Başbakan Binali Yıldırım,
'başkanlık yolunu açan anayasa değişikliği'ni meclise getirince şöyle dedi:
'Artık koalisyon dönemini kapatıyoruz.'
14 yıllık söylemleri bu çizgi üzerineydi zaten.
'Koalisyonlar ülkeye felaket getirdi, koalisyon dönemindeki istikrarsızlığa son!'
***
Doğrudur.
Son koalisyon, programını uygulayacak yeterli zamanı bulamadan bitirilmişti.
Kısa ömürlü olması, koalisyonun kendisinden kaynaklanmıyordu. Devamlılığı sağlayacak demokratik
'koalisyon kültürü' yoktu.
Yıllarca yürümeyen koalisyonun nedenleri irdelenmedi, yaratılan algı ile sadece suçlandı.
Siyasi yönetim kültürünü bilmeyen,
Ülkeninki yerine kendi yararını öncelik alan,
Siyasetin dost, akraba çevresine mevki ve rant dağıtmak olduğunu düşünen,
Liyakati büyük/küçük iktidar gücünü elinde tutana yalakalık sanan,
'Kasabalı politikacı kafası'ndan böylesi sorgulamalar da beklenmezdi zaten!
***
Son koalisyonun ardından, tam 14 yıldır tek parti iktidarı ile yönetiliyoruz.
Politikacıların sözlerini ve onların ağzından çıkanı münazara konusu sayıp savunmaya geçenleri dinleyince, 14 yıldır müthiş bir istikrar (!) içinde olduğumuzu öğreniyoruz.
'28 Şubat süreci'nin getirdiği dalgalanmayı,
On binlerce vatandaşın ölümüne neden olan
'Marmara Depremi'nin tahribatını,
'2001 krizi'nin yarattığı ekonomik yıkımı,
Unutmuşsanız,
'DSP-ANAP-MHP Koalisyonu'nu çok başarısız bulabilirsiniz!
***
Ergenekon, barış süreçlerindeki yanlışları ve yalanları unutanlar/unutturanlar, nedense koalisyon sürecini net olarak hatırlıyor ve yorumluyor.
Koalisyon döneminde bütün tahribata rağmen % 5 olan kalkınma hızının, 14 yıllık ortalamasının % 4,5 olduğunu kaç kişi biliyor?
IŞİD terörünün olmadığını,
Sonrasında; 'birkaç öfkeli genç' denerek, yüzlerce gencin gizlice saflarına katılmasına göz yumulan radikal dinci örgütün, yüzlerce yurttaşımızın hayatına mal olduğunu;
Lideri yakalanan PKK terörünün minimum düzeye indirildiğini,
Sonrasında ve emperyalistlerin desteği ve barış süreci aldatmacasıyla büyük bir terör örgütlenmesi olarak geri döndüğünü, her gün yüreklerimizi takan şehitler vermemize neden olduğunu,
Gülen cemaatinin devleti yıkmak isteyen bir örgüt olarak yargılandığını, Fethullah Gülen'in mahkûm edildiğini,
Sonrasında; alnı secdede temiz ve imanlı çocuklar kollamasıyla dal budak salarak FETÖ'ye dönüştüğünü, devleti ele geçirme cüretini gösterecek güce ulaştığını, en güvenilen devlet kurumları olan TSK ve yargıyı itibarsızlaştırmalarına göz yumulduğunu, büyütülen bu canavarın saldırısına maruz kaldığımızı,
Komşu ülkelerle ilişkilerde 'yurtta sulh, cihanda sulh' anlayışının öncelik alındığını,
Sonrasında; güvenilir, dost bir ülke kalmayıncaya kadar tüm komşularla kavga edildiğini, dış ilişkilerde sürekli zikzaklar yaşandığını,
Kaç kişi biliyor acaba?
Aranan istikrar bulundu mu?
***
Koalisyonu bozan Devlet Bahçeli, partisinin bir dönem parlamento dışında kalmasına neden olmuştu. Şimdi de başkanlık rejiminin kurulması için benzer desteği veriyor ve MHP için baraj yine bayağı yükseklerde görünüyor.
'Koalisyon iktidarı' karalanarak istikrar için
'tek parti iktidarı' istenmişti.
Şimdi
'tek parti iktidarı'nı çıkaran parlamenter demokrasi yetersiz bulunuyor, çamur atılıyor ve çözümün
'başkanlık' olduğu söyleniyor.
İleride şöyle bir tezle ortaya çıkılmasından endişeliyim:
'Sultanlık rejimi, -demokratik olduğu söylenen- başkanlık rejiminden daha demokratiktir.'
Ne de olsa,
Herkesin demokratik istikrar anlayışı kendine münhasır!