Eskişehirspor'da iki sezondur alacaklarını alamadıklarını gerekçe göstererek ilk on birde direkt oynayan futbolcular tek tek gemiyi terk ettiler.

2020-2021 sezonun sonunda da elde kalan diğer futbolcular da aynı gerekçelerle ayrıldılar.

Kalanlar ise Cengiz Hoca'nın takıma kazandırdığı genç ve tecrübesiz futbolcular.

Divan Kurulu transfer tahtasını açmak için gece gündüz çalışıp alacaklı futbolcu ve teknik adamları imza vermeleri için ikna etmeye çalışıyor.

Başta Trabzonspor Kulübü olmak üzere imzaya yanaşmayanlar var.

Süre giderek daralıyor.

İmza tahtasını açmak için siyah-kırmızılı kulüpten alacakları olan 84 ismin imzası gerekiyor. Bu imzaların büyük kısmı alındı. 22-23 civarında imza kaldı.

Kalan imzaların alınması şu an için zor görünüyor.

Hadi diyelim Divan Kurulu zoru başardı.

Alacaklı olan tüm futbolcu ve teknik adamlardan imzalarını aldı ve transfer tahtasını açmayı başardı.

Peki, sonrası ne olacak?

Yukarıda yazdım.

Kulüpte Eskişehirspor'u bu sezon 2. Ligde tutabilecek futbolcu kalmadı.

Kalanlar U-17 ve U-19 takımlarından geçen sezon yapılan takviyeler.

Bu futbolcularla ikinci lige tutunmak çok zor hatta imkansız desem yalan olmaz.

Transfer tahtasını açmayı başardık dedik ya.

Mevcut genç ve tecrübesiz futbolcuların yanına tecrübeli isimler transfer edilmesi gerekir.

Kulübün kasası tam takır.

Bırakın 8-10'u bir futbolcu bile transfer edilecek para yok.

Bugün 2.Ligde oynayan bir futbolcunun transfer için istediği en az para 100 bin TL'den aşağı değil.

10 futbolcu transfer etmeye kalksanız bir milyon TL para lazım.

Hadi diyelim bir milyon transfer ücreti bir sezona yayılacak.

İlk etapta peşinatlar, yeni sezon hazırlıkları diğer giderler için en azından 500 bin TL'ye ihtiyaç var.

Baktığımızda çok büyük para değil.

İşte sorun burada.

Bu küçük parayı kim verecek?

Veya nereden bulunacak?

12 Temmuz'da yapılacak genel kurulda bir yönetim listesi çıkacağı iddia ediliyor.

Bu iki günden beri yaşanan gelişmeler sonunda biraz da zora girdi.

Yönetime talip çıkan olmazsa kulübün yönetimi kayyuma kalacak.

Kayyum bu parayı zaten bulamaz.

Yeni oluşacak yönetim cebinden 500 bin TL çıkarıp verecek mi?

Yoksa 'bakın zor olanı gerçekleşti. Divan kurulu transfer tahtasını açmayı başardı. Hadi pamuk eller cebe' diye şehre yeni bir çağrıda mı bulunacak?

Düne kadar ellerini cebe atmayanlar para mı yağdıracaklar?

* * *

Yazıyı yazarken 'Taş Bebek' lakaplı Gönül Yazar'ın seslendirdiği; 'Zor dostum zor gülerken ağlamak. O aşk dolu günlerin ardından bakmak. Zor dostum zor
Bir teselli bulmak. Sevip sevip sonunda yabancı olmak'
şarkısı aklıma geldi.

* * *

Birkaç yıl öncesine kadar 'tek sevdamız Eskişehirspor' diyorduk.

Hani siyah-kırmızılı formaya ve armaya aşıktık?

Şimdi ise şarkıda yer alan sözlerdeki gibi 'sevip sevip' o aşık olduğumuz renklere sonunda yabancı mı olduk?

