Türk halk şairlerinin tartışmasız öncüsü olan ve Türk dilini tüm sadelik ve güzelliğiyle ortaya koyan, arı Türkçenin bayraktarlığını yapan ünlü ozan Yunus Emre, sevgiyi felsefe haline getirmiş örnek bir insandır…

Yaklaşık 700 yıldır Türk milleti tarafından dilden dile aktarılmış, türkü ve ilahilere söz olmuş, yer yer atasözü gibi dilden dile dolaşmış mısralarıyla Türk kültür ve medeniyetinin oluşumuna büyük katkılar sağlamış bir gönül adamıdır…

Türkiye’nin birçok yerinde Yunus Emre’nin mezarı olduğu iddia edilir... Anadolu’nun çeşitli yerlerindeki Yunus Emre’ye atfedilen mezar ve türbeler Anadolu insanının onu ne kadar çok sevdiğini ve sahiplendiğini gösterir...

Bunlar şöyle sıralanıyor:

Eskişehir’in Mihalıççık ilçesine bağlı Sarıköy; Karaman’da Yunus Emre Camii avlusu, Bursa; Kula ile Salihli arasında Emre Sultan köyü, Erzurum, Duzcu köyü, Isparta’nın Keçiborlu ilçesi civarı, Aksaray, Afyon’un Sandıklı ilçesi, Ordu’nun Ünye ilçesi, Sivas yakınında bir yol üstü…

Ansiklopedileri karıştırdığımızda iddia oldukça kabarık…

Ne varki belgeler, Yunus Emre’nin asıl mezarının Karaman veya Sarıköy’de olduğuna işaret ediyor... Nitekim 1970 yılların başında Sarıköy’deki mezarın Yunus’a ait olduğuna kesin gözüyle bakılarak Sarıköy Mahallesine (Köy) Yunus Emre adı verildi ve bahçe içine anıt mezar yapıldı…

* * *

Eskişehirliler olarak, ’Yunus Emre bu topraklarda yaşamış ve ölmüştür’ diye diye gırtlak patlatmamıza rağmen, iktidar olan partilerin Eskişehir milletvekilleri, bakanları yıllardır bu konuyu maalesef halkın sahiplendiği kadar sahiplenemediler…

Eskişehirliler olarak her yıl mayıs ayının 6’ncı günü ‘Yunus Emre’yi anma günü ve haftası’ olarak birtakım etkinlikler düzenlesek de bunlar çok cılız kalıyor…

Kendimiz çalıyor kendimiz oynuyoruz...

Türk milleti kendi bağrından çıkan, duygu ve düşüncelerini arı Türkçe ile söyleyen bu evladını yedi yüz yıldan bu yana yürekten sahiplenmesine rağmen, çok üzücü olan son yıllarda Yunus Emre’yi anma günü etkinliğine bakanlar da ilgi göstermez oldular. Bu da Yunus Emre’ye gereken değeri vermediğimizin en belirgin göstergesi…

BİR TEK BAHAEDDİN GÜNEY SAHİP ÇIKTI

Geçmişte, daha doğrusu 1988-1992 yılları arasında Eskişehir Valiliği yapan Bahaeddin Güney döneminde Yunus Emre hak ettiği şekilde düzenlenen etkinliklerle anıldı. Hatta Bahaddin Güney, Yunus Emre’nin, ‘Sevelim Sevilelim Bu Dünya Kimseye Kalmaz’ özdeyişini lületaşından yazdırarak Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü UNESCO’nun duvarına astırmayı başardı…

“Ben gelmedim dava için benim işim sevgi için” diyen ve bütün insanları aynı sevgi dolu gönül gözüyle gören Yunus Emre, yine Vali Güney döneminde 1991 yılını, Birleşmiş Milletlerin kültür kuruluşu olan UNESCO tarafından bütün dünyada “Yunus Emre Sevgi Yılı” olarak kutlanması kararlaştırıldı….

Bakanlar Kurulu Kararıyla Eskişehir, ‘2013 Eskişehir Türk Dünyası Kültür Başkenti’ olduktan sonra, Türk Dünyası Kültür Başkentliğinin yanı sıra “UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Başkenti” de olmuştu. Bu da 23 yıl sonra gelen ikinci önemli başarıydı…

Nedendir bilinmez Eskişehirliler olarak UNESCO’nun verdiği değer kadar Yunus Emre’ye hak ettiği değeri vermiyoruz ya da veremiyoruz.

KENTE YUNUS EMRE’Yİ HATIRLATAN NE VAR?

Eskişehir’de özellikle kent merkezinde Yunus Emre’yi hatırlatacak ne var?

1-Odunpazarı Belediyesi’nin Kültür Merkezi.

2-Yunus Emre Caddesi.

3-Yunus Emre Devlet Hastanesi.

4- Anadolu Üniversitesi ana giriş kapısı önündeki Yunus Emre anıtı

Vali Mehmet Kılıçlar döneminde Yunus Emre’yi anma etkinliklerine katılan dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Eskişehir’de ‘Yunus Emre’ adında bir merkez ilçe kurulmasını önerdi…

Türkiye Cumhuriyeti’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün önerisiyle kurulmasına ilişkin İl Genel Meclisinden karar çıktı…

Yunus Emre isimli 3’ncü ilçenin kuruluşuna ilişkin önerge İl Genel Meclisinde kabul edilmesinden sonra mevcut Odunpazarı ve Tepebaşı İlçelerinin bir bölümü bölünecekti…

Nüfusu 1 milyonu geçmediği gerekçesiyle bu teklif kabul görmeyince, Yunus Emre adında bir ilçenin kurulması da bir başka bahara kaldı…

Gül’ün bu teklifi tozlu raflara kaldırıldı. Doğru da oldu… Eskişehir üçüncü bir merkez ilçeyi kaldıramazdı…

* * *

Yıllardır Eskişehir’de Yunus Emre’nin isminin hep gündemde kalması için kimse ağzını açmadı…

Madem Yunus Emre Eskişehir de yaşamış, mezarı da Eskişehir’de. Ki bundan şahsen zerre kadar şüphem yok. O zaman ben bir öneri getiriyorum...

Yunus Emre’nin mezarı Mihalıççık İlçesine Bağlı eski adıyla Sarıköy olan Yunus Emre Mahallesi’nde (Köy). Yunus Emre o topraklarda yaşamış…

O zaman Mihalıççık İlçesinin adı Yunus Emre olarak değiştirilmeli…

‘Mezarının bulunduğu mahallenin ismi de Yunus Emre’ diyenler çıkabilir. Olsun hiç mahsuru yok…

Eskişehir’de Yunus Emre adıyla üçüncü bir ilçe kurulmayacağına göre, ”Ya elimi al kaldır beni. Ya vaslına erdir beni. Çok ağlattın güldür beni. Gel gör beni aşk neyledi” diyen sevgi, hoşgörü timsali olan Yunus Emre’nin adını, onu ve onun ortaya koyduğu insani değerleri gelecek nesillere taşımak adına buram buram sevgiyi ve barışı çağrıştıran bu güzel bu anlamlı ismi Mihalıççık ilçesine verelim…

Sayın Valim Hüseyin Aksoy, Eskişehir milletvekilleri, Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ayşe Ünlüce ve Mihalıççık İlçesi’nin değerli Belediye Başkanı Sayın Haydar Çorum’a sesleniyorum. Eğer Yunus Emre’yi daha çok dillerde dolaştırmak, ona verdiğimiz değeri göstermek istiyorsak Mihalıççık İlçesi’nin adını Yunus Emre yapalım. Öyle zannediyorum ki Malıçlılarda karşı çıkmazlar….