“Mutlaka sürecin içinde olacağım”

Geçen haftaki yazımda, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Avukat Ayşe Ünlüce’nin kongre süreçleriyle ilgili olarak görüşlerini aktarmaya ve yorumlamaya çalışmıştım. Bu hafta yine Ayşe Başkan ile devam edelim.

Ayşe Başkanın yerel seçimlerde kullandığı zarif politik siyasi üslup tüm kentte takdirle karşılanmıştı. Siyasette nezaket dilinin ne kadar önemli olduğunu, seçimi kazanarak ispat etmişti. Ayşe Başkan aynı üslupla siyaset etmeye yani yönetmeye devam ediyor.

Cumhuriyet Halk Partisi kongreler sürecinde de, aynı zariflikle ve incelikle görüşlerini açıklıyor.

Diyor ki Ayşe Başkan,

“Mutlaka sürecin içinde olacağım”

Ben şöyle bir tarihsel sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Önümüzde ilk yapılacak erken seçime, artık biz bu kadrolarla gideceğiz. Hem Eskişehir’de hem Türkiye’de yenilenen kadrolarla beraber gideceğiz. O yüzden, burada görev alacak arkadaşlarımızın bu heyecanı, bu enerjiyi ve ülkenin şu an içinde bulunduğu kritik eşiğin bilincinde olarak, gece-gündüz demeden çalışacak, topluma umut aşılayacak ve gelecekte nasıl bir Türkiye inşa etmek istediğimizi anlatacak, bu sorunlardan nasıl kurtulacağımızı anlatacak bir ekiple yola devam etmemiz lazım. Ama kongrelere karışmakla, karıştırmayı karıştırmamak lazım diye düşünüyorum. Sonuçta elbette sürecin içinde olacağım, bir partili olarak, bu partinin belediye başkanı olarak, mutlaka sürecin içinde olacağım. Ama bu sürecin demokratik ve biraz önce söylediğim gibi, yeni bir güçlü kadroyla, elbette devam etmek isteyen arkadaşlarımızın da enerjisiyle, güzel bir kadroyla, ilk genel seçimi kazanarak iktidar olarak ülkemize umut olmak için, kadrolarla ilgili dahlimiz olabilir. Süreç bu. Yoksa onun dışında demokratik yarışa saygılıyız, herkes aday olabilir. Herkes bu süreçte delege olma, ilçe başkanı, il başkanı olma hakkına sahiptir. Kendisini doğru ifade eden, geleceğe partimizi en iyi şekilde taşıyacak kişilerin de elbette ki yanında olacağız.”

Ayşe Başkan, geçmiş kongre süreçlerinin fiilen içinde olmamasına rağmen, ne olup bittiğini çok iyi bilen bir kişi. Rahmetli eşi Avukat Aydın Ünlüce de 24 saat politik ve siyasi yaşamın içindeydi.

Dolaysıyla, Ayşe Başkan da aynı süreçleri çok iyi biliyor ve ona göre;

Önce partili olarak, partinin belediye başkanı olarak ve partiyi iktidara taşıyacak kadroların içinde olan birisi olarak, kongrelerle belirlenecek başkanların, yeni yönetimlerin, iktidar hazırlığı yapan, her türlü mücadeleye hazır olan ve nitelikli ve liyakatli kişilerden oluşması için “mutlaka sürecin içinde olacağım” diyor.

Neden böyle düşündüğünü anlamaya çalışalım;

CHP’de en son yapılan il kongresine geri dönelim.

Tepebaşı ve Odunpazarı merkez ilçeleri, il kongrelerinde hep karşı karşıya gelirler, il başkanlığını kazanma üzerinde yapılan hesaplar neticesinde, yönetimler il başkanının istediği gibi olmazdı. Bunun sonucunda birlikte çalışma olanakları azalırdı. Hatta il başkanını düşürmeye kadar gidecek planlar bile yapılırdı.

Son yapılan il kongresinde de yaşanan yoğun rekabet nedeniyle, yine böyle bir telaşla yapılan listelerin ortaya çıkmasına rağmen, bu gün böyle soğuklukların yaşanmıyor olmasının sebebi, seçimin ertesi günü belediye başkanlarının uyum içinde çalışma kararlılığıdır. Başkanların bu kararlılığı olumlu yönde tüm yönetimlere yansıdı ve başarı geldi. Talat Yalaz il yönetim kurulundan çok memnun.

Odunpazarı Belediye Başkanı Avukat Kazım Kurt, seçimin ertesi günü Talat Yalaz’ı tebrik etmiş ve “emrindeyiz” demiştir.

Tepebaşı Belediye Başkanı Dt. Ahmet Ataç, Talat Yalaz’a, “kendine asla Tepebaşı İl Başkanı dedirtme”, Tepebaşı örgütünün ve belediyesinin etkinliklerine -bir katılıyorsan-, Odunpazarı örgütünün ve belediyesinin etkinliklerine -üç katıl- demiştir.

Tepebaşı ve Odunpazarı belediye başkanları ve örgütlerin bu yaklaşım içinde olmalarının sebeplerinden biri de Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Avukat Ayşe Ünlüce’nin birleştirici, bütünleştirici ve kapsayıcı yaklaşımlarıyla olumlu, iyi niyetli bir hava yaratmasıdır. Her iki belediye başkanına “abi” diye hitap eden Ayşe Başkan onların gönlünü ve güvenini kazanmıştır.

Bunu Kazım Kurt’un kurduğu cümlelerden daha iyi anlıyoruz;

Ayşe Hanım, Yılmaz Hoca’ya göre, objektif durabilen, “ne yapalım abi” diyen bir belediye başkanı olduğu için daha kolay uyum sağlamak mümkün oldu. Halk nezdinde de sempatik ve sevimli biri olduğu için de. O nedenle Ayşe Hanım’ı doğru bir değerlendirme yaptığımız sürece şanstır.”

Bu birlik beraberlik içinde olmak CHP üyelerinin, seçmenlerinin ve halkın özlediği ve takdir ettiği bir tablodur.

Bu tablo, parti içinde kaos ortamından beslenmeyi planlayanların işine gelmeyebilir. Ancak üç belediye başkanı da bunun farkında ve bilincinde olduğu için sürecin içindeler.

Üç belediye başkanı da mevcut yönetimlerin başarılı olduğunun altını çizerek ve bu başarılı yönetimlerle devam etmek istemesinin neresinde bir yanlışlık var.

Söyledikleri net, “demokratik yarışa saygılıyız, herkes aday olabilir” diyorlar. Ayrıca “biz üye ve delegelere güveniyoruz her zaman doğrunun yanında olacaklardır” diyorlar.

Daha ne söylesinler!

Yerel iktidarı kazanan CHP tarihsel bir süreçten geçerken, Genel Başkanı Özgür Özel’in liderliğinde parti ülkenin 1. partisi konumuna gelmişken, iktidara en yakın parti iken; CHP’de beraberlik ve bütünlüğü bozacak söylem ve eylemlerden uzak durulması gerektiğini; CHP üyeleri, seçmenleri ve herkes söylüyor.

Bu bilinçle hareket etmek varken, tersini yapmak kimseye fayda sağlamaz. Kendilerine hiç, hatta eksi yazar.

Bu bilinci; kişisel hırs ve ihtiraslarına kurban edenlere ne diyelim?

Şimdilik hiçbir şey,

Şimdilik hiçbir şey söylememek, çok şey söylemektir diyelim nokta!

-sürecek-