ESKİŞEHİRSPOR KULÜBÜ NE ŞİKECİDİR NE DE DİLENCİ

Trabzonspor taraftarlarından Bilal Kureş yayınladığı videoda, 'Eskişehirspor'un gideceği yer çöplük. Eskişehirspor'un yöneticileri divan kurulu mudur, artık ne karın ağrısıysa kendilerine başkan dahi bulamadılar. Şikeden yargılanmış, UEFA tarafından şikeci olarak tescillenmiş, Türk mahkemeleri öyle demiş, böyle demiş. Onun öyle olmadığını siz de biliyorsunuz zaten. Eskişehirspor arka kapıdan dolanarak iş yapıyor. Bu durum bile senin kafadan şikeci olduğunun ispatıdır. Şikeci olduğunuzun farkında dahi değilsiniz. Şikecisiniz, şikecilik size doğal geliyor. Eskişehirspor kulübü hiç kusura bakma. Bu o kadar eziklik, o kadar düşüklük ki bu. Bir takıma şike yapıyorsun. Onun aleyhinde çalıyorsun, çırpıyorsun sonra gidip o takımdan para dileniyorsun' demiş.

Kureş'in bu sözleri sosyal medyada oldukça tepki gördü.

O taraftar Eskişehirspor Kulübünün şikayeti üzerine gözaltına alınmış.

* * *

Herhalde o sözde Trabzonspor taraftarı Bilal Kureş ya Eskişehirspor'un mazisini bilmiyor ya da yapılan yargılamalar sonucu aklanan güzide kulübümüzü karalayarak spor kamuoyunun gözünden düşürmeyi amaçlıyor.

Eskişehirspor Kulübü ne şikecidir ne de dilenci.

Bugüne kadar yer aldığı tüm liglerde alnının akıyla mücadele etmiştir.

Anadolu da ilk devrim ateşini yakmış bir kulüptür.

50 yıl önce İstanbul hegemonyasına tek başına direnmiş, oynadığı futbolla, tribündeki taraftarlarıyla bütün ülkenin sevgisine mazhar olmuş ve ona 'Anadolu Yıldızı' payesi boşuna verilmemiştir…

Hiç şüphesiz bugün çeşitli zorluklar yaşasa da küllerinden yeniden doğarak olması gereken yere, süper lige yeniden çıkacaktır.

Eskişehirspor gibi şanlı şerefli kulübe 'şikeci ve dilenci' yaftasını yapıştırmak isteyen o sözde Trabzonspor Kulübü taraftarının yargılanarak en ağır cezaya çarptırılması siyah-kırmızılı renklere ve kulübe gönül vermiş tüm Eskişehirlilerin en büyük dileğidir.

* * *

MASKE TAKANLARIN SAYISI AZALIYOR

Dün ES TV'de birlikte 'ES SPOR' programını yaptığımız Osman Cemoğlu ile Doktorlar Caddesinde ortak bir arkadaşımızın işyerinde karşılaştık.

Yaklaşık yarım saat işyerinin kapısının önündeki banklarda oturup sohbet ettik.

Bu arada işyeri sahibi arkadaşımızın ısmarladığı çayı yudumlarken ister istemez maskelerimizi çıkardık.

Çaylarımızı içtik ama maskelerimizi ağzımıza çekmeyi unutmuşuz.

Sohbet devam ederken maske denetim görevi yaptığını öğrendiğimiz iki polis memuru Doktorlar Caddesinde sorumsuz vatandaşlarımızı sık sık ikaz ediyordu.

Bizim oturduğumuz bankın karşısından geçerek yıkılan Kılıçoğlu Sinemasına doğru yürüdüler.

Aradan beş dakika geçti geçmedi bu kez bizim oturduğumuz taraftan yürürken yanımıza yaklaşarak nazikçe, 'Beyefendiler lütfen maskelerinizi çenenizden yüzünüze çeker misiniz' diye uyardılar.

Polis memurların uyarısından sonra maskelerimizi yüzümüze çektik.

Birisi beni tanıdı.

Eski Emniyet Müdürü Savaş Yücel döneminde özel kalem de görev yapmış.

'Siz Savaş Müdürümün makamına gelip giderdiniz. Hiç değişmemişsiniz' dedi.

İşyeri sahibi arkadaşım iki polis memurundan birisinin beni tanımasından sonra kendilerine çay ikram etmek istedi.

