Dostoyevski kumarbazdı.
Çocukluğunda…
Gençliğinde; baba alkolikti, anne hep hastaydı…
Alkolik babasından para istiyordu.
“Senden, çay gibi keyif verici içecekler için para istemiyorum, sadece aç olduğum için para istiyorum” diyordu.
Sonrasında…
Sara hastası…
Ayrıca kumarbaz.
Hastalık derecesinde!
Yazdığı romanlardan kazandığı bir miktar parayı da kumarda kaybediyordu.
Hiçbir zaman kazanamadığı kumar yüzünden sürekli borçlanıyordu.
Asla ödeyemeyeceği miktarda borcu vardı.
Yayıncılardan, yazmadığı romanlar için avans alıyordu.
Kurguladığı, yazacağını söylediği, kafasındaki romanı anlatıp…
Yazma sözü verip borç ya da avans alıyordu.
***
Yayıncı Stellovski onun bu içler acısı durumu karşısında…
Bir anlaşma yaptı onunla.
İki yıl içinde ona bir roman yazıp verirse tüm borçlarını ödeyecekti.
Ayrıca kendisine bir miktar da para verecekti.
Hemen işe koyuldu Dostoyovski…
Ama…
İşte…
Sara hastası…
Aklı karışık!...
Gençliğinde Çar tarafından kurşuna dizilmekten son anda kurtulmuş…
Sibirya’ya sürgüne gönderilmiş…
Sürgünde insanlık dışı bir yaşama maruz kalmış…
Bütün bunlar aklını büsbütün karıştırmış!
Psikolojik sorunlar yaşıyor.
Bir taraftan da kumar belası…
Öyle olunca…
Yirmi üç ay geçmesine rağmen ortada yazılan hiçbir şey yok!
Eğer söz verdiği gibi iki yıl içinde romanı yazıp bitirmezse, daha önce yazdığı bütün romanların yayın hakkına el koyacaktı, Stellovski.
Sürenin bitmesine bir ay kalmıştı.
O sırada bir mucize oldu.
Sürenin bitmesine yirmi altı gün kalmışken…
Dostoyovski, müthiş bir roman yazdı.
Kumarbaz!
Yazdığı roman buydu!
Kumarbaz!
Nasıl başardı bunu?
Yirmi altı günde roman yazmayı nasıl başardı?
Sonradan karısı olan genç Stenograf (daktilograf) Anna’ya dikte ettirerek.
Yani?
Yani görüyorsunuz işte.
Kimileri bir hevesle yazar…
Kimileri egosunu tatmin etmek için.
Kimileri için bir hobidir yazmak…
Kimileri için geçim derdi.
Kimileri elinin boşluğundan yazar…
Kimileri, Dostoyevski gibi mecburiyetten.
Sizin yazma nedeniniz bunlardan hangisi diye soracak olursanız…
Hiçbiri!
Önemli olan yazmak… Yazmaya devam etmek…
Ben de öyle yapıyorum.
Israrla yazmaya devam ediyorum.
Bir işe yarar mı yazdığım bu yazılar?
Hiç bilmiyorum.
Hiç!