizlemek…

Aklıma gelince yüzüme gülümseme, yüreğime sıcaklık veren anılarımı saklamalıyım.

Onları atmak mümkün değil!

Tanıdığım, sevdiğim çocuklarımı. Şimdi birer yetişkin olan, ama benim dünyamda halen canlı canlı o zamanki gibi duran küçük öğrencilerimi. Benim çocuklarımı…

Sabahları yine sıcak bir 'günaydın'la bana sarılsınlar, Minik ellerini temiz güven duygularıyla uzatsınlar. El ele yapacağımız yürüyüşlere eşlik etsinler, çocuk sıçramalarıyla.

Duru dilleriyle; yüzlerine taşıdıkları duygularını, sitemlerini, sevgilerini, sorunlarını, sevinçlerini paylaşsınlar.

Parmaklarını bir mızrak gibi çığlık çığlığa göğe uzatsınlar, çift ayak tepinsinler öğrendiklerini söyleyebilmek için.

'Dünyanın en güzel şamatası' içinde yaşasınlar benimle.

***

Birlikte aynı zamanı, aynı duyguları paylaştığım güzel insanlar. Güven alan, güven veren, yanımda rahatlayan, yanlarında huzur bulduklarım…

Onlara dokunamam!

İncitmeden yerleştirdiğim anı kutusunda taşımalıyım onları.

Zihnimin kıvrımlarına yerleştirdiklerimi ara sıra ziyaret edip tatlı tatlı gülümsemeliyim.

***

Çok akıllı, tedbirli davranan biri değildim. Hep 'rüzgarın götürdüğü yere' gittim. Karşıma aldıklarım, karşısında durduklarım oldu.

Geçmişte kalan; içimi acıtan, hayatımda onulmaz olumsuz izler bırakanları silmeliyim anılarımdan. Tekrarlanma olanağı bulunmasın diye, kalıcı çöpe atmalıyım; rahatsız eden, tedirgin eden yaşanmışlıkları, olayları… Hakaret ve kötülükleriyle baş başa bırakmalıyım.

Yazıklanmalarımı silmeliyim geçmişimden.

'Keşke' diye başlayan hiçbir cümle kalmamalı.

Beni üzenlere göç temizliği…