Yılmaz Özdil İzmirli. Biliyorsunuz. Geçenlerde birine kızmış. Kime kızdığını... Kızdığı kişinin adını sanını yazmaya lüzum yok. Vatandaşın biri diyelim.
Sıradan bir vatandaş olmasa da...
Ne olmuş?
Yılmaz Özdil'i o kadar kızdıran ne?
Kendisinin de İzmirli olduğunu söylemiş bu vatandaş.
Çıkar uğruna belki...
Yılmaz Özdil de,
“Sen İzmirli değilsin kardeşim!” diyor.
“Ben İzmirliyim!
İzmirli nasıl olur bilirim.
İzmirli mert olur.
İzmirli, simide gevrek der.
Çekirdeğe çiğdem der.
Domatese domat der.
İncire yemiş der.
Hıyara hıyar der.
Adamın hıyarına da hıyar der!
Sen İzmirli değilsin.
Sen hıyarsın!”
Haydaa!
Oldu mu şimdi?
Böyle her istediğimizi yazabilir miyiz yazılarımızda?
Yılmaz Özdil olsak bile…
***
Geçen haftalarda, “Öfkeli Vatandaşlar” diye bir yazı yazdık.
Yaşlı bir vatandaşı kırdık…
İncittik diye yüreğimiz titredi.
Keşke yazmasaydık!
Yazdığımız yazıyı okuyunca yanımıza geldi o yaşlı vatandaş.
“Ayıp değil mi kardeşim!” dedi.
“Yine ne yaptık?”
“Yaşlı, bunak, huysuz; her şeye kızan biri diye yazmışsın beni!”
Anlaşılan…
Anlaşılan her şeye kızan vatandaş, her şeye kızdığını yazdığımıza da kızmış.
“Kızma öyle, altı üstü bir yazı. Senden başka okuyan da yok zaten yazdığımız yazıları!” dedim.
“Niye yazıyorsun o zaman bu saçma sapan şeyleri?” dedi.
Sonra elini masaya vurdu “küt!” diye.
“Öyle her istediğini yazamazsın kardeşim!” dedi.
***
Haklı mıydı?
Haklıydı.
Öyle her istediğini yazamazsın.
Yılmaz Özdil olunca değişir mi bu?
Değişmez!
Yazı aracılığıyla insanlara kızamazsın.
Laf sokamazsın!…
Olmaz!
Karşındaki halk düşmanı bile olsa…
Hırsızın…
Uğursuzun…
Hak yiyicinin teki bile olsa…
Olmaz öyle hıyar mıyar!
Ne diyor vatandaş?
“Öyle her istediğini yazamazsın kardeşim!”