Kabul etmediler.

İki polis memuru bir taraftan bizimle sohbet ederken gözleri de Doktorlar Caddesinden gelip geçenlerdeydi.

Maske takmayanları veya yürürken maskelerini kollarına takanları veya çenesinin altına indirenleri de maskelerini takmaları için uyardılar.

Polis memurlarının bize maskelerimizi takmamız için yaptıkları uyarıya kadar caddeden gelip geçenlerin yüzlerinde maskeleri var mı, yok mu? Hiç dikkatimizi çekmemişti.

Ayaküstü 15 dakika kadar polis memurları ile sohbet ettik.

Cadde üzerinde gezmelerinin amaçlarının hem güvenlik hem de maske takmayanları uyarmak olduğunu söylediler.

Bu arada uyardıkları kişiler ile aralarında yaşanan ilginç diyalogları da anlattılar.

Kimisi 'nefes darlığım var', kimisi 'yüzümde olup olmadığının farkında değilim' kimileri ise 'kirlendi yenisini alacağım' derken, tek tük de olsa, 'bana bir şey olmaz' diyenler oluyormuş.

Onları kibarca uyararak maskelerini takmaları konusunda ikna ediyorlarmış.

Polis memurları izin isteyerek yanımızdan ayrıldılar.

Osman Cemoğlu ile birlikte bankta 10 dakika kadar daha oturduk.

Gelip geçenlerin yüzlerinde maskelerinin olup olmadığına bakmaya başladık.

Çok ilginç.

Önümüzden geçen insanların belki de yarısının yüzlerinde maske yoktu. Ya ceplerinde ya da kollarında veya çenelerinde idi…

Sanki koronavirüs Eskişehir'i terk etmiş! Gibi görüntü vardı.

Hükümetin 1 Temmuz'dan itibaren normalleşme sürecini başlatması, vaka sayılarının kısmen düşmesi ve Covid-19 aşısı olmak insanlarda belli ki büyük bir rehavet oluşturmuş.

Oysaki uzmanlar her ne kadar vaka sayısının düşmesi ve aşılanmış olsak da maskelerimizi takmayı ihmal etmememiz konusunda sık sık uyarılarda bulunuyorlar.

* * *

Polis memurlarının insanlara yaklaşımı ve kibarca insanları maske takmaları konusundaki ikazları hoşumuza gitti.

Geçmişte 'polis görünce' insanların bakış açısı farklı idi.

Bu algı yavaş yavaş kırılmaya başlamış.

ESKİŞEHİR AŞIDA TÜRKİYE 6'NCISI

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın açıkladığı 'aşılamada başarılı olan iller' tablosuna baktığımızda Eskişehir'in nüfusa oranla yüzde 70 aşılanma oranıyla Türkiye genelinde altıncı sırada yer aldığını gördük.

Eskişehir'de birinci doz aşı olanların sayısı 500 bine yaklaşırken, ikinci doz aşıda ise 228 bin 319 sayısına ulaşmış.

Bu büyük başarı…

Aşı olmayı tercih eden Eskişehirlileri kutluyorum.

Bu başarıda emeği olan başta İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Uğur Bilge ile tüm sağlık çalışanlarını da kutlamazsak onlara haksızlık yapmış oluruz.

* * *

KAMPANYA GÜZEL AMA KEŞKE (!)

AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığı, pandemi sürecinde #EsnafımızınYanındayız# kampanyasıyla başlattıkları çalışmaya #ÇaylarBizdenSohbetSizden# ismini verdikleri yeni bir kampanya ile devam ediyor.

İlçe Başkanı Av. Ali Acar, başlatılan çalışmada yine esnaflara destek sağlamak amacıyla marketlerden alınan çay, şeker gibi ürünlerin mahalle kıraathanelerine hediye edilmesi suretiyle esnaflara fayda sağlamayı hedeflediklerini söylemiş.

AK Parti Odunpazarı teşkilatı daha önce de pandemi nedeniyle yaşanan bu zorlu süreçte esnafın yanında olduklarını göstermek amacıyla 'yerli market ve bakkallardan' alışveriş yapma kampanyası yapmıştı.

