Şu günlerde toplumsal gündemimiz 'iftar yemeği gösterileriyle' ya da 'koalisyon olasılıkları hesaplarıyla' çalkalanıyor…
Oysa kapımıza dayanan çok ciddi bir savaş tehlikesi var.
Savaş ortamını tırmandırma hırsına tutulmuş olan AKP ve RTE çok ince hesaplar yapıyor… O hesaplar, emperyalist güçlerin hesaplarıyla büyük ölçüde örtüşüyor…
Bu durumda duyarlı yurttaşlara, savaş kışkırtıcılarının karşısına dikilerek Türkiye'de ve Ortadoğu'da barışı korumak gibi önemli görevler düşüyor.
Suriye'de Savaşa Son Verilmelidir
Ortadoğu uzun süredir emperyalist çıkar çatışmalarının ateş çemberi içinde yanıyor. Kirli savaşlar yüz binlerce insanın ölümüne ya da yerinden yurdundan edilmesine neden olmaktadır.
Irak'ı ve Suriye'yi merkez olarak seçen çatışmaların yarattığı vahşetin sonuçları Türkiye'yi de doğrudan etkilemektedir.
Suriye'deki savaşın etkileri ve sonuçları adeta Türkiye'nin bir iç sorunu haline gelmiştir.
Diğer yandan, savaşın karanlık ortamından yararlanan gerici IŞİD çeteleri sınırlarımızın hemen yanı başında katliamlarını sürdürmektedir.
Bu nedenlerle Suriye'deki savaşın üzerine acilen 'barış püskürtülmelidir…'
Suriye ile Savaşa Hayır!
AKP iktidarının ta başından beri 'Suriye'deki savaşa birinci derece müdahil olmak niyeti' bilinmektedir. Bu niyet, 'mezhep şovenizmine' ve 'bir koyup üç almak gibi basit savaş çıkarcılığına…' dayanıyor. Bu kötü niyetin gerçekleşmesine, ülkemizdeki barış ve demokrasi güçlerinin kararlı direnci şimdiye kadar izin vermemiştir.
AKP (ve RTE) şimdi de '7 Haziran sonuçlarını kendi lehine çevirebilmek için savaşa sarılmaya çalışmaktadır…'
Oysa Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesi, hem Ortadoğu'daki yangını büyütecek hem de o yangını Türkiye içine taşıyacak çok tehlikeli bir girişimdir. Çünkü Türkiye'nin Suriye ile savaşa girmesi, Güneydoğumuzdaki barut fıçısının hemen patlamasına neden olacaktır…
Bu nedenlerle Türkiye'nin Suriye'ye girmesi saçmalıklarına karşı çok güçlü bir biçimde haykırmak gerekir: 'HAYIIIR !...'
'Barış Bloku'na Evet!
10 Temmuz 2015 günü İstanbul Taksim'deki Cezayir Salonu'nda yapılan bir toplantıda bazı siyasal parti, sendika, meslek örgütü, platform ve dernekler 'Barış Bloku' çatısı altında bir araya geldiler.
Bu toplantıda yayımlanan ortak basın bildirgesinde Barış Bloku'nun temel hedefi; 'savaşı ülke sınırlarının içine taşımayı göze alan kışkırtıcıların aksine, barışı ülke sınırlarının dışına taşımak…' olarak açıklandı.
Ayrıca bu bildiride, 'AKP iktidarının savaşı kışkırttığı ve IŞİD'in palazlanmasında rol oynadığı…' vurgulanıyor.
'Suriye'de Savaşa Son' ve 'Türkiye'nin Suriye'ye müdahalesine Hayır' diyerek bir araya gelen Barış Bloku'nda sol ve sosyalist güçlerle Kürt hareketi öne çıkıyor.
Ayrıca bu blok içinde bazı CHP milletvekillerinin de yer alması çok büyük önem taşıyor. İzninizle ortak bildirinin altına imza atan CHP milletvekillerinin isimlerini sizlerle paylaşmak istiyorum: İlhan CİHANER, Fikri SAĞLAR, Veli AĞBABA, Sezgin TANRIKULU, Oğuz Kaan SALICI, Zeynep ALTIOK, Mehmet TÜM, Niyazi Nefi KARA, Nurhayat Altaca KAYIŞOĞLU, Orhan SARIBAL, Zeynel EMRE.
Güçlü bir 'sol birliğin' barışa sahip çıkması çok önemli. Çünkü tıpkı 'yüreğin solda atması…' gibi, 'güçlü ve kalıcı bir barışı sağlayacak olan da sol güçlerdir…'
Böylesine temiz niyetli bir barış girişiminin bence tüm duyarlı yurttaşlarca desteklenmesi gerekir.
Dileğimiz, bu barış bloğunun 'daha kitlesel bir Barış Hareketine dönüşebilmesidir…'
Şimdi Barış Zamanıdır
Şiddetin, çatışmanın, terörün ve savaşın kol gezdiği bölgemizde ve ülkemizde şimdi barışın tam zamanıdır.
Zaten barış ne zaman 'zamansız' oldu ki?..
İşte şimdi de Suriye'deki savaşı ve Güneydoğumuzdaki terörü barışa boğmanın tam zamanıdır…
Şu yaşlı dünyamızın insanlık tarihi boyunca 'barış' hep 'umut' oldu. İyinin, güzelin ve doğrunun umudu…
Tıpkı Nazım'ın dediğince:
' Düşmezse düşmesin yakamızdan ölüm,
Bizim de üstümüze güneş doğacak gülüm.
Gülüşüne bir kurşun sıksa da ölüm,
Unutma ki umuda kurşun işlemez gülüm…'
Barış dolu günler dileğiyle…
Sağlıkla, sevgiyle ve dostlukla.