Son günlerde yaşadığımız toplumsal travmalar duygularımızı ve düşüncelerimizi çok yıprattı.
Önce 'Soma katliamı' yüreklerimizi yaktı…
Sonra da 'sanki Soma'nın suçlusu Cumhuriyet değerlerimizmiş gibi', 19 Mayıs umutlarımız karartıldı…
Acıdan ders çıkaracağımız yerde, geçmişten acı çıkarıyoruz sanki…
Oysa böylesi travmatik durumlarda mutlaka doğru bir şeyler yapmak gerekiyor. Hiç olmazsa hani o ak saçlı delikanlılardan oluşan müzik grubu Moğollar gibi 'Hey, bi'şey yapmalı!..' diye haykırmamız gerekiyor.
Soma'da 'Elde Var Hüzün…'
Günlerdir Soma ile ilgili çok şeyler söylendi, yazıldı. Bu konuda toplum olarak 'sözün bittiği yerde' olduğumuz için ekleyecek fazla bir söz kalmadı. Onun için ben birkaç cümleyle bir Soma özeti yapmak istiyorum:
· Soma katliamında 301 can söndü, yüzlerce can yaralandı, milyonlarca yürek yandı…
· İktidar ve yandaşları Soma için bolca dua ettiler ve timsah gözyaşı döktüler…
· Sorumlular Soma acılarının üzerine 'Toma' sürdüler; yetmedi 'tekme' attılar; daha da yetmedi 'Soma'ya kelepçe taktılar…'
Yani Moğollar'ın o güzel şarkılarında dediğince:
'Birisi oy peşinde
Öteki rant işinde
Kıyamet değilse bile
Bi'şey kopmalı…'
Hiç olmazsa Soma'da yaşanan acılardan bugüne ve geleceğimize mutlaka bir şeyler kalmalıydı. Peki, ne kaldı Soma'dan geriye?.. Tıpkı Attila İlhan'ın dediğince 'Elde Var Hüzün…':
'Hayat zamanda iz bırakmaz
Bir boşluğa düşersin bir boşluktan
Birikip yeniden sıçramak için
Elde var hüzün…'
19 Mayıs'ı Yine Duman Aldı…
Bugünkü tam adıyla '19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı' olan ulusal bayramımızın ne denli anlamlı ve önemli olduğunu kısaca anımsayalım.
19 Mayıs'ın temelinde 'emperyalizme ve gericiliğe karşı başkaldırı' vardır. 'Bağımsızlık ve demokrasi' umutları vardır o temelde; 'Atatürk' vardır ve toplumumuzun geleceği olan 'gençlik' vardır.
Onun için 1935 yılından beri 19 Mayıs'lar bir 'ulusal bayram' olarak kutlana gelmiştir.
Ancak AKP iktidara geldiğinden beri, tüm ulusal bayramlarımıza olduğu gibi 19 Mayıs'a karşı da hazımsız davranmıştır. İlk yıllarda ulusal bayram törenlerine katılmamak için bahaneler üreten AKP kodamanları, sonraki yıllarda çeşitli bahanelerle ulusal bayram törenlerini ortadan kaldırmaya başladılar.
Bu bağlamda bu yılki 19 Mayıs törenlerinin iptal edilmesi için ileri sürülen 'Soma gerekçesi' de gerçekçi değildir.
Çünkü çağdaş bir toplum olmanın mayasında 'kederde ve kıvançta birlikte olmak' yatar. Bu nedenle Soma için birlikte yanan yüreklerin, 19 Mayıs'ta birlikte coşması kadar doğal bir şey yoktur.
Ayrıca unutmayalım ki toplumsal acıların en sağlıklı panzehiri de bayramlardır.
Çeşitli bahanelerle dinsel bayramları iptal etmek ne kadar abes ise aynı durum ulusal bayramlar için de geçerlidir.
Önemli olan bayramları bayram yapan öz değerlere toplumca sahip çıkılmasıdır. Bu bağlamda 19 Mayıs'a baktığımızda, toplumsal sahiplenme konusunda sorunumuz olmadığı açıkça görülür.
Sorun, iktidar partisi olan AKP'nin 19 Mayıs'a sahip çıkmamasından kaynaklanmaktadır. Çünkü 19 Mayıs'ın temelinde yatan temel değerler, özellikle 'özgür ve demokratik Türkiye umutları' AKP'nin fıtratında yoktur…
O nedenle bu yılki 19 Mayıs'ta da yine 'Dağ başını duman almış…' tır.
Ancak unutmayalım ki yine 'Güneş ufuktan şimdi doğar…' Onun için 'Yürüyelim arkadaşlar!..'
Yapılması Gereken
Toplumsal sorunlarımız karşısında eğer 'Hey, bi'şey yapmalı!' duyarlılığını gösteriyorsak, önce azimli ve kararlı olmak sonra da bilimi ve demokrasiyi rehber edinmek gerekiyor.
Bu bağlamda Soma benzeri katliamlara yeter artık diyebilmek için yapılması gereken: 'Bilim ve demokrasiye dayalı sosyal devleti güçlendirmektir…'
19 Mayıs benzerinde olduğu gibi ulusal değerlerimizin katledilmesini durdurabilmek için yapılması gereken ise 'toplumsal birliğimizi güçlendirmek yolunda etnik ve dinsel etkinleri kışkırtmak yerine, insan hakları ve demokrasi kültürümüzü güçlendirmektir…'
Çünkü bir ülkede demokrasi zayıflarsa, o ülkede ne madenler ayakta kalır, ne bayramlar, ne de toplumsal birlik…
Eğer bu önerilere uzun vadeli diyorsanız, hemen önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde ve sonrasındaki genel seçimlerde bi'şeyler yapmak gerekiyor…
En iyisi biz bu yazıyı Moğollar'ın şarkısındaki başka bir dörtlükle bitirelim:
'Yolun ortasında
Henüz onaltısında
İnsanım insanım diyorsa
Bi'şey yapmalı!..'
Sevgiyle dostlukla.