* * *

AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanı Ali Acar'ın göndermiş olduğu maili okudum. Gelin birde birlikte okuyalım:

'AK Parti'nin kuruluşundan bugüne dek hassasiyetle her zorlukta yanında olduğu aziz milletimizin pandemi gibi bu zorlu sürecinde de bizler yine yanlarında olmaya gayret etmekteyiz. Yaklaşık 1,5 yıldır salgın hastalığın etkisinde olan esnaflarımıza ve vatandaşlarımıza başta hükümetimizin destekleri olmak üzere birçok alanda yardımcı olmaya çalıştık. Esnafımızın yanındayız diyerek başlattığımız bu çalışmalarda öncelikli hedefimiz mahalle bakkallarının ya da küçük marketlerin kalkınmasına öncülük etmek olmuştur. Bu hususta şehrimizdeki ve teşkilatımızdaki hayırseverlerin yardımıyla öncelikli olarak desteklerimizi esnaflara ulaştırmaya çalıştık. Akabinde, kıraathanelerin açılması ile uzun süredir hizmet veremeyen esnaflarımız için de yeni bir çalışma başlatmış olduk. 'Çaylar bizden sohbet sizden' düşüncesiyle attığımız bu adımda yine hayırseverlerimizin de destekleriyle, mahallelerdeki marketlerden temin ettiğimiz çay ve şekerleri yine o mahallerdeki kıraathanelere teslim etmek üzere tüm teşkilatlarımızla yoğun bir çalışma sergiledik ve bu alandaki çalışmalarımızı da hızla sürdürmeye devam ediyoruz'.

BELEDİYELERİ ELEŞTİRMEN YANLIŞ

Küçük esnafa yaptıkları bu destekler herhalde 'yetmez ama buna da şükür' diyen esnafı sevindirdi.

Bu kampanyadan dolayı şahsen bende kendilerine teşekkür etmiştim.

Dün AK Parti Odunpazarı İlçe Başkanlığından gelen e-postada 'mevcut belediyeler pandemi sürecinde de hizmet anlamında sınıfta kalmış olmaları bizleri üzdü' diyen satırları okuduğumda ise şaşırdım.

O satırları okuduğumda, 'acaba Ali Acar bu şehirde yaşamıyor mu?' diye sormak istedim.

Pandemi döneminde Büyükşehir, Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri hem fakir fukaraya sıcak aş hem de küçük esnaf ve sanatkarlara gıda yardımı yaptı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen işyerleri aylardır kapalı kalan esnaflara ikişer kez gıda paketi yardımı yaptı.

Hatta bırakın şehir merkezini ilçelere ve gelen talepler üzerine diğer illere bile gıda paketleri gönderdi.

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım ise kendisine ait olan 'Halk Market' alışveriş kartı dağıtarak destek oldu.

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç da kendi bölgesindeki esnaflara gıda paketi dağıttı.

Bunları görmedi mi?

Görmedi ise her gün Eskişehir gazeteleri yazdı.

Yerel hatta yaygın TV'lerde bile haber oldu.

Onları da görmemiş herhalde…

* * *

Ali Acar'ın pandemi döneminde yerli market ve küçük esnaflardan yaptığı 'alış-veriş' kampanyalarını alkışladım ve takdir ettim.

Belediyelerin yaptıkları yardımları ise görmezden gelmesine ise üzüldüm.

O açıklamayı Eskişehir'in en uzak ilçesi olan Günyüzü ilçe başkanı yapmış olsa, 'duymamıştır' diyerek hak verirdim.

Sevgili Ali Acar kardeşim.

Kardeşim diyorum çünkü kendisini kardeşim kadar severim.

Belediyeleri bu tür söylemlerle eleştirmeye devam edecek olursa yanlışlarına yenilerini ekler…

Eskişehir halkı hangi belediyenin ne yaptığını veya yapamadığını çok iyi görüyor.

Gerçekten yapamadıkları hizmetler var ise onların üzerinden eleştiriler yaparsa çok daha doğru hareket yapmış olur…

Bu küçük tavsiyemi de saygı ile karşılayacağını umuyorum. * * *